Çarşamba, Haziran 29, 2005

Hafta ici hayat zor netekim...

Dunya kucuk! Gecenlerde Ilkay dedi ki "Yahu Adil, bir arkadasim nasilsa senin blogunu bulmus, hatta gecende yayinladigin oyunlardan birine takilmis ve oyundaki odadan cikacagim diye gece uykusuz kalmis" :)

Uykusuz kalan bir tek o arkadas degil. Pazartesi flash oyunlarindan birine takilinca gece 1'de bilgisayarin basindan kalkabildim. Sali gunleri, global grup toplantimiz var sabah 8'de. Dolayisiyla saat 6:30'da kalkip 6:40 otobusunu yakalamam gerekiyor.

Dun aksam da yine once, bir onceki aksam bitirimedigim bir oyuna takilip bitirdim; huzura kavustum. Ardindan, hafta sonu izlemeye niyetlenip vakit bulamadigim Sam Raimi'nin yonettigi The Gift filmini izledim gece 1'e kadar. Kisaca filmden bahsedeyim...

Cate Blanchett , Avustralyali bir kadin oyuncu. En cok aklimda kalan iki filmi, gecen hafta sonu izledigim The Aviator ve Ingiliz Kralicesini canlandirdigi 1998 yapimi Elizabeth. Ozellikle The Aviator'daki aksanina bayildim :)

Cate, The Gift filminde, 3 cocuk annesi bir medyum - Annie Wilson - karakterinde. Esini bir patlamada kaybetmis ve cocuklarinin geciminin buyuk kismini gelecegini 'okudugu' insanlarin yardimlari ile sagliyor. Yardim ettigi kadinlardan birinin maganda kocasi (Redneck i booole cevirdim, daha iyisini bilen varsa haber etsin) - Keanu Reeves - ile basi derte girer. Ek olarak bir cinayet icin kendisinden yardim istenir ve olaylar iyice karisir... 7.5/10

Bugun cok yogun bir gun oldu. Haftalardir ugrastigimiz bir projeyi hayata gecirmekle ugrastik aksam 8.30'a kadar. Sonrasinda asagi Manhattan'daki bir bara takildik 1 saat kadar. Eve vardigimda saat 10'u geciyordu. Ardindan Japonya'daki takim arkadasimiz ile haftalik gorusmemi yaptim yarim saat kadar. Hafta ici hep boyle is kosusturmacasi iste!

ABD'nin Ingiltere'den bagimsizligini kazanmasi munasebeti ile Pazartesi tatil (4 Temmuz - Independence Day). Yatirim Arastirma bolumu baskanimiz Hindistan'da, Yazilim Gelistirme bolumu baskanimiz da Cuma gunu yok. Dolayisiyla bardaki muhabbete gore bu Cuma erken kacicaz :) En guseli cuma gunu evden calismak galiba :))

Pazar, Haziran 26, 2005

New York Halk Kutuphanesine Uye Olduk

Ilk kez bir kutuphaneye gidisim orta okulda donem odevi olarak bana "Ermeni ve Yunanlilarin 1. dunya savasinda Turklere yaptigi eziyetler" verilmesi sayesinde olmustu. Vakfikebir'deki halk kutuphanesi, cesitli devlet servislerinin verildigi bir apartmanin en ust katindaki 4 duvari tek sira kitapla dolu bir yerdi. Herhalde hepi topu olsa olsa 1000-1500 kitap ya var ya yoktu. Ortaokul/Lisedeki kutuphanemiz de cok yetersizdi. Tum Kutuphane, evlerimizde kullandigimiz kitapliklarin 8-10 tanesinin sigdigi kucucuk bir odadan ibaretti. Kutuphanedeki ilgimi ceken tum kitaplarimi okumam bir yilimi almisti. Sonra da bir daha ugramadim...

ODTU'nun kutuphanesi'ne ilk girdigimde dilim tutulmustu. Tertemiz, piril piril bir ortam ve herhalde yuzbinlerce kitap! Velhasil dersler o kadar agirdi ki ders kitaplarini okumaktan ekstra kitap okumaya, arastirma yapmaya pek vakit olmuyordu. Olan vakti de zaten kutuphane yerine bilgisayar odalarinda gecirmeyi tercih ediyordum. Sanirim 2. siniftan sonra kutuphaneye hic ugramadim. Aslinda, bir daha hic bir kutuphaneye ugramadim...

Bu memlekette durum biraz degisik. Gezmeye geldigimiz donemlerde, daha once ABD'ye gitmis arkadaslarimiz "internet icin kutuphanelere gidin, bedava kullanabilirsiniz" demislerdi...

