Salı, Ekim 21, 2008

10. ve 11. Aylar

...Dalya dedik. 10 sayisiyla resmimiz yok henuz, hem 1 hem de 0’i ayni anda hatunun elinde tutturmayi henuz basaramadik. Birini alinca oburunu atiyor. Dergi yirtmaktan sonra en bayildigi sey atmak. Eline ne gecerse, artik ilgisini cekme derecesine gore, 1 saniye veya 1 dakika icinde pat atiliyor. Yiyecekler de ayni sekilde cogunlukla denenmeden yere atiliyorlar. Genelde hala pure seklinde yiyor yemeklerini. Stage 3 kavanozlarina gecelim dedik gecen hafta, onlar daha taneli, ama daha ilk kasikta geri cikarmis agzindan bir daha da acmamis agzini onune yine pure gelene kadar. Henuz hazir degil sanirim. Ara ara minik minik parcalarla denemeler yapiyoruz ama odlek ben henuz o kavanozdakiler gibi tum bezelye vermeye falan yanasamiyorum. Bezelyeyi eline versem dorde falan bolerim herhalde. O kadar bidik parcalari da iki parmagiyla henuz alamiyor. Avuclayarak almaya calisiyor, es kaza alabildiklerini de elinin neresinde oldugunu gormeye calisirken dusuruyor:)) Sonunda aciyor agzini bekliyor:)

Yiyeceklerle oynasin, minciklasin, merakini gidersin de onlari yeme isine giriselim rahatca diye dusundugumden deney yapmasi icin eline bilimum sey veriyorum firsat buldukca. Gecenlerde onune bir kap yogurt koydum bu amacla. Icindekine bile bakmadan kabi yere atmaya calismak oldu ilk hareketi. Su icine meyve vs konulabilen delikli feederlar da ayni akibete ugruyor. Alip iki ceviriyor hoop yere gonderiyor sonra. Mama sandalyesinde oturdugu yerin cevresine bez germeyi falan dusunuyorum. Yere dusunce geri veremiyoruz eline, en azindan o zaman devam eder kurcalamaya. Bu amacla bir naylon ortu aldim yere ama henuz sermedim. Feederi ipe bagladik biz de care olarak. Elinden atsa bile yere dusmuyor boylece.

Onde yarim iki disle gezmeye devam ediyor boncuk. Buldugu hemen hersey eninde sonunda agzina gidiyor. Islak mendil buldu mu direk agzina sokuyor bir kere, hic affetmiyor. Pusetiyle gunluk turlarimizi yaparken yaprak veriyorum eline arada, pek hosuna gidiyor onlari parcalamak. Artik onlari da biraz oynadiktan sonra agzina sokuyor. Gecen gun kirmizi bir yaprak verdim, eline almasiyla agzina sokmasi bir oldu. Domates veriyoruz eline bazen, o mu sandi acep rengi benzer olunca. Yesi yapraklari ayni istahla agzina almiyor.

Aksam uykusuna gecisimiz biraz problemli bu ara. Rutini falan takmaz oldu. Ne hep anlattigimiz masallar ilgisini cekiyor ne simdiye kadar ise yarayan ninniler. Uykusu var ama uyumak istemiyor. Kendini tum hiziyla geriye atmaya basladi birkac gundur. Kalkiyor tekrar atiyor kalkiyor tekrar atiyor. Arada orasini burasini carpiyor ne kadar engel olmaya calissam da, azgliyor ondan sonra da. Benim yaptigim birsey mi – sacini oksamam, bu hengamede masal anlatmaya calismam vs - bu kadar “wired” yapiyor onu nedir anlamadim. Ama cozum onerisi olan varsa pek bi minnettar olacagim.

Firsat buldukca salincaklara gidiyoruz. Bayiliyor. Bayagi hizli salliyoruz ama giki cikmiyor. Haftasonu kitapciya gittik beraber. Yerler hali oldugunda emeklesin diye yere biraktim. Kalaballik oldugu icin pek bir yere gidecegini sanmiyordum, hani cekinir falan diye. Peehh, atti kendini ortaya emekledi durdu raflarin arasinda, milletin ayaklarinin altinda hic umursamadan. Boyunun yetistigi raflardaki kitaplari, oyuncaklari yere indirdi buyuk bir zevkle. Pek eglendi. Yeni eglencelerimizden biri de yuruyen merdivenler. Alisveris merkezine gidince yuruyen merdivenleri izliyoruz bir sure, sonra o kucagimda bir cikiyoruz bir iniyoruz. Son gittigimiz sefer yaklasik 20 kere inip ciktik o merdivenleri koyun delisi modunda, bayildi...

diye yazmaya baslamisim yaklasik 1.5 ay once ve ha bugun tamamlarim ha yarin derken oyle kalmis yazi. Bu arada 11 aylik olduk, eh 12'ye de pek birsey kalmadi. Azimliyim ama dogumgununden once gonderecegim bu postu:))

