Salı, Aralık 23, 2008

Daha dun annemizin...

Cocuklugumda, ogretmen olan teyzem bana cocuk sarkilari soyler ve ogretirdi. Daha dun annemizin diye baslayan sarkiya bayilir, teyzem'den tekrar tekrar soylemesini isterdim...

Simdi Lara'ya youtube'dan cocuk sarkilari bakiyoruz. Yakinlarda  yuksek-cozunurluk'de izleme imkani sagladilar kimi videolar icin ama genelde Youtube'da goruntu kalitesi rezalet; cocugum ne gorebiliyor bilmiyorum. Ama one arkaya sallanarak kimi melodileri sevdigini belli ediyor. 

Sarki bitince  (bit) 'tiii' diyor ve mahzun bir bakisla elini ekrana dogru uzatip (bir) 'da!' (daha)  diye sesleniyor, tekrar caliyoruz. Bazen 'mu!' (~more) diyor, o zaman baska bir taneye geciyoruz.

En begendigi sarkilardan biri, "Twinkle Twinkle Little Star". Ben ilk dinledigimde sasirdim; cunku benim cocuklugumun sarkisinin bir ceviri oldugunu bilmiyordum. Biraz da niyeyse hayal kirikligi oldu, hafif aldatilmis hissettim. 

Eski bir sarki oldugunu tahmin ediyordum. Cumhuriyet'in ilk yillarinda o kadar cok seyi o kadar hizli yaptilar ki pek cok sey gibi bunu da cevirdiler herhalde diye dusundum. Web'de biraz arastirdim. Ahmet Muhtar Ataman (1896-1962) yazmis Turkce sozlerini. EskiSozluk'de de Cumhuriyetin ilk yillarinda muzige katkisindan bahsetmis; yani tahminim dogruymus.

Ahmet Muhtar Ataman, Fransizca egitim veren "Alliance Israelite" okulunda okumus. Bu sarkinin asli da Fransizca imis ve taa 1760'lara uzaniyormus koku. Mozart 12 degisik versiyorunun bestelemis. Ingiliz kulturune "Little Star" siirinin sozlerini kullanarak eklemisler ve aslindan koparak cocuk sarkisi halini almis. Bizimki gibi kimi diger ulkeler, kendi dillerinde sozler yazmislar muzige.

Acaba simdi cocuklara ne dinletiyorlar Turkiye'de? Yeni cocuk sarkilari yazildi mi? 

Salı, Kasım 25, 2008

Basima tas dustu

Insan yazmaya yazmaya nasil yazildigini da unutuyor galiba. Su yaziya baslayincaya kadar 5 kere sildim ilk cumleyi, off! 

Bu hafta evdeyim. 15 is gunu tatilim varmis, baktim vakit kalmadi; sirketin yeni kurallarina gore de kullanmam gerekiyor; bu haftayi tatil aldim. Nasil kural bu diyor insan di mi? Ne tip firmalarda var bu bilmiyorum ama ozellikle finans firmalarinda var. Niye mi? Eger bir dalavere ceviriyorsan ortaya ciksin diye...

Soyle bir gecen seneyi hatirlarsaniz, 31 yasinda, Jerome Kervivel adinda genc bir trader kimseye caktirmadan 40milyarlik dolarlik pozisyon acip Fransa'nin 2. en buyuk bankasi olan Societe Generale bankasini yaklasik 7 milyar dolar zarara ugratti. 

 Yine hatirlarsaniz 1995 yilinda Ingiltere'nin en koklu bankasi olan Barings Bank (1762-1995) Singapur'daki bir trader'in faaliyetleri sonucu batmisti. 1995 yilinda FDIC (su Amerikan bankasina yatirilan 250bin dolari garanti eden kurum) iki hafta araliksiz tatil uygulamasini baslatmis.

