Pazartesi, Ağustos 30, 2010

Bir Omlet Hikayesi

Yumurtalar kirilir

Ele bulasan yumurta yikanir

Guzelce cirpilir

Biraz peynir konur
Biraz da yenir

Azicik sut gelsin

Tekrar cirpilir

Fistiksiz olmaz

Basaka peymiv (baska peynir) eklenir
Ve diger 'basaka peymiv'
O peynirden de tirtiklanilir

Yumurta tavaya dokulur

Tava ocaga konur
Dil artik iceri cekilebilir
Ahci yaptigi omletten 1-2 tirtiklar birakir, yemez. Anne ve baba aninda mideye indirir.

Perşembe, Ağustos 26, 2010

Kededen Inciler


Babasindan yemek istediklerini almis, masaya oturmus, ona da koltugu isaret ediyor:
- ovaya otuv, sen isine bak baba

Sabah gelmis babasini uyandiriyor:
-kalk baby

Yemek sonrasi dondurma var diye gik cikarmadan yogurdunu yemis, makarnayi yemek istemiyor:
- doydun mu laracim?
- (makarnayi isaret ederek) ona doydum donduvmaya doymadim

Dondurmasi bitmis, kibarliktan kirilarak ikinciyi istiyor:
- biv tane daa donduvma alabiliii miyim?
- alabilirsin tabi
- o mazan (o zaman) aliim

Foto: son gittigimiz dogumgununde profesyonel mum ufleme ikilisi dogumgunu bebegine isin inceliklerini gosterirken...

Pazartesi, Ağustos 23, 2010

Oyle Iste

Dunden beri neredeyse araliksiz yagmur yagiyor. Persembeye kadar boyle olacakmis. Pifff. Cok sikici. Surada kac haftamiz kaldi zaten gunlerin iyice kisalip kisin gelmesine. Hazir nem de azalmisken hic iceri giresim yok. Cok bozuluyorum yagmur, kotu hava falan olunca.

Gecen hafta okuldan aradilar kedenin yemesi ile ilgili. Sebze/corba karisimlari paso boykot edilmekteymis. Biraz zorlayinca agliyor, yediremiyoruz gonderme dediler. Lara da onu koyma bunu koyma diyip duruyor zaten ama onu dinlersem hatun sabah aksam pilav/makarna yiyecek. Et, kofte zaten sevmiyor, sebzeyi agzina sokmuyor, tek tesellim okulda yedirebiliyor oluslariydi. Onlar da pes etmisler. Bosuna mi guvendim ben size, nerde kaldi otoriteniz halla halla. Buldugum bos anlarda haril haril yemek sitesi gezip ilginc gelebilecek tarifler ariyorum. O da ise yaramazsa 'valla sadece bu var, pasa gonlun bilir' yontemi kalacak geriye. Simdi anneanne ve babaanne ustume atlayacak ac birakma cocugu diye. Duydugum her yontemi deniyorum valla, hicbiri ise yaramazsa olacak olan budur. Begenmeyen gelsin yedirsin:))

Ingilizcesi iyice ilerledi. Hatta Turkce bazi kelimeleri aksanli soyleyip olduruyor bizi. Gecenlerde biz Adille oturmus, o da odasindan bilimum seyi bize tasiyarak oynarken 'you guys stay there' dedi bize yer cucesi.

Masayi o hazirliyor. Tabaklarimiz pek dayanikli cikti, surekli kuut diye masaya kibarca(!) birakilmaya henuz hicbiri kirilmadi, takdir ediyoruz kendilerini. Ama ben tezz zamanda saglikli plastik tabaklar bulup onlara gecmek istiyorum, zira catalin tabaktaki gicirtisina dayanamiyorum. Kendisine farkli tabagi da kabul etmiyor kede, ayni olacak.

Yardim etmeye pek merakli. Ama cook kisa sureli tabi. Mesela blenderda birsey yapilacagi zaman dugmesine o basiyor, pek hosuna gidiyor. Haftasonlari omletten sorumlu bakan da o, yumurtalari o kiriyor, biraz cirpiyor, icine konulacaklari koyuyor falan.

Taze fasulye ayiklayacagim bir gun hadi sen de gel dedim, fasulyelerin kirilmasi gorevini ona verdim. 1 dakika gecti gecmedi bitti dedi. Birkac tanesini kirmis, geri kalani aynen bosaltmis bir kaptan oburune:)

Kucuk ponponlarin bir kaptan digerine masayla aktarilmasi aktivitesini yapmaya calismistik bir sure once. Masayi en tepesinden tutmakta israr ettigi icin acip kapayamamis, hemen ilgisini kaybetmisti. Ponponlari da avuc avuc obur kaba gecirip aktivitesi bitirmisti. Zevkli degil demisti bi de. Yine denedik, yine ayni oldu. Hala masayi tepesinden tutuyor, gostermeme de izin vermiyor. 1-2 deneyip masayi firlatti, ponpon kabini alip digerinin icine boca etti ve bittiii dedi. Kasikla aktaralim dedim, hasta misin yaw dercesine bakti yuzume gene bir kabi alip digerinin icine boca etti ve bitti dedi. Sonra da soruyor simdi ne yapicaz diye. Buldugum hicbirseyin omru 5 dakikadan fazla olmuyor ama. 30 saniyede bir proje uretebilen arts & crafts blogu anneleriyle karistiriyor beni korkarim:)

Çarşamba, Ağustos 18, 2010

Sagir duymaz ...

