Saglik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Saglik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Perşembe, Aralık 07, 2006

Zaman yok anacim...

Bugun oturup gecen hafta bitirdigim `Tis kitabini yazacaktim. Amma ve lakin, acil bir is cikti; sirkete baglanip calismam gerekti. Saate bakiyorum, gece yarisini gecmisiz. Yazi, sonraya kaldi.

Ama Figen'in "New York restoranlarinda doymus yag kullaniminin yasaklanmasi konusundaki yazisini okuyup bilgileniniz! Bu aksam NPR'da (National Public Radio - Ulusal halk radyosu) bu konu tartisiliyordu. Bir taraf, "devlete her seye burnunu soktugu gibi buna da el atti. Bundan sonrasi ne, hamburger yasak, sunu yiyebilirsin, bunu yiyemezsin mi diyecekler?" diye soruyor.
Diger taraf, "devlet zaten ciftciye yaptigi supvansiyonlarla etin sebzeden daha ucuz olmasini sagliyor, dolayisiyla salata yerine hamburgeri tesvik etmis oluyor. Sigara konusunda oldugu gibi devlet her isi agirdan aldigi icin is eyaletlere dusuyor ve New York'u tebrik etmek gerek bu isi baslattigi icin" diyor.

Bence de olmasin tabii. Kim karsi cikiyor diye bakarsaniz, daha cok restoran sahipleri elbette. "Sigara cevreye de zarar veriyor, oysa yediginiz sadece size zarar veriyor" gibi argumanlar ve "sagliksiz beslenmenin ulke genelinde saglik harcamalarini arttirdigi, restorana giden birinin onune gelen yiyecekte kendisine zararlar doymus yaglar olup olmadigini bilmesinin mumkun olmadigi, dolayisiyla devletin restoranlarda doymus yag kullanilmasini yasaklamasinin tek cozum oldugu" gibi argumanlar geliyor.

Velhasil, okuyunuz, ogreniniz. Herseyin basi saglik (bunu yazan 3 aydir her gun nargile icmeye Paterson'a gidiyor. Derhal Nargile'nin saglik uzerine etkisi arastirilacak!).

Pazartesi, Aralık 04, 2006

"Vucutlar" Sergisi

"Vucutlar" sergisi "Bodies The Exhibition", aylardir sergileniyor Manhattan Seaport'ta. Serginin bulundugu yer, benim 2 yildir calistigim binadan sadece 2 blok otede ama aylardir bir turlu firsat bulup gezememistik.

Cumartesi, Balkir Unur'u online gorunce, "N'apiyorsun?" diye sordum. "Bodies sergisine, Manhattan'a gitmeyi dusunuyorum" dedi. Serginin bu ay sonunda New York'tan ayrilacagini okudugum icin, bulusup birlikte gitmeyi teklif ettim. Saat 3'de bulusacaktik ama trafik ve Cumartesi tembelligi derken 4'u buldu bulusmamiz.

Sergi binasina dogru giderken, birilerinin sarkilar soyledigini duyduk. Hemen sergi salonunun onunde, kocaman bir Noel agacinin onune dizilmis yaslica "Noel Babalar", eglenceli Noel sarkilari soyluyorlardi. Kalabalikta birden Elif'le Simon'i (Cohn) gordum. elimde fotograf makinesi kostura kostura yanlarina gidip, Simon'in yuzunde patlattim flashi :) Sasirdilar elbette ama asil saskinligi, onlarin da gosteriye geldigini duyunca hep beraber yasadik.

Bu onlarla yasadigimiz ikinci 'buyuk tesaduf'. Ilkini Fethiye'de yasamistik. 2 yil once, Fethiye'ye gitmistik. Tolga Sevinc kardesim bizi aksam yemegi icin koylerin birine goturdu. Adini hatirlamiyorum ama acik havada cardaklarin kuruldugu hos bir mekandi. Tam ne yesek diye bakinirken birden Elif'le Simon'i gorduk. Onlar da Istanbul'da evlenmis, balayi icin Fethiye'ye gelmislerdi. Rutherford'da bizden iki blok otede oturuyorlar, yani sozlessek bu kadar olur, ayni gun ayni saatte, ayni yerdeydik!

Neyse, hep birlikte sergi salonuna yollandik. Sergiyi tarif etmesi hakikaten guc! Resmi sitesindeki resimlere bakarak bir fikir edinebilirsiniz sanirim. Korunmus gercek insan vucutlari kullaniliyor. Gostermek istedikleri bolumu ayiriyor ve asetona batiriyorlar. Bu sayede vucudu sudan arindiriyorlar. Sonra vucudu, havasi alinmis silicon ya da polimerlerle dolu bir bolmeye yerlestiriyorlar .Aseton gaza donusup kaybolurken, onun yerine tum vucut hucrelerini polimer dolduruyor. Sonra bir katalizor ile vucut sertlestirilip sergilenebilecek hale getiriliyor. Okuyup anladigim kadariyla islem boyle bir sey.

