Perşembe, Şubat 18, 2010

Postcrossing



Postcrossing. Bunu yeni ogrendim. Dunyanin her yerinden adiniza kartpostal gelmesini saglayan ucretsiz bir sistem. Once uye olup sizin gondermeniz gerekiyor. Ayni anda 5 kisiye gonderebiliyorsunuz. Kartlariniz yerine ulasmaya basladikca siz de sistemdeki yerinizi aliyorsunuz, size de kartlar gelmeye basliyor. Ne kadar cok kartpostal gonderirseniz o kadar cok kartpostal geliyor. Laranin adina uye oldum hemen. Gonderenlerden yasadiklari yere ait ilginc seyleri, gelenek goreneklerini vs paylasmalarini istedim profilinde. Biraz buyudugunde farkli ulkelerden adina gelmis, ona yazilmis bir suru kartpostal olacak. Fikir cok hosuma gitti.

Bunu duydugumda ilk aklima gelen ‘artik kartpostal kaldi mi ki’ oldu. New York’da farkli kartpostallar bulmak zormus mesela, ogrendim. 5-6 tane klasik NY goruntusu var, o kadar. O yine iyi, NJ karti bulamadim henuz. Insanlar profillerinde ne tur kartlar tercih ettiklerini yaziyorlar, bazilari hayvan, araba, cicek, tren karti istiyor mesela. Yok ki. Herkese NY karti gidiyor mecburen. Akvaryum, plaj, hayvanat bahcesi vs gittigimiz yerlerden kart toplayacagim artik. Haftaya Tolga geliyor, Fethiye kartlari istedim ondan da. Burada kart cok yaygin aslinda ama kartpostal degil. Varsa yoksa temali (dogumgunu, evlilik, dogum, emeklilik vs) ve yazili, kapakli kartlar.

Ankara’da kart pazarlari kuruldugunu hatirliyorum. Ozellikle bayram, yilbasi gibi ozel zamanlardan once. Kar kis demeden gider, musamba tentelerde birbirinden ayrilmis tezgahlardaki yuzlerce kartin icinde kendimizden gecerdik. Benim gibi e-mail bile yazamayan adam kart yazabiliyormus demek o zamanlar. Hey gidi.

Ilk kartimiz da gecen hafta geldi. Cocuklar gibi sen oldum gorunce. Yukaridaki onun resmi.

Salı, Şubat 09, 2010

27. Ay

Kede 27 aylik olmus. Dogumgununden beridir saymiyordum, ne zaman gecmis 3 ay. Bu ay albumde cok az resim var cunku resim cekemiyoruz artik. Makineyi ne zaman elime alsam cekmeee, bivak onuuu diye bagiriyor. O anda guluyorsa bile makinayi elimde gordugu anda aglamakli oluyor, birakmazsam bagiriyor gozler doluyor falan. Cok feci paparazzi muamelesi gormekteyim anlamadim ki nedir. O yuzden resim mesim yok efenim.

Hadi sen bizi cek diyoruz o da yok. Bazen makinayi almak istiyor ama biz de bir ucundan tutuyoruz diye kiziyor. Tepesi atti mi elinde ne varsa firlatma huyu var. O anda sakinse bile 3 saniye sonra birseye bozulmayacaginin garantisi yok ki guvenip makinayi eline verelim. Resimsiz yasayacagiz bir donem galiba.

Bu firlatma olayi en cok masada hasil oluyor. Onune koydugun birseyi istemiyorsa ve al diyorsa hemen alacaksin, ikinci kez soylemiyor cunku, almazsan ne oldugu hic farketmiyor aynen yeri boyluyor. Doymussa yine alip saga sola atmaya basliyor kalan yemegi. Bir de bize kizmissa o an, biliyor ki bizi kizdiracak bu hareketi, gozumuzun icine bakarak yere atip misilleme yapiyor.

Masadan yere indiriyoruz kendisini hemen, anlatiyoruz her seferinde yaptiginin yanlis oldugunu, biraz da kiziyoruz tabi. Surat bir karis dinliyor, ‘tamam mi lara?’ ‘tamam diil’. Bizim reflekslerimiz gelisti bu arada, ne yapacagini sezdigimiz anda atlayip aliyoruz onunden de her zaman yetisemiyoruz. Yavaas yavaas daha iyiye gidiyor, bi 100 kere daha soylersek bu is tamam herhal (!!??) :) Allahtan salonda yerler tahta.