Larayla yukarida oynuyoruz. Adil de asagida televizyon seyrediyor. Bir ara Adilin gulme sesi geliyor. Kede heyecanla bana bakiyor:

- Kopek geldi!
- O kopek degil tatlim, baba guldu.
- Baba kopegi mi yakaliyov?

:)))

Cuma, Ağustos 13, 2010

Kisa Kisa


Selenim geldiiii. Ayni gun 9 saat yol yapti sirf birkac saat beraber olabilelim diye canim benim. 5 saatimiz vardi beraber, ne yaptik dersiniz? Tabi ki homini girtlak:) Cok sicak ve nemliydi zaten, once ilk bira buldugumuz ve disarida masasi olan yere attik kendimizi. Adamlar yemek yemeyecegimizi ogrenince cok bozuldular. Ikincileri alir misiniz diye sormadan daha biramiz bitmemisken kafamiza atarcasina hesabi masaya biraktilar. Biz de inadina coook yavas ictik biralarimizi, sonunda cay kivamina gelmislerdi, biz de acikmaya baslamistik kalktik. Azicik dolanip sicaaak diyip kendimizi Korean Town'a attik.

Hadi sunlari deneyelim diyip istedik birseyler. Seleniminki fena degildi gene ama benim yosunlu corba, koca bir kasede yesil yesil gelince, direk bir kenarindan girip yosun banyosu yapmayi cagristirdi bana. Bir yandan da paso kaynattik tabi, en son 5 yil once yuzyuze gorusebilmistik boru mu (vay be ben Turkiye'ye son gideli o kadar olmus mu). Saate bir goz attigimizda otobusun kalkmasina bir saatten az kaldigini farkedip panik halde kalktik restauranttan. Hayir tabi ki otobuse yetisecegiz diye degil. Yemek ustune tatli yemeden olur mu. Hemen karsidaki kore pastanesine konuslanip tatli ve kahve isini de hallettik. Tatli yemeden kaliriz sonra mazallah, olacak sey degil:)

Sonra gitti canim arkadasim benim:( Buraya yerlesmesi konusunda beynini yikamaya calistim bolca. Belli mi olur, gelir belki:) Hazir konu acilmisken, Dilaraaaaa, hopbidi hopbidi gezen arkadasim benim, buraya ne zaman gelicen bakiim. Gelmeyecekseniz bu evi bosuna mi aldik biz arkadaslarimiz gelir rahat rahat sigariz diye. Halla hallaaaa.

********************

Gecen haftasonu klimamiz bozuldu. Murphy kurallarina uygun olarak Cumartesi aksamustu bozuldu ki Pazar gunu kimse calismazken oyle ortada kalalim. Allahtan nemsiz bir haftasonuydu ve klima da azicik olsu ufluyordu da acili olmadi. Pazartesi geldiler baktilar, borular buz tutmus. Ne buzu bu sicakta be diye gulsek de valla tutmus. Buz cozulmeden birsey soyleyemeyiz diyip hepten kapattilar aleti. Haftasonuna gore 10 derece daha sicak ve super nemli bir gundu, gecesi de pek hos olmadi haliyle. Neyse ki sadece gazi azalmis, Sali gunu gaz bastilar da sicaktan kurtulduk. Yoksa Sali gecesi cikinimizi alip arkadaslardan birinin yolunu tutacaktik.

********************

Buradaki dondurmalara burun kivirip icinde gercek meyve parcaciklari olan dondurma istiyoruuuum diye mizmizlanip durdugum icin sonunda gidip bir dondurma makinasi aldim. Kede de dondurma diye cildiriyor zaten, sevmedigi sutu oyle veririz hem fena mi. Hababam deneme yapiyoruz. Yalniz, icinde gercek meyve parcaciklari olan dondurma fikri bizim kedeye ters geldi. Icinde puturlu birsey varsa (bakiniz karadut cekirdegi) agzina koymuyor dondurmayi. Eh dondurma sevgisi de biryere kadar:) Kede ne renk dondurma istedigini soyluyor, ben yapiyorum, babasiyla beraber tadip not veriyorlar, isbolumu bu sekilde. Bugunlerde siyah dondurma istiyor benden nasil vericem ki siyah rengi (gida boyasi no no). Henuz iste budur dedigim dondurma tarifini bulamadim, onu deniyorum bunu deniyorum olmadi kafadan atiyorum. Gelecek yaza hazir olurum:)