Once David Zarefsky'den bahsedeyim biraz. Northwestern universitesinde "argumentation" dersi veren "tartisma" konusunda uzman bir profesor. Teaching Company web sitesinden verdigi dersleri audiobook ya da video olarak satin almaniz mumkun.
Kitap oncelikle ortaya bir arguman koymanin, akilciligin bir geregi oldugundan bahsettikten sonra, tartismanin tarihi ile basliyor ve konunun cikis noktasi olarak Milattan once 5. yuzyildaki Yunan uyagrligindan bir donemden bahsediyor Bu zamanda, bir Syracuse hukumdari devrildikten sonra halka, daha once size ait olan topraklari yeniden elde etme hakkina sahipsiniz, gelin hak iddianizi dile getirin denmis ve halka nasil haklarini arayacaklarini anlatan 'ogretmenler' (sophist) cikmis ortaya. Bunlarin en unlulerinden Protagoras, "her sorunun en az iki yuzu vardir ve sonucun ne olacagi sorulan sorulara ve argumanin ortaya konus bicimine gore degisir" demis.
Daha sonra unlu yunan filozoflari Socrates ve ogrencisi Plato, arasindaki tartismanin sekli uzerine epeyce bir tartisma yasanmis. Socrates, retorik, aksiyon ve olasilik uzerinde dururken, Plato, bunlara karsit olarak retorik yerine filozofiyi, aksiyon yerine dusunce ve meditasyonu, olasilik yerine kesinlik ve mutlakiyet tarafinda yer almis. Socrates, sophistlerin (acaba bugunku avukatlarin atalari olarak dusunebilir miyiz?) ogretilerinden dolayi para almasi gerektigini ileri surmus. Insanin kafasinda bilgilerin tutuldugu yerler oldugunu iddia etmis.
Bu noktada retorik nedir bir aciklayalim. Romalilarin 7 liberal san'attan biri olarak gordugu retorik, karsimizdakileri ikna etme ya da ikna etmemize yardim edecek yontemleri bulma tekniklerine/san'atina verilen isim. Nasil mi ? 5 kurali var:
- Invention (Icat): Bilgi dagarcigimizi (hani su yukarda bahsettigimiz ) tarayarak, kullanabilecegimiz argumanlari ortaya koymaya yariyor
- Arrangement (Duzenleme): Romalilar bu konuda cok kafa yormuslar. Ne diyecegimizi, nasil savimizi dile getirecegimizi organize etmemize yarayan kural
- Style (Stil): Dili kullanma, kelimeleri secme vs.
- Memory (Hafiza): Neyin pesinde oldugumuzu surekli aklimizin bir kenarinda tutmamiz gerektigini anlatiyor bu kural
- Delivery (Ortaya koyma): Fiziksel sunum, mimikleri, vucud dilimizi kullanmamizla ilgili bu kural.
Retorik'in ilk iki kurali direkt tartisma digerleri ise sunum ile ilgili. Plato ile Socrates arasindaki ucuruma bir kopru kurmak amaciyla Aristotle (Aristo), retorik adinda bir kitap yazar ki bu kitap daha sonra Romalilarin egitim sisteminde epey bir yer kaplar.
Retorik, orta cagda din adamlari tarafindan, dini yaymak icin kullanilir. Ronesans doneminde Peter Raymus, bu 5 kurali ikiye ayirir. Ilk ikisini Filozofi adi altinda gercegi bulmak amaciyla kullanilirken, digerleri daha once de bahsettigim gibi sunumun geregi olarak dusunulmus.
Unlu Fransiz dusunuru Rene Descartes'in "Dusunuyorum, oyleyse varim" sozunden bahseden yazar, Dercartes "Ne bilebilirsin?" sorusuna cevap olarak o sozu soyledigini anlatiyor. Descartes'e gore, "Herseyden suphe etmek ve sadece dogrulugu kendiliginden belli olan seylere inanmak" lazim. Bu donem insanlarin "kesinlik" aradigi, mutlakiyet pesinde kostugu ve "akilciligin", bahsettigimiz ilk iki kuralin da onune gectigi bir donem 17. ila 19. yy arasindaki bu donem.