Yemek secme olayi tavan yapmis durumda. Sac bas yolma halindeyim ben de. Cok istahli bir cocuk degildi zaten simdi iyice abartti yememe isini. Yemek istedigi seyler: makarna, findik fistik, biskuvi, simit, kek, borek. Bu kadar. Babaannesi sabahlari yumurtasinin yarisini biskuvi rusvetiyle yedirebiliyor, peynir yemeyi birakti, sutu de ancak kasikla biraz icirebiliyormus. Bizim olmadigimiz zamanlarda yarim tabak sebzeyi zor bela yine biskuvi yardimiyla yedirebiliyor kadincagiz. Benimleyken onu da yemiyor.

Makarna seviyor ya ona birseyler katalim dedik, hayir sade olacak. Peynirlisini bile yemiyor. Borek de mumkunse bos ve kuru olacak. Kiymali borek verdik evirip cevirdi baska bovek istiyom diyip geri verdi. Yilbasi aksami mezelerden yemisti, gorenler de bak ne guzel yiyor demisti. Ertesi gun agzina koymadi hicbirini. Hatta Balca sevdi diye o aksam cok yedigi mezeden yine yapip getirdi, yanina bile yaklastirmadi kede. Birine gittigimiz zaman bizi tamamen yalanci cikararak atliyor yiyecek birsey varsa, evde bin turlu rusvet, maymunluk, tehdit ise yaramiyor. Okulda yiyor allahtan, ogretmenleri yediriyor orada, onlara giki cikmiyor.

Yemedigi gibi icmiyor da. Su gunde bir cay bardagi icerse sansli sayiyoruz kendimizi, sut toplasan 1 bardak oluyordur. Meyve suyu sikiyorum ona da bakmiyor, sonunda ben iciyorum. Adilin cikolatali sutu olunca konu, durum degisiyor tabi, onu bayila bayila iciyor. Ama birseyli sut icmeye baslarsa bir daha sade sutu icmek istemeyecegini bildigim icin (bkz. kardesim) her zaman cikarmiyorum cikolatali sutu karsisina. Birkac ay once biraz daha iyiydi, en azindan tarhana corbasi severdi, nohut yerdi, arada bir baliga hayir demezdi falan. Dogumgununden beridir onlara da yuz vermiyor. Cok sinirleniyordum yemeyince, baktim bagirip cagirmaya basliyorum geri cektim kendimi. Ustunde durmayaya calisiyorum ama zor oluyor.

Takildigi sarkilar var. Old MacDonald'di bir ara. Sonra Twinkle Twinkle oldu. Skip to My Lou, London Bridge diye devam etti. Bir sarkiya takildi mi you tube'da buldugumuz her versiyonunu izliyoruz o sarkinin. Simdiki favorisi ilk gozagrisi ABC sarkilari. Listemizde en az 12 farkli versiyonu mevcut, hepsini izliyor yine yeni yeniden. Bir de Krtek the mole seviyor bu ara. 4-5 dakikalik bolumlerden olusan bir cizgi film. Cok sevimli, konusma yok. Katiliyor gulmekten kostebegin maceralarini izlerken.

Su ara en sik soyledigi sey: bivaz sova (biraz sonra). Lara altini degiselim – bivaz sova anne. Uyku saati geldi – bivaz sova. Sacini tarayalim – bivaz sova… O biraz sonra yapilacak isin sikicilik oranina gore hic gelmeyebiliyor.

Inciler:

- lara hazir misin
- hazivim diil

Eline televizyon kumandasini almis
- ben bunu bozcam anne

- kizim bardagini ben tutayim sen oynarken
- siki tut baba sakin dusutme
- duserse noolur?
- ovdek kiziv (kizar), fil kiziv, kelebek kiziv, baba kiziv, anne kiziv, kopek kiziv…(tum oyuncak hayvanlarini ve bizi saydi)

- cici kizlar yemegini yere dokmez
- dokuv (doker)

- sen kahvalti etmeye mi geldin prenses
- abla sana prenses dedi sen prenses misin?
- pivenses diil indistan

Uzaktan tren sesi duyuluyor
- tveni anneyle mi govcez babayla yoksa mi

- onlav gelmistilevdi