Bezen gelip Rutherford'a yerlesince Rutherford kutuphanesine uye olayim demis ama yanindaki faturayi yeterli gormeyip kira kontratini istemisler. O gun bugundur goturup uye olacak :) Kitaplarin yani sira VHS ve DVD filmler de varmis ama NetFlix'e uye oldugum icin hic ilgimi cekmedi. Haliyle uye olmak icin hic bir denemede bulunmadim bile...

Cuma gunu doktor randevusu sonrasi Bezen de isten erken cikinca hadi su NY kutuphanesine bir bakalim ne istiyorlarmis uyelik icin dedik. NY'da yasamiyoruz ama Manhattan'da calistigimiz icin uye olabiliyor olmamiz lazim. Gittik sorduk, "burda yasadiginizi veya calistiginizi ispatlayacak bir dokuman gerekiyor" dediler. Resimli is kimliklerimizi ve ehliyetlerimizi gosterdik. Bir form verdiler, ev adresimizi yazdik ve boylece uye oluverdik!

Uzerinde uzunca bir numara yazili host bir kart ve ayni uye numarasinin yazili oldugu anahtarliga takilacak cinsten kucuk ek bir kart verdiler. Internet'ten kitap alabilmemiz icin birer sifre belirledik ve islemlerimiz bitti!

Biraz once kontrol ettigimde, kayitlarimizin online sisteme girildigini gordum. Artik online ebook indirmemiz mumkun olacak :)

Gole girelim, serinleyelim...

Hafta ici yilin en uzun gununu geride biraktik. 6/25/2005 Cumartesi: Oglen sicagi 100F (37F) derece. George Washington koprusunu yeni gecmisiz ki trafik kilitlenmis, milim milim ilerliyoruz. Arabanin icinde klima pufur pufur esiyor ama ne fayda. Gidecegimiz hepi topu 60 millik (~100Km) yol ama 5mil hizla gidebiliyoruz...

Gecen Pazar Serpil Hanim ve Kara Bey barbekuye davet etti (Mehmet Karaaslan ama Kara Bey diye bilinir). Tum ahali orda toplandik. Bu hafta Mina ile Charles barbeku'ye davet etti. Bu arkadaslarimiz Bridgeport, Connecticut'ta oturuyorlar. Evden ciktiktan 2 saat sonra, yol ustunde Stamford'a ugrayip Balkir kardesimizi aldik ve 2.5 saat sonra nihayet Bridgeport'a varabildik.

Mina ile Charles'in evine ilk gez gittik. Cok hos bir ev. Lake Forest golune bakan genis, guzel bir arka bahceleri var. Cimlerin bittigi yerde gol basliyor! Charles barbekuyu hazirlarken kendimizi gole atip serinledik.

Bolca fotograf cekebilelim diye aksamdan fotograf makinesinin pilini sarj etmistim. Tam cikmadan, icindeki resimleri bilgisayara aktarip yer acayim dedim. Bezen fotograf cekmeye kalkinca farkettik ki meger, resimleri aktardiktan sonra CF kartini okuyucudan cikartmayi unutmusum! Dolayisiyla biz fotograf cekemedik ama Mina epeyce cekti.

Balkir'i saat 6'da trene bindirip Manhattan'a gonderik. Cafe Wha'daki stand up komedi gosterisi icin bilet almis. 2 ay evvel is cikisi arkadaslarla nargile icmeye gitmis, ordan cikista da Cafe Wha'ya takilmistik. Cok dolu dolu, eglenceli bir mekan...

Biz kaldik, Mina ve Charles ile uzun uzun muhabbet ettik. Gece 12'de yola ciktik. Aslinda Tappan Zee koprusunden gecip yolu uzatir ama rahat gideriz dusuncesindeydik ama sonra "gecenin 1i olmus, bu saatte trafik mi olur?" diyip I-95'den devam ettik. Tam Bezen, 'yol hep boyle olsa' dedikten 1 dk sonra trafik sikisti. 3 tane kaza gorduk. Basit kazalar ama 3-4 serit 1-2 serite inince yol kaldirmiyor o kadar trafigi. Ustune ustluk bir de George Washington koprusunun ust gecisini kapatmislar, o da tuz biber oldu. Neyse, kazasiz belasiz gec de olsa eve vardik.

Pazar sabahi, yumurta-bagel toparlanip Riverside parka gittik. Sibel Bulgaristan'a gecmis, Ilkay da kendini kaptirmis gym'den cikmiyor. Sabah da erken kalkip gitmis sporunu yapmis ama usenmedi geldi birlikte parkta kahvaltimizi yaptik, muhabbetimizi ettik, bir iki saat takildik. Simdilik bu kadar...

Film: The Aviator

The Aviator

Leonardo DiCaprio'nun oyle ayirt edici, cocuksu bir yuzu var ki, hangi filmini izleyecek olsam, bastan 'Leo bu konuya gitmez' on yargisi ile basliyorum. Ama hakkini yemeyelim, The Beach haric izledigim diger filmlerin hemen hepsinde cok basariliydi.