Iskeletlerden baslayarak, vucudumuzdaki tum organlari harika bir yaraticilikla sergiliyorlar. Hatta, kimilerinde hastaliklarin yol actigi defarmasyonu da gosteriyorlar saglikli organin yaninda ve gayet iyi bir fikir ediniyorsunuz. Bezen, yillarca icilen sigaranin yarattigi kapkara bir cigerin goruntulendigi salonda onca yil sigara ictigim icin salonda kafami kiracakti :)

Dorder, beser hafta arayla bir bebegin gelisimini gosterdikleri salon cok etkileyici idi. 3 haftalik bebek bir kac santim boyundaydi. 6 aylik bir bebek, hepi topu bir yumruk buyuklugunde iken, 9.aydaki bebek bildigimiz boyutlarina ulasiyor. Son 2 aydaki gelisim olaganustu! Tum gosterilen ornekleri izlememiz, sanirim 2.5 saat surdu. Bu da sanirim "hayatta bir kere gorulmesi gereken" turden bir sergi idi ve bitmeden gorebildigimiz icin gayet mutluyuz!

Salı, Ağustos 29, 2006

Disci


Bugun disci randevum vardi. Neyse ki 6 aylik dis bakimiydi sadece. Hos onu bile mumkun oldugunca erteliyorum her seferinde. Disci fobim var cunku. Dis bakimini/temizligini bile anestezi ile yaptiraniniz var mi benden baska:)) Kaynak makinalarinin, cesitli insaat makinalarinin cikardigi sesler hep disciyi hatirlatir bana. Lise 2deyken kurumun discisine dis cekimi icin yapilan bir ziyaret sonrasi ayakta doktorla konusurken artik nasil siktiysam kendimi bayilmistim. Yere duserken duvarin kosesine carpmisim basimi, kafam yarilmis. Kendime geldigim zaman 5-6 kisi disci koltuguna yatiriyordu beni. Koltugun tepesindeki o isikti ilk gozume carpan ve ilk aklima gelen eyvah simdi de dolgu yapacaklar olmustu. Ancak biraz sonra basimin acaip zonkladigini ve beni koltukta tutmaya calisan kisileri farketmistim. Disci korkusu yuzunden hastanelik olmuslugum da vardir yani:) O sirada babami ofisinde bulamayip yana yakila binada onu aradiklari icin tum kurum ayaga kalkmisti.

Universite sinavi icin dersaneye giderken discilik yaz diye tutturmustu fen hocam. Sadece bana degil, o yil matematik/fen'den sinava girecek herkese tercih listesine disciligi de eklemeleri icin baski yapiyorlardi. Disciligin puani da dusuktu sanirim, ondan herhalde. Onemli olan bir yeri kazanmis olmamiz degil mi zaten dersaneler icin, neresi olursa olsun, yeter ki bu yil bilmemkac kisiyi universiteye soktuk afisindeki sayi fazla olsun. Fobimin de farkindaydi ustelik bu adam. Kendimi disci olarak dusunuyorum da pek egleniyorum. Artik kim kime bakardi bilmiyorum:) Bir arkadasimin ablasi disci olmustu ama kizcagizi kan tutuyordu. Ilk hastasinin yaninda kan gorunce bayilmis bizim doktor hanim. Rezalete bak. Hasta nasil bir sok yasamistir kim bilir. Aklima geldikce gulerim hala. Simdi nasil bir discidir, hala disci midir bilmiyorum.

Salı, Ağustos 15, 2006

Bir gun maraton kosabilecek miyiz?


Pazar gunu yorgunlugundan sonra bugun canim hiiic mi hic gym'e gitmek istemiyordu. Bezen'e "yahu ustumde acaip bir tembellik var" dememle, "hadi hadiii, yurutecem seni Avrupanin kaldirimlarinda, biraz antreman yap" diyip beni kapi disari etmesi bir oldu.

Kos demesi kolay ama kosmak kolay is degil tabii. Ama azmin elinden bir sey kurtulmazmis (bende de cok var ya). Bu seneki Corporate Challange kosusunda 2 mil (3.2Km) kosunca dilim disari cikmisti. Gerci gecen ay nasil becerdiysem bir 3.5mili (5.6 Km) 31 dk.da kosmuslugum var ama ondan sonra sadece 1 kere daha 3.5 mil kosabildim. Garip bir sekilde 2 milde omzum agrimaya basliyor.

Neyse, yeni kulakliklari gym'in TV gurultusunde test etme hevesi ile kosu bantina ciktim. Merak edenler icin soyleyeyim, kulakliklar bu testi de basari ile gecti. 40dk kosu + 5 dk soguma toplam 45 dk kostum.

Isin guzel yani, 3 mili gectikten sonra kosu bantinin hizini 6.1mil/saat'ten 6.5 mil/saate cikarttim ama yine de zorlanmadim. 40 dk'nin sonunda 4.14 mil (6.6Km) kosmusum.

Hayatta bir kere olsun maraton kosmak gibi bir idealim var. Iyi guzel de be kardesim, maraton dedigin 26 mil, sen kosmussun 4 mil, yas olmus 35 ne is diyeceksiniz... Bu memlekette, yaslaninca insanlar kendilerine daha iyi bakiyorlar. Haziran ayinda Time dergisinde, "The Marathon Generation" basligi altinda bir yazi yayimlandi.

Deniyor ki, bugun ABD'de maraton kosanlarin 40 yas insanlarin sayisi 1980'de %26 iken bugun %46'ya ulasmis. Yine yaziya gore, 1896'dan beri kosulan dunyaca unlu Boston maratonunu bitirenlerin %20si, 50 yas ustu imis. Yaaa... :)

Damlaya damlaya gol olur mu acep?