2000'deki dotcom krizi ve ardindan gelen Enron, Tyco vs. skandallari iki senatorun sponsor oldugu Sarbane-Oxley (SAX) duzenlemesini yaratmisti 2002'de. SAX duzenlemesi mecburi izni sart kosmuyordu ama finans sirketlerinin biriken izinleri takip etmesini sart kosuyordu. 

Agustos'dan beri bir biri ardindan, yuz kusur yillik Bear Stearns, Lehman Brothers, Merrill Lynch gibi  dev yatirim bankalari batti. Daha once calistigim Morgan Stanley (MS) ve simdi calistigim Goldman Sachs (GS), (simdilik) ayakta kalabilen iki yatirim bankasi.  Yatirim bankalari, normal bankalar kadar siki duzenlemelere uymak zorunda degil; zaten batmalarinin bir sebebi de bu. 

Iki ay once, yasam savasi veren GS ve MS yatirim bankasi kimliginden cikip normal banka olmak icin ABD hukumetine basvurdular ve basvurulari hemen kabul edildi. Boylece duzenlemeler ve seffaflik artacak bu firmalarda. Karsiliginda, hukumetin 700 milyar dolarlik kurtarma paketinden pay alacaklar...

Gecen yillarda her ceyrek GS'in acikladigi kari vs yaziyordum. Gecen yil biraktim. Simdi 60$ civarinda; 240 dolarlardan indi. Tabii koskoca Citi grubun 50-60$'dan 3$'a, yine 1 yil once 60$ iken Morgan'in ~10$'a indigini dusununce GS hala butun bu kriz doneminde zarar aciklamayan ve en iyi giden banka konumunda...

Disardan boyle. Icerde de durum karisik. 2-3 hafta evvel; soylentiler once onaylandi sonra gerceklesti. %10 calisanin isine (~3500 kisi) son verildi. Ben hala yerimdeyim ama kimi cok yakin, bir suru arkadas / tanidik gitti...  

Bu gunlerde en karisik olani Citi. Onlar 70bin kisi cikartacaklar. Isten cikanlarin tekrar ise girmesi belki bir yil belki daha fazla surecek su durumda. Hangi arkadasimizla konussak, durum ayni ve kotu. Zor gunler bunlar...

Not: Bu yaziyi 25 Kasimda yazmistim ama ardindan bir iki yazi daha gondermeyi planladigim icin draft halinde duruyordu. Bugun itibariyle yil sonuna izinliyim; artik bunu da gondereyim bari...

Salı, Ekim 21, 2008

10. ve 11. Aylar

...Dalya dedik. 10 sayisiyla resmimiz yok henuz, hem 1 hem de 0’i ayni anda hatunun elinde tutturmayi henuz basaramadik. Birini alinca oburunu atiyor. Dergi yirtmaktan sonra en bayildigi sey atmak. Eline ne gecerse, artik ilgisini cekme derecesine gore, 1 saniye veya 1 dakika icinde pat atiliyor. Yiyecekler de ayni sekilde cogunlukla denenmeden yere atiliyorlar. Genelde hala pure seklinde yiyor yemeklerini. Stage 3 kavanozlarina gecelim dedik gecen hafta, onlar daha taneli, ama daha ilk kasikta geri cikarmis agzindan bir daha da acmamis agzini onune yine pure gelene kadar. Henuz hazir degil sanirim. Ara ara minik minik parcalarla denemeler yapiyoruz ama odlek ben henuz o kavanozdakiler gibi tum bezelye vermeye falan yanasamiyorum. Bezelyeyi eline versem dorde falan bolerim herhalde. O kadar bidik parcalari da iki parmagiyla henuz alamiyor. Avuclayarak almaya calisiyor, es kaza alabildiklerini de elinin neresinde oldugunu gormeye calisirken dusuruyor:)) Sonunda aciyor agzini bekliyor:)