1993'de ki What's Eating Gilbert Grape filminde (o zaman henuz 19 yasindaydi) gayet iyiydi ama Johnny Depp'in ile kiyaslaninca, oynadigi kucuk kardes rolundeki gibi kucuk kaldi.

2002'deki Gangs of New York, filminde basariliydi ama Daniel Day-Lewis o kadar muhtesemdi ki Leonardo yine golgede kaldi.

2002'deki bir diger filmi Catch Me If You Can filminde basrolu Tom Hanks ile paylasti ve yine iyiydi.

The Aviator'a gelince... Cok basarili bir film olmus. Filmin yonetmeni Martin Scorsese, Taxi Driver, Raging Bull, The Last Temptation of Christ, Goodfellas, Cape Fear, Casino, Gangs of New York gibi pek cok iyi filme imza atmis sevdigim bir yonetmen. Netekim, bunu da iyi yapmis: 9/10

Cuma, Haziran 24, 2005

Goz ameliyatindan 1,5 ay sonra...

Lasik ile ameliyatin olmamin uzerinden yaklasik 1.5 ay gecti. Cuma gunu isten erken cikip 34. caddedeki Stahl Eye Center'a gittim. Randevu saat 3'teydi ama klasik 15-20 dk bekledim. Doktorum "Thierry Hufnagel" muayenesini yapti ve her seyin normal gorundugunu soyledi.

Parlak isiga, Gunes'e karsi gozumun hala hassas oldugunu, bunun gittikce azaldigini ama hala var oldugunu soyledim. Yine sabahlari bazen 1-2 saniyeligine de olsa, gazeteye bakarken odaklanmakta gucluk cektigimi ekledim.

Odaklanma problemi goz kurulugundan olurmus. Onun icin verdigi bir damla vardi ama baslarda hemen hergun kuruluk yuzunden gunde 3-5 kere damla kullanirken, artik gozlerim sadece arada bir kurudugundan kullanmayi birakmistim. Aksamlari yatmadan bir kere damlatmami onerdi.

Isiga karsi hassaslik icinse daha once verdigi baska bir damlayi (Pred Forte) 2 hafta kullanmami onerdi. 1. hafta gunde 4 kez, 2. hafta gunde 1 kez kullanmam gerekiyormus. "1 ay sonunda hala hassaslik kaldiysa, tekrar gel" dedi ve normal muayene icin 1.5 ay sonrasina randevulastik.

Gozlerim ameliyat oncesi de gunese karsi hassas idi. O yuzden simdiki durum cok umrumda degil ama yine de damla sayesinde ameliyatin ekledigi ekstra hassaslik giderilirse hos olur...

San Antonio Spurs Sampiyon!

Son 2-3 dk.si inanilmaz guzel ve cekismeli gecen finali, son 6dk'yi kusursuz oynayan Spurs 81-74 aldi. 2003 yili sampiyonu Spurs, 2004 sampiyonu Detroit Pistons'i yenerek 2005 sampiyonu oldu.

Emanuel Ginobili yine harikalar yaratti. Su resumeye bakin:
1999: Drafted 57th pick by Spurs
2001: Italian League champion with Kinder - MVP
Italian Cup winner with Kinder
Euroleague Champion with Kinder - MVP
America's Cup Champion with Argentina - MVP
2002: Italian Cup winner with Kinder - MVP
2003: NBA Champion with Spurs
2004: Olympics Champion with Argentina - MVP
2005: NBA Champion with Spurs

Tim Duncan beklendigi uzere "En Degerli Oyuncu" (Most Valuable Player - MVP) oldu. Duncan her zamanki klasik >20 sayi, >10 rebound'unu finalde de bozmadi: 25 sayi, 11 rebound, 3 assist, 2 blok!

Vee uzun bir sure basketbol yok :( Hem mac izlemeyi hem de Fantazi Basketbolu ozleyecegiz...Bu arada tarihe not duseyim: Gecen seneki gibi bu sene de Morgan Stanley'deki arkadaslarla oynadigimiz Fantazi Basketbolu benim takimim kazandi:) Asil Goldman Sachs'deki yaris cok cekismeli gecti ve maalesef takimim son iki gunde gerileyerek 3. oldu :( Seneye!

Perşembe, Haziran 23, 2005

2005 NBA Finali ve NY Kutuphanesi

Yilbasinda 52" Toshiba High Definition TV aldigimda, aklimdan "Bu televizyonda NBA Finallerini izlemek harika olacak" dusuncesi geciyordu. Gel gor ki, Miami kendi evinde 7. maci kaybetti ve Dogu'nun sampiyonu Detroit Pistons oldu. Detroit, NBA'in en iyi savunma yapan takimi. Bati'dan da NBA'in en iyi savunma yapan ikinci takimi San Antonio Spurs gelince NBA finalleri skor bakimindan kiz basketboluna benziyor: Ilk ceyrek 16-18 bitti. Maalesef sadece defans izlemek pek keyifli degil.