[GUNCELLEME]
Dedim ki bu konuyu takip etmek ve dahi yeni bir durum oldugunda kayit altina almak lazim.
21 Agustos 2006: 50dk, 5mil (8km)

Perşembe, Temmuz 06, 2006

Oy Tombulum Tombulum...

Yoldan degil ama gym'den geldim, yorgunum. Iyice yiktik blogu Bezen hanima valla :) Ben de istiyorum bir seyler yazayim diye ama 'bir mani' var. Aslinda bir degil bir kac 'mani' var:

Comcast'le konusup anlastik, Dunya kupasi baslayinca kostuk bir DVR aldik.
Comcast bir guzellik yapti, maclar baslamadan hemen once ve ESPN2 High Definition (HD) yayinlara basladi bizim bolgede. Cift tuner'li DVR sayesinde tum maclari HD kaydedip aksam izliyorum. HD'de futbol izlemek doyumsuz bir zevk valla.

Iki hafta once JP Morgan Chase Corporate Challange kosusuna katildigimdan beri, ustumde bir tembellik var! 6 aydir duzenli gidiyordum ama once maclar sonra "Age of Empires III" oyununa takilinca, gym filan hak getire...

Kosmaya niyetlendim diye kalktik bir kosu ayakkabisi aldik. Hakikaten muhtesem bir sey, normal spor ayakkabi ile kosmaktan cok farkli. Sali gunu hava sicakti ama ciktim bir denedim. Su da almistim yanima ama sicak ve kondusyonsuzluktan herhalde dilim damagima yapismis bir sekilde dondum 1 saat sonra. 2 mil kosunca bir ara vermem gerekti. Ne alaka ise omzum agridi :)

Bugun de usenmedim kalktim gym'e gittim. Tabii 2.5 hafta ara verince daha once kaldirdigim agirliklari kaldirmam mumkun olmuyor. Yarin da epey bir agri sizi olur ama 2 gunde geciyor...

Gari, Age of Empires vakti gelmistir. Bana musaade...

Salı, Mart 21, 2006

Sporcu Genclik...

Iki sene once bu vakitlerde, hayatimda iki ilki bir arada baslattim. Hem Ilkay Kazakci kardesimin "Bu memlekette herkesin bir gym uyeligi vardir" sozune kanip 1.5 yilligina gym'e yazildim hem de baktim kilo almis basini gidiyor, 212 pound olmusuz (~96Kg), South Beach diyetini uygulamaya basladim. Asagida yazdiklarim daha cok kilo vermek isteyen erkekler icin gecerli...

Bu surecte saglikli beslenme ve diyet konusunda ogrendiklerimi bir yazida buraya aktardim ki millet faidelensin efendim! Tabii hepi topu 6 ay yapabildim ikisini de ama cok iyi oldu. Pek cok sey kalici hale geldi. 6 ayin sonunda 185 pounda (~84Kg) indim. Bunda agirlik calismanin cok buyuk etkisi oldu, once niyesini aciklayayim, sonra burdan devam ederim...

Aldiginiz kaloriden fazla harciyorsaniz, kilo verebilirsiniz demektir. Olcusu de su 7000 kalori harcayinca = 1 Kg hafifliyorsunuz. Insan hic bir sey yapmasa da kalori harciyor. Ornegin bir saat uyudugunuzda vucudunuz 70 kalori yakiyor. Eger 70 degil de 100 kalori yaksa hic bir sey yapmadan gunde ~200 kalori fazladan yakacaksiniz...

Nasil mi? Vucudunuzdaki "yag" yerine "kas" koyarak. Kas, bakim isteyen bir sey. Vucut kasi korumak icin normalde yaktigindan daha fazla kalori yakiyor. Iste bu yuzden duzenli olarak agirlik kaldirmak bir cesit diyet alternatifi olarak dusunulebilir.

Devam edelim. Araya Turkiye tatili ve is yuku girince 6 ay sonra diyet ve gym gume gitti. Bu 6 aylik surecte, ne kadar yagi kasa donusturdugumun bence en iyi olcutlerinden biri sanirim bench press. 95 pound (43 Kg) ile basladim, 6 ay sonra kendi agirligimi (185 pound) kaldirabilir hale geldim. Agirlik calismayi biraktiktan 4 ay sonra da kilom dibe ulasti: 172 pound (78 Kg). Sanirim ODTU'den mezun oldugum 93 yilindan sonra ilk defa 80'in altina inmis oldum.

Vucut kasi korumak icin fazla kalori yakiyor dedik ama sonsuza kadar degil elbette. Tersine, insan vucudu oldukca ekonomik davraniyor ve eger korumasina gerek kalmadigina kanaat getirirse, kasi yaga donusturuyor. Ancak bu oyle 2 gunde olmuyor tabii.

Bende yaklasik 1.5 yil hafif hafif kilo alma seklinde oldu. Agirlik calismayi ve diyeti biraktiktan 1.5 yil sonra 2005 Araliginda 190 poundu gorunce, tekrar gym'e dondum (Bu arada 1.5 yil gitmememe ragmen her ay tikir tikir 45$'ida odedim yani, ne diyim).

Dedim ya, kas yaga donusuyor ama oyle cok hizli olmuyor bu is. Netekim, Ocak'ta 135 pound ile bench presse basladim. 2.5 ay sonra daha once 6 ayda ulastigim seviyeye geldim ve 185 poundu kaldiriyordum. Iki uc hafta once de hedefim olan 225 poundu (~102Kg) kaldirabilmeye basladim.