Bu donemin akabinde dogan logical positivism (mantiksal pozitivizm), anlami acik secik belli olmayan hic bir kelimeyi kabul etmeyen bir tavir icine girerek asagida orneklenen kendi dogmalarini yaratir:
- Scientism (bilimsellik): Bilimsel olmayan iddialar degersizdir.
- Irrationalism: Eger kesin cozum bulunamiyorsa, guc kullanmak gerekir. Guclu olan kazanir.
CONTROVERSY/RESOLUTION (TARTISMA SEBEBI / SONUC)
Policy - Bir aksiyon iceriyor. Ne yapmamiz lazim sorusuna cevap veren cozumler bu gruba giriyor.
value (deger) - Bir seyin iyiligi kotulugune karar verme durumu. Ornek: Hukumetin gidisati kotu.
Definition (tanim) - Bir yorum sunar. Ornek: Olum cezasi vermek cinayet islemektir
Fact (gercek) - Ne olup bittigini ortaya koyar. Ornek: Al Gore, Bush'tan daha fazla oy almistir
Bir kere yapilan cikarimi siniflandirdiktan sonra bu cikarimin dogru olup olmadigini anlamak icin icinde gizli olan sorulara yanit verebilmek gerekiyor.
Policy tanimina giren cikarimlara su sorulari sormak gerekiyor:
Mevcut durumda bir sorun mu var? Sorunun ana sebebi ne? Onerilen cikarim/cozum ise yarayacak mi? Neye malolacak, bu yaptirimin maliyeti yararlarindan fazla mi?
Eger tanim sinifina giren bir cikarim soz konusu ise:
Bu yorum alakali midir? Adil midir? Karsit yorumlar mevcut mudur?
Deger sinifindaki cikarimlara:
Bahsedilen deger gercekten kotu mu iyi mi? Performans gercekten kotu mu? Karsit degerleri nasil tartabilir, olcebiliriz?
STASIS (MERKEZ NOKTASI)
Komsunuz size gelip diyor ki "Sen benim arabami caldin!" Simdi tartismanin agirligi, can alici noktasi nasil kayiyor inceleyelim:
1) Iddia dogru mu? - Hayir calmadim
2) Tanim dogru mu? - Hayir calmadim, odunc aldim
3) Adil bir sebep var mi? Onemi ne? - Evet ama senin iyiligin icin yaptim. Kapinin onundeki buzu temizlememissin, biri dusup yaralandi, onu hastaneye goturdum. Yoksa basin derde girecekti.
4) Tartismanin yeri - Boyle bir iddianin yeri burasi degil, mahkemedir.
Tartismanin agirligi yukaridan asagiya dogru kayiyor. Yani 2. cevabi verirseniz, artik "hayir yapmadim" deme imkaniniz yok. 3.yu kabullenmisseniz, 1 ve 2'yi kabul etmis oluyorsunuz. 4. nokta ise farkli bir konumda. Bir kere "bu tartismanin yeri burasi degil" diyorsaniz, artik tartisilan olayin dogrulugu, nasil isimlendirilmesi gerektigi ya da kucuklugu buyuklugu degil.
EVIDENCE (DELIL)
- Objektif data: istatistikler (ortalama, olasilik vs.), tarihi dokumanlar, elle tutulabilen somut nesneler, sahitlikler vs. Bunlar potansiyel deliller ama her biri ile ilgili problemler olabilir, sorgulama ile bunlarin dogrulugunu kontrol etmemiz gerekiyor. Ornek:
Istatistik: Ornekleme ve analiz yontemleri dogru mu? Anketlerde insanlar dogru cevabi tahmin etmeye calisirlar
Somut nesneler: Sahici mi? Fabrikasyon olabilir mi?
Sahitlik: One surulen gercek mi fikir mi? - Toplumsal Uzlasilar: Herkesin bildigi seyler, ortak degerler (cocuklarimizin iyiligi icin ...), daha once varilan cikarimlar, tartisma hatirina dogru oldugunu varsayma
- Uzman gorusleri: Sozune guvenilir uzmanlar. Tabii yine sorgulamamiz gerekiyor. Ornegin: uzmanligin konusu tartisilan konu ile ilgili mi? Karsit goruste uzmanlar var mi?