Akilda kalan fazla bir sey yok finalden. Detroit 6. maci Texas'da Spurs'un evinde kazandi ve seriyi 3-3'e getirdi. Eger son maci da rakip sahada alip sampiyon olurlarsa bu 1977'den beri ilk kez gerceklesiyor olacak ki gucleri de var bunu yapmak icin.

Spurs sampiyon olursa en degerli oyuncu (MVP) Tim Duncan olur da, eger Detroit bu yil da sampiyon olursa sanirim bu kez Ben Wallace alacak odulu. 2 sene once tek sayi atamadan sadece defansi ile mac bitiriyordu. Her gecen yil bir yonunu daha gelistiyor. Simdi blok, top calma ve rebound'un yanina bir de sayi eklemeye basladi. Bravo!

Dolayisiyla, bir yandan TV izlerken bir yandan da teknoloji haberlerine bakiyorum ve ilginc bir habere rastladim. New York Halk Kutuphanesi, e-kitap projesi kapsaminda internet uzerinden kitaplarini halka acmis. Uye olmak icin, New York'ta yasiyor ya da calisiyor olmak lazimmis. Usenmeyip uye olacagiz anlasilan...

Pazartesi, Haziran 20, 2005

Flash Oyunlari

http://709709.com/game/esk.htm adresinde bir flash oyunu var. Bulundugunuz odadan cikmaya calisiyorsunuz. Oldurecek vakti olan icin guzel bir eglence...

Hii, bir de bu var: http://www.i-am-bored.com/bored_link.cfm?link_id=10806

Hmm, oldu olacak bir iki tane daha link vereyim...
http://www.truantduck.com/belter/belter.html (Asteroid parcalamaca...)
http://www.albartus.com/motas/ (Zaman ve uzayin gizemi...)
http://www.digger.org/ (1988 yazini bu oyunu oynarak gecirdim desem yalan olmaz)
http://www.bbc.co.uk/drama/rockface/game/ (BBC Interactive'den)
http://www.fetchfido.co.uk/games/exit2/exit2.htm (Commodore 64 zamanindan kalma gusel bir oyun)
http://www.ebaumsworld.com/games.shtml (Pek cok Flash oyunu barindiran bir site)

Pazar, Haziran 19, 2005

Film: Batman Begins & Meet The Fockers

Batman Begins

Veee Batman basladi! Daha onceki Batman'leri pek sevmemistik ama Christian Bale'in hatirina Cumartesi gecesi Sibel - Ilkay Kazakci ciftiyle 10:30 matinesine Clifton Commons'daki sinemaya gitmeye karar verdik. Eda ve Murat Kilic'ta katildi (Eda'nin filmin bir kisminda uyudugu rivayet ediliyor :)).

Filmi pek begendik! Christian Bale'i once Equilibrium filminde izleyip bayilmistik. Diger unlu filmi American Psycho yu Bezen izledi ve begendi, ben de bu aralar izleyecegim.

Filmin yonetmeni Christopher Nolan'in (bu da 1970 dogumlu genc bir yonetmen) bir diger filmi "Memento" (9/10) bizim cok begendigimiz filmlerden biri. Ayni sekilde "Following" (8/10) siyah beyaz cekilmis; kurgusu guzel, oldukca ilginc bir film.

Bir iddiaya gore, Christopher, Hong Kong'da "Following" filmini gosterdikten sonra bir sonraki filmi "Memento" icin epey bir yardim toplamis...

Tahminim Batman serisinin en iyi hasilat yapan filmi olacagi yonunde ama bu Titanic'in 1 numara oldugu bir ulkede emin olamiyor insan :) - 9/10

Meet The Fockers

Cumartesi artik adet oldugu uzere bisikletle gym'e gittim. Yaklasik 2 saatlik kardio ve agirlik calismasindan sonra parmagimi kipirdatacak halim kalmadigi icin film izleyelim dedik. Bekledigimiz gibi komik, eglenceli bir film...7/10

Pazartesi, Haziran 13, 2005

Nasildi o reklam? Alirsin Ford, olursun ...

Aylar once Ford'dan yazi bir yazi gelmisti. Explorer SUV'lerde bir ariza varmis: bagaj kapagi kaldirildiginda ustteki cam dusebiliyormus! Bu yuzden en yakin Ford servisine getirin cami ucretsiz degistirecegiz diyorlardi.

Cok yakinda bir Ford servisi var, adi Stadium. Son gidisimde incik mincik bir yerlere 1200$ para aldiklarindan gicik kapmistim ama en yakinda onlar oldugu icin gotureyim bugun dedim. Dun gece Spurs Detroit macindan sonra e-maillere takilip 2'ye kadar oturunca istekilere bir e-mail atip bugun evden calisacagimi soyledim.