Dolayisiyla ozetlersek;
  • Agirlik calismak kilo vermek icin iyi bir yontem
  • Agirlik yapmayi birakir birakmaz kas yaga donusuyor diyenlere inanmayin
  • Agirlik calismaya ara verseniz bile yeniden baslayinca sil bastan olmuyor
  • Bogazina duskunlere (kendimden degil Ilkay'dan bahsediyorum :) siddetle tavsiye edilir!

Pazartesi, Ocak 23, 2006

Persembeden Cumartesiye

Persembeden...Sonunda Balkir'i da gozluksuzler camiasina kattik:) Adil ameliyat olduktan sonra Balkir'in da aklina yatmisti lasik yaptirmak ama bu yili beklemesi daha karli olacagi icin Ocak'a birakmisti. Burada Flexible Spending Account diye bir sistem var. Yil icindeki saglik harcamalarinizi onceden kestirebiliyorsaniz maasinizin belli bir kismini bu hesaba aktarabiliyorsunuz. (Tabi bu islem hep bir sonraki yil icin yapiliyor.) Sistemin ozelligi bu hesaba aktardiginiz paranin vergiden muaf olmasi. Bayagi karli oluyor onun icin ama yatirilacak miktarin iyi hesaplanmasi lazim cunku sadece saglik amacli ve sadece bir sonraki yil kullanabilmeniz icin gecerli. Kullanilmazsa yaniyor.

Balkir'in ameliyati persembe gunuydu. Sabah ben, Balkir, Balkir'in annesi ve onsuz arabaya binmedigim GPS'im Stahl'in Long Island'daki yerine dogru yola koyulduk. 10 dakikalik ameliyat icin 2 saat bekledikten sonra nihayet islemler tamamlandi ve gozler cizildi. Hersey yolunda gitti. Elde kalan gozluklerin cercevelerini ebay'de satsak mi Balkir:))

Cumartesiye...Cumartesi aksami sevgili arkadaslarimiz Engin, Yagmur, Berna ve Baran yemege geldiler. Arkadaslarim gelsin ben onlara yemek yapayim, bayiliyorum cok hosuma gidiyor. Su zamanlama isini ogrenemedim gitti yalniz, bir gun de misafirlerimi mutfakta panik icinde kostururken degil de hersey hazirlanmis, koltukta otururken karsilayabilecek miyim bilmiyorum:)) Yedik, ictik, bol bol sohbet ettik, cook keyifli bir aksam oldu.

Cuma, Ağustos 12, 2005

Diet Meselesi

Onceki yazimda South Beach Diet'ten bahsetmistim. Bu dieti gecen yil (2004) Nisan - Ekim doneminde denemistim. Sonucta saglikli diet, fiziksel aktivite ile birlikte yapilinca anlam kazaniyor. Asagida ogrendiklerimi ve tecrubelerimi ozetliyorum...

Bilmeniz gereken ilk sey su: Yedigimiz her sey kaloriye donusuyor. Teknik olarak 1 kalori, 1 gr. suyun sicakligini 1 derece arttirmak icin gereken enerji miktari. Kalori diyince aklimiza yemek ya da iceceklerden aldigimiz kalori geliyor. Ornegin bir kutu kola ictiginiz 200 kalori aliyorsunuz. Ama aslinda teknik olarak dogrusu 200.000 kalori ya da 200 Kilo Kalori! Biz genele uyup kilo kalori yerine sadece kalori diyelim.

Insan vucudu, enerji harcama konusunda oldukca tutumlu davranir! Oyleki otururken sadece kg vucut agirligi basina 26 kalori harciyor. Yani 70 Kg agirliginda yetiskin bir erkek tum gun 'oturuyor' olsa, 70x26 = 1820 kaloriye ihtiyaci harciyor.

Nefes alirken, kalbiniz atarken, beyniniz calisirken surekli kalori harciyorsunuz. Vucudunuz normal sicakligini muhafaza etmek icin de enerji harciyor. Uyurken vucut ve beyin onarim moduna giriyor, daha seyrek nefes aliyorsunuz, kalp atisiniz dusuyor; dolayisiyla daha az enerji harciyorsunuz.

Yine fiziksel guc isteyen aktiviteler icin de cok yuksek enerji harcamiyor vucut. Maraton kosan biri 1km icin 62 kaloriye ihtiyac duyuyor.

Ote yandan, sadece 1 dilim pizza yediginizde yaklasik 400 kalori aliyorsunuz. Yiyeceklerin kalori degerlerini veren tablolari internette bulmak mumkun.

Yedigimiz her seyin kaloriye donustugunu soylemistik. Soyle ki yiyecek maddeleri 4 temel ogeden olusuyor:

  • Yag: 1gr = 9 kalori;
  • Protein: 1gr = 4 kalori
  • Karbonhidrat (Seker): 1 gr. = 4 kalori
  • Su: 0 kalori
Yedikleriniz icindeki bu 4 malzemenin gramajina bakarak, kac kalori oldugunu bulabiliyorsunuz; yuksek karbonhidratli pide/ekmek gibi yiyecekleri, sekerli icecekleri ve yagli etleri yemeyi seven milletimiz her gun aldigi kaloriyi hesaplayin artik!