Yiyeceklerle oynasin, minciklasin, merakini gidersin de onlari yeme isine giriselim rahatca diye dusundugumden deney yapmasi icin eline bilimum sey veriyorum firsat buldukca. Gecenlerde onune bir kap yogurt koydum bu amacla. Icindekine bile bakmadan kabi yere atmaya calismak oldu ilk hareketi. Su icine meyve vs konulabilen delikli feederlar da ayni akibete ugruyor. Alip iki ceviriyor hoop yere gonderiyor sonra. Mama sandalyesinde oturdugu yerin cevresine bez germeyi falan dusunuyorum. Yere dusunce geri veremiyoruz eline, en azindan o zaman devam eder kurcalamaya. Bu amacla bir naylon ortu aldim yere ama henuz sermedim. Feederi ipe bagladik biz de care olarak. Elinden atsa bile yere dusmuyor boylece.

Onde yarim iki disle gezmeye devam ediyor boncuk. Buldugu hemen hersey eninde sonunda agzina gidiyor. Islak mendil buldu mu direk agzina sokuyor bir kere, hic affetmiyor. Pusetiyle gunluk turlarimizi yaparken yaprak veriyorum eline arada, pek hosuna gidiyor onlari parcalamak. Artik onlari da biraz oynadiktan sonra agzina sokuyor. Gecen gun kirmizi bir yaprak verdim, eline almasiyla agzina sokmasi bir oldu. Domates veriyoruz eline bazen, o mu sandi acep rengi benzer olunca. Yesi yapraklari ayni istahla agzina almiyor.

Aksam uykusuna gecisimiz biraz problemli bu ara. Rutini falan takmaz oldu. Ne hep anlattigimiz masallar ilgisini cekiyor ne simdiye kadar ise yarayan ninniler. Uykusu var ama uyumak istemiyor. Kendini tum hiziyla geriye atmaya basladi birkac gundur. Kalkiyor tekrar atiyor kalkiyor tekrar atiyor. Arada orasini burasini carpiyor ne kadar engel olmaya calissam da, azgliyor ondan sonra da. Benim yaptigim birsey mi – sacini oksamam, bu hengamede masal anlatmaya calismam vs - bu kadar “wired” yapiyor onu nedir anlamadim. Ama cozum onerisi olan varsa pek bi minnettar olacagim.

Firsat buldukca salincaklara gidiyoruz. Bayiliyor. Bayagi hizli salliyoruz ama giki cikmiyor. Haftasonu kitapciya gittik beraber. Yerler hali oldugunda emeklesin diye yere biraktim. Kalaballik oldugu icin pek bir yere gidecegini sanmiyordum, hani cekinir falan diye. Peehh, atti kendini ortaya emekledi durdu raflarin arasinda, milletin ayaklarinin altinda hic umursamadan. Boyunun yetistigi raflardaki kitaplari, oyuncaklari yere indirdi buyuk bir zevkle. Pek eglendi. Yeni eglencelerimizden biri de yuruyen merdivenler. Alisveris merkezine gidince yuruyen merdivenleri izliyoruz bir sure, sonra o kucagimda bir cikiyoruz bir iniyoruz. Son gittigimiz sefer yaklasik 20 kere inip ciktik o merdivenleri koyun delisi modunda, bayildi...

diye yazmaya baslamisim yaklasik 1.5 ay once ve ha bugun tamamlarim ha yarin derken oyle kalmis yazi. Bu arada 11 aylik olduk, eh 12'ye de pek birsey kalmadi. Azimliyim ama dogumgununden once gonderecegim bu postu:))

Uyku oncesi kendini hizla geriye atmaktan vazgecti ama kucagimizdayken atmaktan geri durmuyor cok kizdigi zamanlarda. Ne masal ne ninni yok artik uyku rutinimizde. Rutin de kalmadi sanirsam. Yukari cikiyoruz, biberonunu aliyor, yatakta oynuyoruz uykusu gelene kadar. Bazen kendi yatiyor uyumaya hazirim diye, bazen uykusunun geldigine ikna edilmesi gerekiyor. Geceleri hala iki kere biberon aliyor. Gelecek ay kontrole gittigimizde bu gidise bir dur diyecek saniyorum doktoru. Artik fizyolojik olarak ihtiyaclari yokmus ya gece yemeye. Ama aglayarak uyaniyor ve bayagi da iciyor, ac demek ki diye dusunup itirazsiz veriyorum biberonunu. Mama diyebiliyor halbuki, ama gece uyandiginda soylemiyor agliyor sadece.