Neyse, sabah bisikletimi bagaja atip servise gittim. "Yarin sabah getirin, aksama alirsiniz", dediler. Ben de 'hazir getirmisken simdi birakayim, yarin aksam alirim' dedim. Sonra bisikletle geri dondum.

Oturmus hafta sonu production deployment'imiz icin script yazaiyordum ki biraz once aradilar. Takmaya calisirken cam parcalanmis, arabanin arkasi falan da cizilmis, boyanmasi vs. lazimmis. Bir de frenler sorunluymus, ordan da bir 350$ sikismis. Frenlerde problem oldugunu biliyordum, fiyat da cok anormal gelmedi ama 'ben arabasiz n'apicam?' diye sordum. "Sorun degil, gelin biz size bir araba temin edecegiz " dediler. Binek otomobil verecekleri icin mecburen bisiklet yerine yuruyerek gitmem gerekti. Yeni bir Taurus verdiler. Saginda solunda cizikler vardi onlari isaretledik. Umarim isaretlerken kacirmamisizdir, yoksa gittigimde basima is cikacak.

Bu arada bugun Ford 260000 arabayi geri cagirmis yine. Ama borsa bugun oyle cosmus ki Ford'un kagidi bile ~%1.5 yukselip 10.49$ olmus. Ben 9.70$'de almistim az bir sey, fren masraflari cikar belki :)

Funnyfox

FunnyFox Funny firefox videos. Get FireFox!

Pazar, Haziran 12, 2005

Pazar Festivalleri

12 Haziran Pazar hem oturdugumuz Rutherford'da 'Multicultural Festival' hem de 3 km uzaktaki Carlstad kasabasinda Anadolu Bahar Senligi adi altinda bir Turk senligi duzenlenmisti.

Anadolu Bahar Festivali, Carlstad, New Jersey


Hava cok sicak, biraz gunes gecsin dedik ve oturduk 2 film izledik : Microcosmos ve Out Of Time. Microcosmos cekimleri cok guzel bir dokumanter; ama birileri de en azindan gordugumuz otun/bocegin ne oldugunu anlatsa iyi olurdu, sadece goruntu olmasa daha iyi olurmus... 6/10

Out of Time, Denzel Washington'dan harika bir macera/gerilim filmi. Gerilim filmi olunca konusunu anlatmamak daha iyi :) 8/10

Sonra Turk Festivaline gittik. Ben doner aldim. Hava hala cok sicakti ve ortalikta pek fazla insan yoktu. Ersin'le Sibel cocuklari alip gelmisler. Sicaktan kimse kalamiyor dediler. Satilan kitaplara baktim. Hepsi din uzerine, cogu Fethullah Gulen'in kitaplari idi. Esarpli hanimlar cogunluktaydi.

Yunan Halk Oyunlari Ekibi, Rutherford, New Jersey

Ortam pek acmadi Rutherford'da parktaki gosterilere bakalim dedik. Biz vardigimizda kalabalik hala dagilmamisti ve Yunan muzigi caliyordu. Bir Yunan ekibi uzunca, guzel bir gosteri yapti. Ben resim cekerken bir hintli yaklasti ve 'bu resimlerden bir tane istiyorum, verir misin?' dedi. Meger ekibin basi arkadasi imis, kendisi de bizim tren istasyonu yakininda bir yer isletiyormus. E-mailini aldim ve resimleri gonderecegimi soyledim.

Rutherford Parki, Rutherford, New Jersey

Parkta Serpil-Mehmet Karaaslan familyasi ile karsilastik. Sonra Sibel'le Ersin de geldi. Cocuklar yesillikte oynarken biz de gosterileri izledik.


Dansoz, Rutherford, New Jersey

Son gosteride bir dansoz cikti. Nereliydi bilmem. Pek bizim yilbasi eglencelerinde alisik olmadigimiz turden bir dansoz gosterisi oldu.

Bu arada satilan yiyeceklere baktik. Bezen Japon kizlardan sushi aldi, benim Eros cafe'den gelen Yunan yemekleri daha cok ilgimi cekti; bir Suvlaki goturdum ki ufff ufff.

Cumartesi, Haziran 11, 2005

Tulin ve Coskun'la Barbeku

Mezeler


Malum yaz geldi! New York, New Jersey'deki Turk kominitesi hareketlendi. Her hafta birileri barbeku yapiyor. Tulin ve Coskun, Clifton'da oturan arkadaslarimiz. Bu Cumartesi onlara davetli idik. Yukarida goruldugu uzere hatunlar iyi calisti :)

Adana - Tavuk


Bize et pisirme kismi kaldi. Aslinda o isin de cogunu resimde gorulen Osman Agbi halletti. Kendisi, Staten Island'da oturuyor ama NJ'deki Mortgage isi ile ugrastigi icin NJ'de ozellikle ev alan Turk ahalisinin yakindan tanidigi biri.