Vucut kullanmadigi enerjiyi, kotu gunlerde kullanmak icin yaga donusturuyor. 7500 kalori fazla biriktirdiginizde bu size 1 Kg (yag) olarak geri donuyor. Diyelim ki masa basi bir isiniz var ve vucudunuz gunde 1800 kalori tuketiyor. Ote yandan siz yedikleriniz/ictiklerinizden gunde 2000 kalori aliyorsunuz. Bu hesapla gunde 200 kalori fazlaniz var. Bu yaklasik ayda 1 Kilo, yilda 12 Kilo aliyorsunuz demek.

Fazla kilonuz oldugunu dusunuyorsunuz, peki, nasil kilo vereceksiniz? Hesap ortada, 7500 kalori yaktiginizda, 1 kilo veriyorsunuz. Iste diet muhabbeti burda basliyor. Genelde insanlar, kalorisi az yiyecekleri secip, daha az yiyerek, aldigi enerji miktarini, harcayacagi enerji miktarinin altinda tutuyorlar. Vucut, yeterince enerji alamadigi icin, yedek deposunu, yani yaglari enerjiye donusturmeye basliyor ve kilo vermeye basliyorsunuz.

Genelde sorun su ki sonsuza kadar diet yapamiyor, bir sure sonra eski aliskanliklara donup, ihtiyacinizdan fazlasini size verecek kadar yemek yemeye basliyorsunuz. Diet bir ise yaramamis oluyor!

Bu arada sunu da soyleyeyim, diet sonrasi ayni kiloya donseniz bile, tukettiginiz urunler konusunda daha bilincli oluyorsunuz. Turkiye'de maalesef her gidanin uzerinde, icindekilere dair bilgiler yer almiyor. Amerika'da ise en azindan kalori, yag, seker miktari gibi bilgiler yazili olmak zorunda. Kucuk bir kisisel ornek vermem gerekirse, kesinlikle Amerika'da 'soft drinks' denilen, kola turu sekerli icecekleri icmiyorum; bilinc altina yerlesmis, icemiyorum!

Velhasil, madem yediklerimizden kalori yukleniyoruz, az yemekle de yetinemiyoruz, o zaman ne yapacagiz?


Oncelikle, nerden ne kadar kalori aldiginizi ogrenmeniz lazim. Beyniniz, bir sayac gibi yuttugunuz her lokmanin kac kalori oldugunu ogrenmeli. Boylece gunde ne kadar kalori aldiginizi bulacaksiniz.

Sonra gunde ne kadar kaloriye ihtiyaciniz oldugunu hesaplamalisiniz (Kilo basina 26 kalori hesabini kullanabilirsiniz).

Aradaki farki gorerek, kendinizi yediklerinizi kisitlamaya baslayacak ve secmeye baslayacaksiniz. Goreceksiniz ki cogu kez gereginden fazla enerji aliyor olacaksiniz. Geriye ne kaliyor? Tek cozum, fiziksel aktivitelerinizi arttirmak, spor yaparak fazla enerjiyi yakmak. Ne yaparsaniz ne kadar kalori yaktiginizi, yine internetteki tablolardan bulabilirsiniz.

Diet meselesi konusunda " how stuff works " sitesinde cok guzel bir yazi var, ilgileniyorsaniz tavsiye ederim, okuyun!

Bu arada biz yarin sabah 6'da bir haftaligina Jamaika'ya gidiyoruz, bunca diet muhabbetinden sonra ne yer ne iceriz bilmem artik :)

Salı, Temmuz 12, 2005

Bugun de bitti...

Bugun ofisten iki kisi Lasik ameliyati olmayi dusunduklerini soyleyip bilgi istediler. Inglizce blog'daki linki gonderdim. Bu ara en sik kullandigim laf, "bloga yazdim, gidin bakin" olmaya basladi :))

Is cikisi bir kac kisi, ofise yakin bir bara takildik ama ben 7.30 express otobusunu yakalamak istedigimden cok kalamadim. Eve girdikten iki dk. sonra Bezen geldi. Meger o benden yarim saat once otobuse binmis ama Manhattan'i New Jersey'e baglayan Lincoln Tunelinde kaza olmus ve bayagi bir beklemisler otobuste...

Tatilimiz geldi bu aralar... Bir cruise (gemi muhabbeti) yapsak mi diye dusunuyorduk. Isten daha once gemi yolculuguna cikan arkadaslarla konup bilgi aldim. Bezen'de bir haftadir internetten epey bir arastirdi, sonucta degmeyecegine karar verdik. Bezen simdilik Jamaica'yi arastiriyor, bakalim ne cikacak...

Eve gelince, aksam ustu ugrastigim bir (ksh) unix korn shell scriptini biraz daha iyilestireyim diye ofise baglandim. Fena takildim, 'hah bu iyi oldu' dedigimde baktim gece yarisi olmus. Allahtan yarin ise gitmiyorum, ogleden sonra saat 2'de Fancy Food Show kapanisina Javits Center'da olmam gerekiyor CTW (Community Team Work) icin. Ne oldugunu sonra yazarim.

Cuma, Haziran 24, 2005

Goz ameliyatindan 1,5 ay sonra...

Lasik ile ameliyatin olmamin uzerinden yaklasik 1.5 ay gecti. Cuma gunu isten erken cikip 34. caddedeki Stahl Eye Center'a gittim. Randevu saat 3'teydi ama klasik 15-20 dk bekledim. Doktorum "Thierry Hufnagel" muayenesini yapti ve her seyin normal gorundugunu soyledi.