Yemesi gayet iyi. Pirasayla tanistirdik birkac hafta once, severek yedi ama pisik oldu. Bu hafta basinda tekrar yaptik, gene pisik oldu. Yogurda bayiliyor. Hatta dun yogurt bitip de meyve gelince terorize etmis bizimkileri tekrar yogurt vermediler diye:) Ben basini cevirdigi anda tamam doymus demek ki diyip birakiyorum yemek vermeyi, doyup doymadigini en iyi kendisinin bilecegini savunuyorum. Annemler olur mu oyle sey diyip karsisinda binbir oyunla yedirmeye devam ediyorlar.

Dede, baba ve mama diyor. Bunlarin disinda bir de kendi dilinde anlattiklari var ki onlari henuz cozemedik:) Anlamayinca da kiziyor. En favori kisisi babam. Iki dakika gozden kaybolmasin babam, hemen dede dede diye aranmaya basliyor. Iki lafinin biri dede. Sabah gozunu aciyor ilk lafi soru formatinda 'dede?' :)) Basini hayir anlaminda sallamayi ogrenmis bir de. Altini acalim mi, hayir, artik yatalim mi, hayir...kullaniyor valla gayet guzel. Ahh bir de kizgin bakmasi var. Kafasini egip gozlerini kaldirip kizgin bakiyor:)) Buna yeni basladi. Iki gundur zirt pirt kizgin baktirmaya calisip egleniyoruz. Ayaga kalktiginda ayak parmak uclarinda duruyor, henuz tutunmadan ayakta duramiyor. Ayagini da tam basmadigi icin yurumesine henuz var diye dusunuyorum. Biz tutunca da yurumek cok ilgisini cekmiyor, emeklemekten gayet mutlu.

Hareketlerinin kisitlandigi seylerden hic haz etmemeye basladi. Altini actirmak istemiyor her zaman mesela, yikiyor ortaligi. El fenerini kim bulduysa allah razi olsun, imdadimiza cok yetisti boyle zamanlarda ve fakat her seferinde etkili olmuyor tabi. Pusetinde ya da araba koltugunda oturmak istemiyor her zaman. Pusetle gezintilerimiz daha sokagin basina varamadan eve geri donmemizle sonuclaniyor bazen bu yuzden. Arabayla da uzun mesafelerden kaciniyoruz durmadigi icin. 1.5 (trafikle 2-2.50 olabiliyor) saat uzakta oturan arkadaslarimizin kizlarinin dogumgunune bu yil da gidemeyecegiz galiba.

Bir de basina su dokulsun hic istemiyor artik. Buna dun basladi. Kendini kuvetten atmaya calisinca banyoyu cok kisa kestik hatta. Daha once sesi cikmiyordu birkac kucuk kap su dokmeme kafasina. Dun agladi ve cikmaya calisti, durmadi kesinlikle. Ustu acik sapkamsi seylerden aldim gozune su gelmesin diye onu da taktirmiyor. Bunu asmanin bir yolu var mi yoksa banyolarimiz gozyasli mi olacak bundan boyle?

Dizlerinin ustunde oturup sallanarak dansediyor. En sevdigi sarki wheels on the bus. Gecen sabah donencesindeki yavas mozart'ta da dansediyordu. Kapi gicirtisina oynayanlardan olacak galiba:)

Ust disler geliyor bu ara, zor gunler geciriyoruz hep beraber. Agrisi cok oldugu zamanlarda homeopatik bir ilac veriyorum, iyi geliyor biraz.