Hava kapali ve 33 derece civarinda idi. 2 kez yagmur yagdi da biraz ferahladik :)

Film: Decline of American Empire & The Sea Inside

Decline of American Empire (Déclin de l'empire américain, Le)

Film 1986 Kanada yapimi bir 'komedi' filmi. Insani gulduren komiklikle var ama mesela 'The Dinner's Game' ya da 'Out of Closet' gibi guzel komedilerle karsilastirinca pek komik sayilmaz... 4 entellektuel universite hocasi bir arada aksam yemegi hazirlarken sex ve kadinlari tartisirlar. Esleri (ve sevgilileri) ise bir spor klubunde ayni konuyu ve erkekleri konusmaktadir. Aksam bir araya geldiklerinde de ayni konular devam eder ama ilginc gelismeler de yasanir...7/10


The Sea Inside (Mar Adentro)

1972 dogumlu Alejandro Amenabar dan yasanmis bir hikaye uzerine kurulu, harika bir film daha! Film'de Javier Bardem 19 yasinda dunyaya gezmeye baslayan bir denizcinin bir gun sig bir denize dalmasi sonucu boyundan asagi felc olmasi sonrasi 28 yil boyunca otenazi istemesi ama kanunlar yuzunden bunu yerine getirememesi etrafinda yasanan bir dram konu ediliyor. Cok cok duygu yuklu, izlerken goz yaslarinizi tutamayacaginiz bir film... 9/10

Cin Eglencesi

Karsidan Karsiya Gecme Oyunu

Arkadaslar yukaridaki oyunu gondermisler, eglenceli bir sey. Resme tiklayinca oyunun sitesine gidebiliyorsunuz (gidemezseniz linki su: http://freeweb.siol.net/danej/riverIQGame.swf)

Ilk sayfa sanirim Cince. Baslamak icin sagdaki buyuk yuvarlak dugmeye basmak gerek.
Amac herkesi karsiya gecirmek.

Kurallar soyle:
Sala ayni anda en cok 2 kisi binebilir.
Sali anne, baba veya polis kullanabilir.
Baba, anneleri yokken kiz cocuklarla yalniz kalmamali
Anne, babalari yanlarinda yokken oglan cocuklarla kalmamali
Mahkum, yaninda polis yoksa digerlerine saldiriyor

Oynamak icin, herhangi birinin uzerine tikladiginizda sala biniyor ve kirmizi dugmelerle sali hareket ettiriyorsunuz. Hadi bakalim. Cozumu simdilik postalamiyorum, merak eden not biraksin :)

Perşembe, Haziran 09, 2005

Iguana i Margarita

8 Haziran 2005 aksami saat 5'te benim eski isyerim Morgan Stanley'deki ekiple Iguana'da bulustuk. Margarita'lar su gibi akti, her zaman ki gibi cok keyifli bir muhabbet oldu. Son sirket dedikodularini dinledim. MS bu aralar zor gunler geciriyor, cok etkili pek cok insan ayrildi. Benim calisitigim equity bolumunun basi (John Havens) ve etrafindaki ekip de dahil %10'u ayrilmis. Genel Mudur Philip Purcell yerinde ama ciddi yara aldi. Borsada sirketin kagidi tepetaklak oldu. Amma ben gene de duzelecegini dusundugumden girdim kagida, bakalim n'olcek.

Birlikte calistigim 5 kisilik ekipten 3u ayrilmisti. Bu aksam da geri kalan 2 cinliden biri (Will Ching) Merrill Lynch'e gecisini kutladik. Will 3 sene once inanilmaz ince, kicindan pantolan dusen bir tipken agirlik calismaya basladi. Kendi deyimi ile 'against the genes - genlere karsi' savasti ve adaleli, yapili harika bir vucuda sahip oldu. Netekim, tam ben 6 ay aradan sonra gecen Cumartesi gym'e gidip 185 poundlik 3 set yaptigimi anlatiyordum ki, ayicik "245 pound bench press yaptim" dedi :( Sadece 1 kere kaldirabilmis ama kaldirmis yani, aferin valla!

Bunun uzerine klasik bilek guresi iddialari basladi ama Will ortaya koyulan iddia parasina bakip "gecen sefer 3 gun kolumu kaldiramadim" bu paraya degmez deyip reddetti :)

Terfi edip Siemens'den MS'e gecen ekibin Irlanda'lisi Scott acaip matrak bir adamdir Epeydir gorusmuyorduk, arada kiz arkadasi ile aralari bozusmus; ustune bir de aldatilinca kizi tekmeleyip, kizin oda arkadasi ile cikmaya baslamis. Yesil gozlu, esprili tipi yerinde daha 26 yasinda genc bir cocuk. Olaylarin uzerine tam 60 pound verdigi Atkins dietini birakip gyme baslamis ve hayli sismis.