Ornekleme yontemi: Istatistiksel orneklemeler ya da genel bir ornekten tartismaya ozel bir cikarima gidilmesi yontemi...
Sebeplendirme yontemi: Bir seyin digerine sebep oldugunu iddia etme yontemiyle kurulan bag. Aslinda cokca yanilgiya sebep oldugu icin bir iki not geceyim. "Bir seyin digerinden once olmasi, onun digerinin sebebi oldugu anlamina gelmez." Birden fazla sebep soz konusu olabilir. Hatta hem sebep hem de sonuc olarak gosterilen seylere sebep olan baska bir sey soz konusu olabilir.
Isaretlere dayandirma: Sebebini bilmiyor bile olsak birinci durum soz konusu ise, ona bagli olarak 2. durum gerceklesecegi iddiasi. Bu da yukaridaki sebeplendirme yonetime benziyor ama ayni sey degil. Burda ortada sebebi net olmayan bir iliski soz konusu. Ornek: "Enflasyonun dusmesi ulke ekonomisinin iyiye gittigine isaret eder".
Aristo bu durumu 2ye ayirmis, kesin iliski ve yanlis olma ihtimali olan iliskilendirme!
Analoji (Benzerlik): iki seyi direkt birbiri ile karsilastirilmiyor ama iki sey arasindaki iliskinin benzerligi karsilastirilmasi durumu. Bu durumda oncelikle su soruyu sormamiz lazim: Karsilastirilan seylerin benzemeyen yonleri benzeyen yonlerinden fazla mi?
Ornek: Merdivenler nukleer silahlardan daha tehlikelidir! Nukleer silahlardan olen yok ama her yil Amerika'da 5000 cocuk merdivenden dusup oluyor. Bu tabii ki yanlis bir cikarim. Merdiven ile nukleer silah benzerliklerini saysin bakiim biri :)
Hikaye: Bu ilginc bir yontem. Bildiginiz bir hikaye/olay ile benzerlik kuruluyor. Hikayenin sonunu biliyorsunuz, dolayisiyla iddianin sonucunun da ne olacagini biliyorsunuz seklinde dusunmeye itiyor sizi.
Ornek: Yabancilar Turkiye'den toprak satin aliyor -> Sonuc: Vatansiz kalacagiz. Delil: Israil'liler Filistinlilerin topraklarini satin almayla baslamislardi...
Form: Bunu nasil cevirecegimi bilemedim ama alt basliklari ile anlatmaya calisayim.
* Dilemma (Cikmaz): Soyle yaparsak, su cikar; ama boyle yaparsak bu cikar. Dolayisiyla boyle yapmamiz gerekir. Aslinda cikilan iki sonucta kotudur. Ornek: "Irak'ta savas gereklidir, cunku orda teroristlerle savasmazsak buraya gelirler". Ne sormak gerekiyor? Cidden boyle bir cikmaz var mi, yoksa yalanci bir cikmaz ile mi karsi karsiyayiz? Tum diger alternatifler tukendi mi?
* Hipotez: Bir hipotezle baslayip, sonucu dogru mu diye baktiktan sonra, geriye donup demek ki hipotez dogruymus seklinde iddia etme. Bu iddia sekli tamamen safsatadir, sonuca bakip hipotezin dogrulugu ispatlanamaz.
* Olasilik: bir seye bir deger atayip, sonra bir seyin olma ihtimali ile carpiliyor. Baska bir seye bir deger atayip onun olma ihtimali ile carpiyor ve sonuclari karsilastiriliyor. Boyle bir hesap nasil sorgulanir? Her seye bir deger atamak mumkun degildir (Insan hayatinin degerini kac alacaksiniz?). Dolayisiyla olculemez seylere deger atanip atanmadigina ve bakmak gerekir.
Kitap ciddi bir kaynak ve yon gosterici. Ozellikle mantik hatalarinin neler oldugunu bilmek, sizin iyi arguman uretmenize yardimci olacagi icin pek cok ortamda onerdigim biri Ingilizce, digeri Turkce iki web sitesinin linkini buraya yazayim:
Nizkor Project: Fallacies
Alev Alatli'nin onculuk ettigi Safsata Kilavuzu