Gunduz uykularini hala araba koltugunda yapiyor. Koltuga zor sigiyor artik, ne yapacagiz bilmiyorum. Cok sancili bir 2 hafta gecirecegiz sanirim baska bir yere almaya calistigimizda. Bence hic problem degil orda uyumasi uyusun da yeter ki nerde isterse uyusun. Zaten bire indirmeye calisiyor uykularini. Kapanan gozlerini zorla acik tutmaya calisiyormus. Hatta gecen gun uykusuzluktan olmesine ragmen oyle direnmis ki yatmayacagim diye, araba koltugunda yatarak degil de sirtini yana yaslayip oyle uyumus kofte:))

Pazartesi, Ağustos 18, 2008

9. Ay

9 aylik olduk. Bir turlu cikmak bilmeyip Lara'ya (ve dolayisiyla bize) kok sokturen iki alt dis sonunda beraber tesrif edip kafalarini uzattilar. Hala tam cikmadilar, yarim yarim duruyorlar orada ama eziyetleri bitti ya istedikleri kadar yarim dursunlar. Kizin canina okudular. Dis perisinden once ben bekliyor olacagim onlari dusme zamanlari geldiginde. Digerlerinin daha az acili gelecegini ummak istiyorum.

Artik mama sandalyesinde bize eslik ediyor yemeklerde. Eline verdigimiz yiyeceklerle olan iliskisi onlari minciklayip minciklayip yere atmaktan ibaret henuz. Yemek istedigi birsey olursa agzini acip bizim vermemizi istiyor. En buyuk zevklerinden biri kagit yirtmak. Paper shredder (kagit ogutucusu) olarak ise aldik kendisini biz de, atilacak her turlu dergi, posta vs'yi eline veriyoruz o da istahla yirtiyor. Bir canavar mi yaratiyoruz acep diye de dusunuyoruz bir yandan. Yarin birgun kitap cicidir yirtilmaz dedigimizde bizi ne kadar kaale alacak (alacak mi hatta) bakalim. Neyse onu o zaman dusunuruz.

Hambletonian parade'e gittik. Hambletonian bir cesit at yarisi. Tam Turkcesini bilmiyorum, atlar arkalarina kosulu arabalarla yarisiyorlar, jokeyler o arabalarda oluyor. Bu yaris her yil bir kez yapiliyor ve yaristan once o yaris atlarinin, yerel okul bandolarinin vs katildigi bir gecit toreni oluyor. Gecit kismini kacirdik ama sonrasindaki park gosterilerine yetistik. Boncuk bu arada yaris sonrasi verilecek kupanin icine oturdu. Rahati pek yerindeydi orda, biz hadi demesek gelmeye hic niyeti yoktu. Ilk dondurmasini da tatti o gun. Bayildi bayildi. Yaninda oturan ve kendi dondurmasini yiyen annem ona dondurma vermedigi zaman bagiracak kadar cok sevdi. Yaz bitmeden bir de eline kulahta dondurma mi versek acep.

Dun doktor kontrolu vardi. Son gidisimizde (6 aylikken) daha tartilma asamasinda aglamaya baslamisti, ustune 4 tane de asi yiyince cikana kadar aglamisti. Bu sefer daha sakindi, igneyi yiyince agladi sadece. 9. ayda sadece 1 asi varmis iyi oldu. Burada doktor ofislerinde bekletilmek adetten nerdeyse, gecen sefer 40 dakika bekletmislerdi ve Lara sabrinin sonundaydi zaten muayeneye girdiginde. Bu sefer iyice abartip tam 1 saat 15 dakika beklettiler. Bana gelmislerdi artik o surenin sonunda, doktora patladim ufak capli. Isten izin almak zorunda kalmayalim diye Cumartesileri gidiyorduk, cogu kisi oyle yapinca yigilma ve bekleme suresi daha fazla oluyor haliyle. Buyuk cocuklari oyalamak biraz daha kolaydir herhalde ama herhangi birseye odaklanma suresi saniyelerle olculen bebek kismisini oyalamak cok zor oluyor duduk kadar bekleme odasinda o kadar zaman. Isten izin almaya karar verdik, hafta ici gidecegiz bundan sonra.