Uyku oncesi kendini hizla geriye atmaktan vazgecti ama kucagimizdayken atmaktan geri durmuyor cok kizdigi zamanlarda. Ne masal ne ninni yok artik uyku rutinimizde. Rutin de kalmadi sanirsam. Yukari cikiyoruz, biberonunu aliyor, yatakta oynuyoruz uykusu gelene kadar. Bazen kendi yatiyor uyumaya hazirim diye, bazen uykusunun geldigine ikna edilmesi gerekiyor. Geceleri hala iki kere biberon aliyor. Gelecek ay kontrole gittigimizde bu gidise bir dur diyecek saniyorum doktoru. Artik fizyolojik olarak ihtiyaclari yokmus ya gece yemeye. Ama aglayarak uyaniyor ve bayagi da iciyor, ac demek ki diye dusunup itirazsiz veriyorum biberonunu. Mama diyebiliyor halbuki, ama gece uyandiginda soylemiyor agliyor sadece.

Yemesi gayet iyi. Pirasayla tanistirdik birkac hafta once, severek yedi ama pisik oldu. Bu hafta basinda tekrar yaptik, gene pisik oldu. Yogurda bayiliyor. Hatta dun yogurt bitip de meyve gelince terorize etmis bizimkileri tekrar yogurt vermediler diye:) Ben basini cevirdigi anda tamam doymus demek ki diyip birakiyorum yemek vermeyi, doyup doymadigini en iyi kendisinin bilecegini savunuyorum. Annemler olur mu oyle sey diyip karsisinda binbir oyunla yedirmeye devam ediyorlar.

Dede, baba ve mama diyor. Bunlarin disinda bir de kendi dilinde anlattiklari var ki onlari henuz cozemedik:) Anlamayinca da kiziyor. En favori kisisi babam. Iki dakika gozden kaybolmasin babam, hemen dede dede diye aranmaya basliyor. Iki lafinin biri dede. Sabah gozunu aciyor ilk lafi soru formatinda 'dede?' :)) Basini hayir anlaminda sallamayi ogrenmis bir de. Altini acalim mi, hayir, artik yatalim mi, hayir...kullaniyor valla gayet guzel. Ahh bir de kizgin bakmasi var. Kafasini egip gozlerini kaldirip kizgin bakiyor:)) Buna yeni basladi. Iki gundur zirt pirt kizgin baktirmaya calisip egleniyoruz. Ayaga kalktiginda ayak parmak uclarinda duruyor, henuz tutunmadan ayakta duramiyor. Ayagini da tam basmadigi icin yurumesine henuz var diye dusunuyorum. Biz tutunca da yurumek cok ilgisini cekmiyor, emeklemekten gayet mutlu.

Hareketlerinin kisitlandigi seylerden hic haz etmemeye basladi. Altini actirmak istemiyor her zaman mesela, yikiyor ortaligi. El fenerini kim bulduysa allah razi olsun, imdadimiza cok yetisti boyle zamanlarda ve fakat her seferinde etkili olmuyor tabi. Pusetinde ya da araba koltugunda oturmak istemiyor her zaman. Pusetle gezintilerimiz daha sokagin basina varamadan eve geri donmemizle sonuclaniyor bazen bu yuzden. Arabayla da uzun mesafelerden kaciniyoruz durmadigi icin. 1.5 (trafikle 2-2.50 olabiliyor) saat uzakta oturan arkadaslarimizin kizlarinin dogumgunune bu yil da gidemeyecegiz galiba.

Bir de basina su dokulsun hic istemiyor artik. Buna dun basladi. Kendini kuvetten atmaya calisinca banyoyu cok kisa kestik hatta. Daha once sesi cikmiyordu birkac kucuk kap su dokmeme kafasina. Dun agladi ve cikmaya calisti, durmadi kesinlikle. Ustu acik sapkamsi seylerden aldim gozune su gelmesin diye onu da taktirmiyor. Bunu asmanin bir yolu var mi yoksa banyolarimiz gozyasli mi olacak bundan boyle?

Dizlerinin ustunde oturup sallanarak dansediyor. En sevdigi sarki wheels on the bus. Gecen sabah donencesindeki yavas mozart'ta da dansediyordu. Kapi gicirtisina oynayanlardan olacak galiba:)

Ust disler geliyor bu ara, zor gunler geciriyoruz hep beraber. Agrisi cok oldugu zamanlarda homeopatik bir ilac veriyorum, iyi geliyor biraz.

Gunduz uykularini hala araba koltugunda yapiyor. Koltuga zor sigiyor artik, ne yapacagiz bilmiyorum. Cok sancili bir 2 hafta gecirecegiz sanirim baska bir yere almaya calistigimizda. Bence hic problem degil orda uyumasi uyusun da yeter ki nerde isterse uyusun. Zaten bire indirmeye calisiyor uykularini. Kapanan gozlerini zorla acik tutmaya calisiyormus. Hatta gecen gun uykusuzluktan olmesine ragmen oyle direnmis ki yatmayacagim diye, araba koltugunda yatarak degil de sirtini yana yaslayip oyle uyumus kofte:))