Ekibin krali (soyadi King) Paul ise tam tersi Miami'ye tatile gidip yedigi yemeklerden zehirlenince, cocuk 3 hafta dogru durust bir sey yiyememis, muma donmus yazik. Paul, Clinton gibi Amerikanin Guneyinden ve onun gibi 'southern-charm' sahibi, insanlara sempatik gelen biri. Gulundu eglenildi, sonra yavas yavas millet kacti. Ikimiz saat 10a kadar takildik, margarita ustune teknoloji muhabbeti yaptik. Velhasil, gusel bir aksam oldu, maalesef fotograf makinamin sarji bittigi icin resim cekemedim. Neyse, saat yarim olmus; yatiim gari.

Salı, Haziran 07, 2005

Danny'e Gule Gule Partisi

Ritz Carlton, NYC


Aksam (7 Haziran 2005), sirketten bir arkadasa veda icin Ritz Carlton'in 'cati'sina gittik. Resimde gorulen mavi binanin on tarafindaki (14.kat) cati'dan gunesin batisini izledik (artik yaz vakti, gunes batmak bilmiyor). Ayrilan arkadas, Amerika'li bir yahudi ve 1 yilligina Israil'li esi ve cocuklari ile Israil'de yasama karari almislar. Bizim bolum icin degerli biri ve onemli biriydi. Sirket'le anlasmis ve aslinda sirketten ayrilmiyor, uzaktan calisacak. Dusundum de soole 1 yil mesela Fethiye'de oturup uzaktan calismak hic fena olmazmis...

Karaesmen'lerle The Marmara Bulusmasi

The Marmara'nin Catisindan Bir Goruntu


Engin ve Erhan Karaesmen Hocalarla 3 Haziran Cuma aksami, 34. cadde 206 no.daki Alibaba restoranindaki aksam yemeginden ayrilirken, Erhan Hoca, "Esini de al yarin gec te olsa mutlaka The Marmara'ya gel" dedi.

Hoca'nin sozunden cikmak olmaz diyip Cumartesi aksami bulusmaya gittik. Bir onceki aksam ki gibi 40 kusur kisilik bir ODTU'lu toplulugu vardi The Marmara'nin catisinda (34.kat).

ODTU Insaat buraya!


Amerika'nin 4 bir tarafindan gelen ODTU'lulerin cogunlugu Insaat Muhendisligi mezunu idi. Gunduz, Dervis restoranda Turkiye - Yunanistan macini (0-0) izlemis grubun cogunlugu. Aksam ustu de Erhan Hoca Mimar, Muhendis ve Bilim Adamlari Dernegi Seminerinde konusmus; biz o bolume dahil olamadik.

Erhan Hoca'yi Dinlerken...


Erhan Hoca galiba 67 yasinda ama masaallahi var, hala dinc. Yillarin hocasi yaklasik 1 saat ayakta, Turkiye'den, ODTU'den haberler verdi bize; o kendine ozgu uslubu ile izlenimlerini, gelecek konusundaki dusuncelerini aktardi.

Ben Erhan Hoca'dan ders almamistim, o yuzden kendisini pek tanimiyordum. Bu bulusmada ogrendim ki hafizasi cok kuvvetli imis. Soyledigine gore bu ozellik gore aileden geliyormus. Yine AliBaba restoranda aktardigina gore Esmen simdilerde pek kulanilmayan ama kelimelere Turkce karsilik bulundugu donemlerde hafizasi kuvvetli, hafiz anlaminda bilinen bir kelime imis...

Cumartesi, Haziran 04, 2005

BBC Yuz Tanima Testi

Hafiza Testi Sonuclari

Hafizaniz iyi midir? BBC'nin Bilim sayfasinda, bir yuz hatirlama testi var. Size 12 tane resim gosteriyorlar, sonra 5 dk ara veriyorsunuz, ardindan 12 tane daha resim gosteriyorlar. Sonra yine 5 dk ara veriyorsunuz. Daha sonra 48 tane resim gosteriyorlar ve bu resimleri gorduysenin ilk bolumde mi ikinci bolumde mi gordugunuzu seciyorsunuz.

Yukaridaki sonuclar benim icin tam bir felaket. Yillar yili balik burcu diye Bezen hanima 'balik hafizali' dedikten sonra gorduk ki hafizasi benimkinden daha iyi imis! Tuh tuh tuh...

Film: Maria Full Of Grace & Boogeyman

Maria Full Of Grace

Maria Full of Grace duygusal, surukleyici, harika bir drama! Bas rol oyuncusu Catalina Sandino Moreno henuz 24 yasinda ama bu filmdeki oyunculugu ile en iyi kadin oyuncu dalinda Oscar'a aday gosterildi.