Parlak isiga, Gunes'e karsi gozumun hala hassas oldugunu, bunun gittikce azaldigini ama hala var oldugunu soyledim. Yine sabahlari bazen 1-2 saniyeligine de olsa, gazeteye bakarken odaklanmakta gucluk cektigimi ekledim.

Odaklanma problemi goz kurulugundan olurmus. Onun icin verdigi bir damla vardi ama baslarda hemen hergun kuruluk yuzunden gunde 3-5 kere damla kullanirken, artik gozlerim sadece arada bir kurudugundan kullanmayi birakmistim. Aksamlari yatmadan bir kere damlatmami onerdi.

Isiga karsi hassaslik icinse daha once verdigi baska bir damlayi (Pred Forte) 2 hafta kullanmami onerdi. 1. hafta gunde 4 kez, 2. hafta gunde 1 kez kullanmam gerekiyormus. "1 ay sonunda hala hassaslik kaldiysa, tekrar gel" dedi ve normal muayene icin 1.5 ay sonrasina randevulastik.

Gozlerim ameliyat oncesi de gunese karsi hassas idi. O yuzden simdiki durum cok umrumda degil ama yine de damla sayesinde ameliyatin ekledigi ekstra hassaslik giderilirse hos olur...

Cumartesi, Mayıs 21, 2005

Yoruldum!

11'de uyanip, parkta bagel arasi omlet ile klasik bir Cumartesi baslangici yaptiktan sonra, bir gym aktivitesi iyi gider dedim. Bezen beni spor salonuna birakip alisverise gitti.

12:40'da eliptik ile basladim. TV'de NY Yankees - NY Metz macini seyrederken 1 saat doldu. 900 Kalori kesmez diyip bir yarim saat daha devam ettim. Toplamda 1360 kalori, 7 mil (~11 Km) yaptiktan sonra agirlik bolumune gectim.

Cumartesileri gym genelde sakin oluyor. Koskoca agirlik salonunda sadece 2 kisi vardi. 1 saat kadar calistim. Sonra makinelerin oldugu salona gectim. Artik omuzlar kollarimi tasirken zorlanir hale geldigi icin bacaklara yukleneyim dedim. Velhasil ilk setten sonra baktim vucud yeter diyor, basim doner gibi oldu, yoruldum, biraktim ciktim temiz havaya.

"B" yi aradim, o gelirken nehrin kenarindan North Arlington Parkina dogru yurudum. Guya 4 gibi yagmur bekleniyordu ama hava hala piril piril :) Velhasil, 2 x protein shake + steak sonrasi kendime geldim :)

Cumartesi, Mayıs 14, 2005

Goz Ameliyati Sonrasi (3. Hafta)

Oldukca yogun bir hafta gecirdigim icin yazmaya vakit bulamadim. Simdi bir yandan Phonix Suns - Dallas Maverics playoff 2.tur 3. macina bakarken (Suns 114-98 onde ve 1 dk kaldi) bir yandan da merakla goz ameliyatinin etkilerini yazmami bekleyenler icin bir ozet geceyim.

Ilk haftanin sonunda doktora gittigimde ozellikle sol gozumde dikkat cekici bir bicimde gorunen kanlanma icin 'gececek merak etme' demisti. Gercekten de kanlanma cok cok azaldi.

Ameliyat oncesi de gozlerim isiga karsi hassasti ama ameliyat sonrasi bu cok daha belirgin bir hale gelmisti; oyleki cok isikli bir ortamda (piril piril bir oglen gunesinde) gozlerimi acmam zor oluyordu. 2 haftadir nemledirici (lubricant) damla kullaniyorum.

Her gun ortalama 10-12 saat bilgisayar basinda oldugum icin ister istemez gozlerim kuruyor, aciyor ve ekrana bakamaz hale geliyordum. Bu durumda damlanin ardindan 2-3 dakika sonra sorun kalmiyordu. Baslarda gunde 3-4 kez kullaniyordum. Gittikce daha az gozlerim rahatsiz olmaya basladigi icin damlalari once gunde 2 ye sonra 1 e indirdim.

Son iki gundur kullanma ihtiyaci hissetmedim ama hala isiga karsi ameliyat oncesinde gore daha fazla duyarlilik var baska da bir sikayetim yok.

Salı, Mayıs 03, 2005

Gorus: 20/20

Empire State, New York Posted by Hello


Laserle goz tedavisi yaptirali bir hafta oldu. Bugun doktoru gormeye gittim. Stahl Goz Merkezi 34. Cadde ile Madison'in kosesinde. Tam oraya geldigimde kafami kaldirinca Empire State'i gordum. Fotograf makinem yanimdaydi, yukaridaki fotografi cektim.

Beni ameliyat eden doktor degil de Mark Werner gozlerimi kontrol etti ve "gorusun 20/20" dedi. Astimat ve miyopluk gitmis. Sol gozumde biraz kanlanma vardi, ben daha sormadan "merak etme vakit alir ama kaybolacak" dedi. Ameliyat sonrasi isiga karsi gozlerimin daha hassaslastigini soyledigimde de bunun normal oldugunu ve nemlendirici kullanmami (refresh plus, cellufresh ya da systane) onerdi. Velhasil, durum simdilik iyi. 1.5 ay sonraki kontrolde durumu daha net gorecegiz.

Bir sonraki randevuyu alirken tum dosyamin bir kopyasini istedigimi soyledim. Bir kagit imzalatiyorlar, doktorumun da onay vermesi lazimmis - niye bilemedim...

