Havalar guzellesti, artik bir barbeku alalim, disarinin masa sandalyesini halledelim dedik. Pazar sabahi once eski mekanimiz Rutherford'daki "Supreme Bagel" a ugradik kahvalti icin. Ardindan disariya masa-sandalye secmek icin "State Fair" adinda bir magazaya gittik...
MASA,SANDALYE...
Onun surasi bunun burasi derken bir tane begendim. Oturdum, bunu alalim dedim. Bezen, "hade hadee..." diye kovaladi beni. Fiyatina dikkat etmemisim, 3500$. Her zamanki gibi gidip en pahalisini bulmusum :)
Neyse bir set begendik. Alti ustu plastik bir masa, 4 sandalyesi, semsiyesi su bu derken yine 500$ tuttu. Sonra ben gidip sooyle istedigimde uzanip guneslenebilecegim, katlanip acilabilen guzel bir sandalye buldum. Onu arabaya attik, digerleri icin 25$ verdik, Cuma'ya getirecekler...
Bizim sitede komurlu, tuplu barbeku yasak. Her evin gaz baglantisi yok (bizimkinin de) dolayisiyla tek alternatifimiz elektrikli barbeku. Gel gor ki bulmasi cok zor. "State Fair"de sohbet ettigimiz eleman "P.C. Richards'da varmis" dedi. P.C. Richards & Son her cesit elektronik cihaz satan bir magaza zinciri. Bizi 4 sene idare eden klimayi onlardan almistik. Yola koyulduk...
Bezen arabayi kullaniyor, ben de Blackberry'den mailleri okuyordum. Bir ara kafami kaldirinca, benim cok sevdigim bir dukkana yaklastigimizi farkettim "CD/DVD World". Bu elemanlarin kucuk bir dukkani var ama inanilmaz cesit tasiyorlar. Genellikle arayipta bulamadigim bir film varsa bunlara gidiyorum. Birden aklima uzun zaman once gordugum bir DVD geldi: "Tarkan".
WII
"Gel bir bakalim, hala duruyorsa alalim" dedim Bezen'e. Iceri girerken kapida bir ilan gozume carpti " We have Wii & PS3". Gozlerim parladi tabii! Wii, nintendo'nun en son cikarttigi oyun konsolu.
Konsolun devrim niteliginde bir kac ozelligi var. En cok ilgi cekeni "telsiz uzaktan kumandasi". Bir sensor araciligi ile vucudunuzun hareketlerine tepki veriyor konsol. YouTube'da aratirsaniz yuzlerce video var.
DVD & BBQ
Turkce'ye "evli ve cocuklu" (Married With Children) diye cevrilen cok sevdigim bir komedi dizisinin ilk iki serisiyle birlikte bir de Wii aldim. "En azindan oturup oynamak yerine egzersiz yapmis olursun" diyerek destekledi Bezen :)
Ardindan, mutlu mesut barbekumuzu aldik P.C. Richards'dan. Bizim komsular da (Ilkay - Sibel Kazakci ve Eda - Murat Kilic) aynisini kullaniyor zaten.
KOSU AYAKKABISI
Eve donmeden Montclair'de daha once kosu ayakkabilarimi aldigim magazaya ugradik. Bu aralar pek kostugum yok ama bir cifti is yerinde tutuyorum, gym'e gittigimde giymek icin. Cok iyi bir magaza orasi, n tane ayakkabi deneyip, kosup test ederek en son benim ayak yapima ve stilime en uygununun "Brooks Adrenaline GTS 6" olduguna karar vermistik.
Bir ay sonra, gecen seneki gibi Corporate Challenge kosusuna katilacagim. Bari bu sefer durmadan bitireyim diyorum. E onun icin de hazirlanmak lazim. O yuzden bir cift kosu ayakkabisi daha alayim dedim. Magazadaki bayan ayakkabilarima bakip, "aa Brooks upgrade etti, simdi Adrenaline GTS 7 var elimizde" dedi. 11.5" varmis, iki dakikada alip ciktik. Haa arada ben bir maymun istahlilik yapip kalp atisi vs. hesaplayan bir de saat aldim ama sonra mesafeyi olcmedigini farkedince iade ettik.
Velhasil, 4 saat alisveris yapmisiz. Beni disari cikartmak biraz pahaliya patladi Bezen hanima :)
Pazartesi, Mayıs 07, 2007
Cuma, Mayıs 04, 2007
Sakura Matsui
Etraf muhtesem ciceklerle dolu. Rengarenk. Agaclarimiz da yeseriyor birer ikiser. Bize de yasasiiin, bahaaarr diye hoplayip ziplamak kaliyor mutlu mutlu. Gunesi gordugumuz iki haftasonudur haril haril patio'muza (ne diyeyim ki buna avlu mu teras mi, iki metrekare alan iste:)) masa sandalye ve barbeku bakiyoruz. Evin icindeki hicbir esya icin bu kadar dolasmadik biz. Genelde sikilip ilk hadi bilemedin ikinci girdigimiz yerden alip cikariz ne alacaksak cunku. Ama bu oyle mi ya. Bir kere ilk kez acik alanimiz oluyor, ve biz bu minik yere cok sey sigsin ama kalabalik da olmasin gibi namumkun bir hayal icindeyiz. Bir masalara bakiyoruz bir salincaklara bir sezlonglara. Salincaklarda ve sezlonglarda yiyip icmek biraz zor oluyor yalniz, temsili olarak test ettik. Terasimizin daimi etkinligi mangal olacagi icin masa-sandalyeye donduk yeniden. Elimizde metre bir onu olcuyoruz bir bunu. Genelde de takim satiliyor bu meretler, birinin masasini birinin sandalyesini begenince olmuyor. Bu haftasonu karar vermek lazim artik. Mangal ayri bir problem. Site olur da yasak olmaz mi, sadece elektrikli ya da dogalgazli mangala izin var. Bizim dogalgaz cikisimiz yok disarida, el mecbur elektrikli alinacak. Onlardan da fazla yok piyasada. En son Ilkaylarin elektrikli mangali disaridaki prizi bozunca endiselendik de biraz. Evlerin elektrik sistemi gayet dandik anlasiliyor ki. Cok buyuk bir alet de degildi oysaki. Biz de mecburen oyle birsey alacagiz, bizimkini de bozup mangal hayallerimizin icine etmez umarim.