Filmde Kolombiya'daki fabrika'da calisip ailesine bakan fakir bir kizin hamile kalip isten cikmasi ve ardindan bu guc durumdan kurtulmak icin uyusturucu kacakciligi yapmayi kabul etmesi ve akabinde ile gelisen olaylar konu ediliyor. Guzel bir film - 8/10

Boogeyman


Boogeyman, Bezen'in Netflix listesinden cikan bir gerilim filmi. Iki turlu degerlendirmek mumkun. Filmin yapimcisi olan Sam Raimi'nin 6. his haric izledigim tum filmlerindeki genel ozellik film boyunca suren gerilim hep kotu sonuclandiriliyor ve 'bu mu?' diyor insan. Eger film iyi baglanmali diyorsaniz olmamis, beklemeyin. Yok eger onemli olan filmi seyrederken yasanan gerilim diyorsaniz filmi sevebilirsiniz.

Film'de cocuklugunda evinde babasini korkunc bir sekilde kaybetmesinin getirdigi soku ve korkuyu bir turlu uzerinden atamayan bir gencin (Tim) annesinin olumu ile tekrar ayni eve donmesi etrafindaki insanlarin 'boogeyman' tarafindan teker teker 'alinmasi' anlatiliyor...6/10

Perşembe, Haziran 02, 2005

Karaesmen Cumbusu

Yarin (3 Haziran 2005) ODTU Insaat'tan Erhan Karaesmen ve esi New York'ta olacak. 3 gun icin ogrencileri cesitli aktiviteler duzenlediler. Amerika'nin 4 bir yanindan Insaat muhendisi arkadaslar New York'a gelecek. Yarin aksam Ali Baba Restaurant'ta (206 East 34th St. (Bet. 2nd & 3rd Ave. New York, NY 10016 ,Tel: 212-683-9206) bulusuluyor. Karaesmenlerden ders almadim ama bahaneyle sevgili dostum Ayhan Irfanoglu ve belki de baska tanidik arkadaslari gorecegim.

Karaesmen Cumbusu adi verilen organizasyonun tam plani asagida:
1) 3 Haziran 2005, Cuma 19:00 Aksam Yemegi
Yer: Ali Baba Restoran - 206 East 34th St. (Bet. 2nd & 3rd Ave.) New York, NY 10016
Tel: 212-683-9206

2) 4 Haziran 2005, Cumartesi 13:00-15:00 Ogle Yemegi
Yer: Dervish Turkish Restaurant – 146 West 47th Street New York, NY 10036
(www.dervishrestaurant.com)
Tel: 212-997-0070

3) 4 Haziran 2005, Cumartesi 16:30-17:30 Mimar, Muhendis ve Bilim Adamlari Dernegi Semineri
Konu: New Horizons in Turkish Construction Sector at eve of EU
Konusmaci: Erhan Karaesmen
Yer: Marmara Manhattan Roof - 301 East 94th Street New York, NY 10128
(http://www.marmara-manhattan.com)

4) 4 Haziran 2005, Cumartesi 17:30 Kokteyl 19:00 Ayakta Yemek
Yer: Marmara Manhattan Roof - 301 East 94th Street New York, NY 10128
Tel: 212-427-3100
(http://www.marmara-manhattan.com)

5) 5 Haziran 2005, Pazar 10:30 Kahvalti
Yer: Zeytinia Gourmet Market (2nd Ave & 94 Street, New York)

6) 5 Haziran 2005, Pazar 12:30 Erhan Hoca esliginde bir muze gezintisi
Yer: The Metropolitan Museum of Art - 1000 Fifth Avenue New York, New York 10028-0198
Tel: 212-535-7710
(http://www.metmuseum.org)

Sibel'in Birlesmis Milletler'e Kabulu

Yine kosusturmaca dolu bir gunun ardindan eve varmis e-mailleri okuyordum ki Bezen aradi ve cok guzel bir haber verdi: Sibel, Birlesmis Milletler'e kabul edilmis! Birlesmis Millertlere girmek cidden cok zor bir sey, sinavlari, gorusmeleri aradiklari ozellikler su bu goz onune alindiginda uzun suren acili bir surec ama sagladigi olanaklar da bir o kadar guzel.

Bunu kutlayalim dedik ve aksam yemegi icin Rutherford Village Gourmet'ye gittik. Yemekler her zamanki gibi cok lezzetliydi. Arada 2 sise kirmizi sarabi da goturmusuz. Bezen haberi alir alimaz, tatli almis. Yemek sonrasi Ilkay sampanyamizi patlatti ve Miami maci esliginde (Miami, Detroiti yendi ve seride durumu 3-2'ye getirdi) tatlimizi yedik. Guzel bir aksam oldu...