Salı, Nisan 26, 2005

Goz Ameliyati ve Sonraki Gun

Efendiim, ameliyati atlattik. Ben doktorumu Alman saniyordum ama galiba Fransiz'mis. Ameliyat sirasinda biriyle Fransizca konusunca suphelendim. Dusununce daha mantikli geliyor; tamam Hufnagel Alman soyadi cagrisimi yapiyor ama Thierry diye Alman adi mi olurmus. Ne alaka? Alakasi su, bana Stahl Eye Center a git diyen Cinli arkadas, ordaki Alman doktora git, cok iyi demisti. Ben de doktorlarin isimlerine bakip "Marc Werner" yerine, tiplere ve resumelerine bakip en kalifiye gorunen Thierry J. Hufnagel in Alman olduguna kanaat getirmistim :)

Neyse, 3pm gibi NY - Garden City'deki Stahl Goz Merkezine geldik. Operasyon oncesi kagit isleri vardi. Kisaca isler yolunda gitmezse kendilerini garantiye almak icin her turlu seyi yazmislar, imzalatiyorlar. Tabii bir suru mirin kirin ettim. Zaten bugun kontrole gittigimde bu konudaki rahatsizligi yazdim ne dusundugumu sorduklarinda.

Sonra iceride, tekrar CustomVue icin gozlerimi olctuler. Daha once yaptiklari olcumlerle karsilastirdilar. Olcumleri yapan cocuk, bir yandan da sorular sordu. Beni rahatlatmak icinmis. Ben farkinda degildim ama goz kaslarimi kasiyormusum basta. Dosyamda daha once doktor hatasi yuzunden hem babamin hem de eskimin babasinin bir gozlerinin gorme yetenegini kaybettigi yaziyordu. Okumus, o yuzden de sakinlestirmeye calisiyormus.

Turk oldugumu ogrenince, "hafta sonu TV'de gordum, Ermeni meselesi konusuluyordu" dedi. "Evet, her yil bu zamanlarda konusulur" dedim. "Ne zaman oldu bu olaylar" diye sordu. "1. Dunya savasi esnasinda" dedim. Sonra bekledigim soru geldi, "Peki sen ne dusunuyorsun?". Tam olarak gercek ne bilmiyorum, tam bir fikrim yok bu konuda dedim. O da "Bilmiyorum, sadece TV'de duydugum icin sordum" diyince, "Iste sorun da o, kimse bilmiyor ki tam olarak ne oldugunu; karsilikli iddialar var." dedim.

Sonra cocuk yaptigi olcumleri ve bilgisayarda gozumun nasil gorundugunu gosterdi. Renkli ciktiyi aldi ve doktora goturdu. Doktor geldi, 10 dk. sonra beni operasyon odasina aldilar. Odanin disinda bir ekrandan da Bezen operasyonu izledi.

Once bir suru damlalar damlattilar. Sonra sag gozume sertce bir lens turu seffaf bir sey koydular. Sonra havayi cekip iyice bastirdilar. En cok canimi yakan kismi burasi oldu. Bu kisimda aslinda goz bebeginin uzerindeki tabakayi aciyorlar. Ayni seyi sol gozum icinde yaptilar.

Sonra gozlerimi iyice acmami saglayacak metal cisimler yerlestirdiler. Sonunda 5-10 saniye kadar sanirim kirmizi bir lazer gozumun uzerinden gecti. Catapatin cikardigi turden bir ses geldi lazer calisirken. Doktor surekli benimle konusup, sakin olmami ve islemin bitmesine ne kadar kaldigini soyluyordu. Lazerin isi bittiginde gozumun uzerinde kucucuk donen bir pervane varmis gibi geldi bana...

Sonra ayni seyi sol gozum icin yapti. Yanlis gozumu kasmaya baslamisim, doktor bir iki kere uyarip sakin olmami soyledi. O anda sanirim gozumu kirpmak istiyordum bu da kasma etkisi yapiyor.

Velhasil hepi topu 10dk. falan surdu hersey. Sonra yine gozume bakteriye karsi damlalar damlattilar. Doktor mikroskopla bakti sonra da harflerin oldugu levhayi gosterip okumami istedi. En altin bir ustundekilerini okuyabilmisim. Ameliyat sonrasi icin cok iyi dedi! Sevindik.

Gunes gozluklerini taktim ama isik cok rahatsiz ettigi icin hic gozlerimi acmak istemiyordum. Bezen'in yardimi ile arabaya binebildim. On taraf fazla gunesli geldi. Jipin arkasindaki camlar daha karanlik oldugu icin arka koltukta yatarak rahatca geldik. Eve vardigimizda saat 7'ye geliyordu. Oda yeterince karanlik degildi. Bezen, careyi pencerelere battaniye asmakta buldu. Uyurken takmam icin plastik, seffaf gozu koruyacak kapakciklar vermislerdi. Onlari gozumun uzerine koyup bantladik. Dayanilmayacak gibi degildi ama gozlerimde hala hafif yanma hissi vardi. 2 tane Advil yutup sabah 8'e kadar uyudum.

Kalkip ilk defa gozlerimi actigimda, sol gozumun uzerinde hafif bir perde varmis gibi geldi. Su anda saat ogleden sonra 3:33 ve artik oyle bir sey hissetmiyorum.