Haftasonu Eda ve Muratla kiraz agaclarinin acmasi serefine yapilan Sakura Matsui festivaline gittik Brooklyn Botanik Bahcesine. Henuz hepsi acmamis ama acanlari bile yetmis Cherry Esplanade'nin muhtesem bir renkle kaplanmasina. Sabah kalktigimizda bulutlu ve biraz serindi hava. Ama hava durumuna gore o gun sicak olacagi ve oglen olmadan gunes acmasi beklendigi icin hic ustumuze alinmadik ve tisortlerle dustuk yola. Meterolojiye bu kadar fazla guvenmemizin bedelini bir turlu dagilmayan bulutlara, bir ara kafamiza damlayan ama allahtan yagmayan yagmura soylenerek ve biraz usuyerek odedik. Oglen acmasi gereken gunes kendini gosterdiginde saat 4.30 du ve biz parktan cikiyorduk artik. Haftasonu iki gun surdu festival, biz pazar gunu gittik. Civarda park yeri bulmak coook zaman aldigi icin davul gosterisine biraz gec kaldik ve gorebilmek icin gosteri alaninin kenarinda biriken kalabaligin arasinda biraz boyun jimnastigi yapmak gerekti ama gosteri cok guzeldi. Soh Daiko'ymus grubun adi, Temmuzda bir gosterileri daha olacakmis New York'da, gidilecekler listesine eklendi bile. Gosteri sonrasi birseyler yedik, cevrede dolasip farkli cicek isimleri ogrendik (bir tekine bile bu bu iste diyemem gorsem ama olsun). Adil ve Edanin ancak ulasabilen is arkadaslariyla bulusup bir parti de onlarla dolastik.
Neler yoktu ki etkinlikler arasinda, folk danslari, flut konseri ve baska konserler, martial art gosterisi, fotograf sergisi, samuray kilic gosterisi, cay seramonisi, kagittan bebek yapimi, ikebana, seker kamisindan yapilmis kagitlarla origami, cocuk aktiviteleri, workshoplar vs vs vs. Origami ve kagit bebek yapimi da ilgimizi cekiyordu ama bunlarin yer aldigi binanin onunde uzuuun ve ilerlemiyormus gibi gorunen bir sira oldugunu gorunce vazgectik.
Brooklyn'e kadar gelmisken gitmemek olmaz diyip Grimaldi's Pizzeria'ya pizza yemeye gittik. New York'un en iyi pizzacisi olarak un yapmis durumda kendileri, kapida her daim sira oluyor. Bazen uzun bazen kisa ama mutlaka ve mutlaka sira oluyormus. Camdaki kupurlere gore 2001'den itibaren her yil en iyi secilmis alaninda Zagat tarafindan. Biraz erken gittigimiz icin herhalde sira fazla degildi. Disarida ve masada toplam 1 saat kadar bekledikten sonra pizzalarimiz geldi. Tarafimizdan silinip supurulmeleri ise 10 dakika bile almadi. Bir tane daha isteseydik diye hayiflanip ama bir 40 dakika daha onun icin beklemek istemedigimize kadar verince ciktik. Disaridaki sira artmaya baslamisti biz ciktigimizda. Hoboken'a da bir dukkan actiklarini ogrenince sevindik, ne kadar iyi olursa olsun bir pizza icin tee Brooklyn'e gidemem valla.
Gozu donmus ve dorduncu tepsi pizzayi ismarlamayi gec akil ettigi icin uzgun olan grubumuz teselliyi hemen karsidaki Brooklyn Ice Cream Factory'de buldu. New Yorkdaki en iyi 10 dondurmaci arasinda yer aliyor burasi da. Fazla cesit yok ama dondurmasi cok lezzetli. Yeri de iyi secmisler tabi. Dondurmalari alip Manhattan manzarasina karsi saliniyorsunuz. Haftasonlari dugun fotografi cektirmeye gelmis gruplar da oluyor mutlaka.
Bir sonraki durak artik ancak semerci olabilecegi icin midemize ve donmus gozumuze dur diyip eve donmek uzere arabamiza yoneldik. Grimaldi'nin onundeki sira iyice uzamisti bu arada. Ilk geldigimizde de bu uzunlukta bir sira olsa ben girmezdim sahsen. Tamam cok lezzetli ama bir pizza icin bir saat kapida kuyrukta beklemek hic yapacagim sey degil. Donus yolunda Brooklyn'e (veya Queens'e) niye mumkun oldugunca az geldigimizi yeniden hatirladik: Manhattan'dan cikis trafigi. Buralara gitmemek icin 10 takla atmamizin tek suclusu bu trafiktir efem. Holland tuneline girebilmemiz 1 saat falan surdu, insanin arabayi oracikta birakip imdaat diye bagirarak kacasi geliyor. Iki tunel yetmiyor iste Manhattandan New Jersey'e gecmek icin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)