Sabah otobusu beklemek yerine arabayla Manhattan'a inmeye karar verdik. Otobus duraginda bekleyen diger hatun bizim yan komsu imis. Ona da soyledik, o da geldi. Koreli bir manikurcu imis, 18. cadde'de 10am-7pm calistigini soyledi. Muhabbet ettik yol boyunca...

Gozlerimi Marc Werner kontrol etti. Sorun gorunmedigini soyledi. Bir seyler okuttu. Sonuncu da zorlaninca, "onemli degil, sadece zorlamak istedim, gozlerin 20/20'den daha iyi 20/15 olmali onu zorlanmadan okuman icin" dedi. Ilk gun icin sonuclarin cok iyi oldugunu soyledi ve bir hafta sonrasina randevulastik.

Velhasil, hala gunes gozlugu kullaniyorum ama bilgisayar ekranina bakarken sorun yok. Agri sizi falan da yok. Sadece fazla isik hala bir parca rahatsiz ediyor. Iyilesme suresi kisiden kisiye degisirmis. Aksam nasil olacak merak ediyorum; bakalim gorelim :)

E-mail atan, arayan soran tum arkadaslara tesekkurler.

Pazartesi, Nisan 25, 2005

Buyuk Gun Bugun

Lasik ameliyati bugun saat 3:30'da. Birazdan cikip ameliyat olacagim yere Garden City, New York'a gidecegiz. Her sey yolunda giderse, yarin bu saatlerde buraya yazi yazabilecegim. Bakalim, bakalim...

Cumartesi, Nisan 23, 2005

Kolesterol Meselesi

Dun gece 2'ye kadar surdu is. Yetmezmis gibi, sabahin kor kokunde Londra'dan gelen telefonla erkenden uyandi(rildi)m. Gecen hafta yaptirdigim testlerin sonuclarini almak icin hemen yan binadaki doktoru ziyarete gittim. 1 yildir hemen her sabah 2-3 yumurta ile kahvalti ettigim icin kolestrol seviyesi ne oldu merak ediyordum.

Haberler iyi. Gecen yil Mayis ayinda ayni testi yaptirdigimda
LDL (kotu kolesterol) 101, Toplam 156 cikmisti (olmasi gereken <200).>=40)
Toplam: 157 (Ha evet, toplam kolesterol sadece HDL+LDL degil)

Burda onemli olan bir diger deger de (Toplam Kolesterol)/HDL orani (2.9). Bu rakamin 5'den dusuk olmasi gerekiyor. Kotu kolesterol damarlari tikarken, iyi kolesterol, damari tikamaya calisan kotu kolesterolu sokuyor damar ceperlerinden. Eger (Toplam Kolesterol)/HDL orani 5'den buyuk olursa, yeterince iyi kolesterol olmadigi icin damar tikanikligi riski doguyor.

Velhasil, yumurta kolesterolu azdirir diye adi kotuye cikmis ama galiba asli astari yok, en azindan benim icin gecen yildan daha iyi bu yilki sonuclar...

Cuma, Nisan 08, 2005

Gozlugumu Kaybettim, Hukumsuzdur!

Gecen hafta gozlugumu kaybettim. Akli basinda adamin gozluk kaybetmesi kolay is degil, ne durumdaydiysam artik... (Yuruyen) Merdivenden dustugum icin biraz kolum bacagim cizilmis ama fazla hasar yok.

Gozlerin 2 side 1.5'a yaklasiyor ama 0.50, 0.75 astimat var. Zaten sene basindan Laserle tedavi olmayi aklima koymustum ama nerde yaptiracagima karar veremiyordum.

Bir kac ay once Dello Russo ile gorustum, LadarVision cihazini kullaniyor. Yaygin olarak kullanilan VisX'in gelistiricilerinden biri. VisX'in surekli upgrade edildigini ve su anda 4. jenerasyon (S4)'un yaygin oldugunu ama yine de LadarVision'in daha iyi oldugu kanaatinde oldugunu soyluyordu.

Uygulamasi VisX'den daha zor ve hasta icin iyilesme sureci bir parca daha uzun ve acili gibi geldi bana. Operasyon sonrasi goze lens takiyor, 1 gun sonra da cikartiyor lensi. DavisVision sigortam oldugu icin 1400$ indirimden sonra 2 goz icin 4100$ talep ediyorlardi.

Morgan Stanley'de calistigim ekipten 2 arkadas gozlerini yaptirmisti. Her ikisi de farkli yerlerden bahsettiler ama daha cok guvendigim William (Ching) Stahl Goz Merkezindeki Alman doktoru (Thierry J Hufnagel) onermisti.

Bugun gittim gorustum. Dello Russo ile gorusmemden aklima takilan sorulari sordum. Mesela, ameliyat sirasinda goz hareket ettiginde Active LadarVision cihazi bunu farkedip yeniden kendini ayarliyor, S4 VisX'de bunu farkediyor ve duruyor ama sonra otomatik kendini ayarlayamiyor...

Bir suru olcumden sonra, benim durumum icin ameliyat sonrasi isiklardan dolayi gece 'hale' olusmasi gibi yaygin problemlerde dahil %99 ihtimalle hic bir sorun olmayacagini soyledi. Gunde ortalama 12 saat bilgisayar basinda gecirdigim icin yine yaygin bir problem olan goz kurulugunun bir problem olmasi endisem var hala...

Velhasil, 'gozum' tuttu. 25 Nisan'da ameliyat olacagim.