Sunu da yazayim bunu da yazayim dedigim bir suru sey vardi su anda hicbirini hatirlamiyorum. O yuzden bugunluk bu kadar:)

Cuma, Ağustos 01, 2008

Sicak Cok Sicak

Sicaaaakkk. Yaniyoruuuuzz. Bu ne yaa, yapis yapis geciyor bu yaz, bol bol da yagmur yagiyor. Bu neme ne zaman alisacagim ben, alisacak miyim ya da. Annemler kandirildiklarini iddia ediyorlar. Hani Larayla gezecektik, burnumuzu cikaramiyoruz diyorlar. Haklilar valla. Bu kadar nem kotu etkiliyor onlari, burunlarini cikaramiyorlar kolay kolay. Larayla sabah 6.30’da cikiyoruz yuruyuse, anca o zaman cekilebilir bir yuruyus havasi oluyor. Kahvaltiyi da disarida yapiyoruz hatta. Kah gelip gecen arabalari izlerken kah ilerideki kucuk havuza akan suyu izlerken iciyor biberonunu. Cop toplama gunlerinde cop kamyonuna denk gelirsek hele degmeyin keyfimize. O sabahlar cop kamyonu ariyoruz sitenin icinde. Kamyon cok ses cikariyor ve birkac kisi surekli ordan oraya gidip gelip cop kutularini tasiyor, surekli bir ses ve hareket var ya pek hosuna gidiyor bizimkinin onlari izlemek. Hep ayni saatte gelmiyorlar ne yazik ki, cok az yakalayabiliyoruz. Denk gelirsek onlar onde biz arkada dolasiyoruz butun siteyi. Onlar da tanidi artik bizi.

Nemli hava esittir yagmur oluyor tabi. Bol yagmurlu bir Hazirandan ve ona yetismeye calisan bir Temmuzadan sonra firsat buldukca is donusu havuza kosturuyoruz Larayla. Engin de bizimle gelip yardimlarini esirgemiyor sagolsun. Yoksa benim tek basima hatunu havuza goturup getirmem pek soz konusu degil. Havuzu seviyor. Havuz suyunu icmeyi daha cok seviyor (iyyk). Olay soyle gerceklesiyor. Elini havuza daldiriyor sonra agzina sokup gelen suyu emiyor, sonra bir daha, sonra bir daha…Emzikle giriyoruz artik suya. O da zirt pirt agzindan dusup suya daliyor ama elinden daha az su iciyordur toplamda.

Bir faremiz eksikti, artik degil. Garajda fare gormus bizimkiler:( Tam da iki hafta kadar once yanimizin yani mutfaklarinda 3 adet fare yakalamis. Duydugumda dehsete dusmustum. O ara yine bir gece Engin garaji kapatirken iceri yarali bir fare kacmis. Pesinden de kedi geliyormus ama kapi kapaninca o disarida kalmis. Engin kapiyi tekrar acmis, kedi sakince girip faresini alip yine sakince cikmis. Nerden cikti bu fare isi yaaa, fare Manhattanda olurdu ne isi var buralarda:( Sonra ogrendik ki varmis aslinda, toprak olur da fare olmaz mi, hatta 1-2 arkadas da ayni sorunu yasamis onceki yillarda. Umarim eve girmemislerdir bir sekilde. Birkac tane kapan kurduk garaja, bakalim sonuc ne olacak. Bu arada iki gun boyunca fare arastirmasi yapinca ogrendim ki peynir aslinda en bi makbul olan degilmis fare camiasinda, fistik ezmesi daha cekici ve daha ise yarayan bir kapan malzemesi imis. Gorecegiz.

Pazartesi, Temmuz 21, 2008

Kacamak

Biraz geriden geliyorum blogu guncellemede. Gece hayatimiz tamamen tarihe karisti bir sureligine (soyle 18 yil falan...oyle diyorlar:)) malum, gecenlerde gunduz kacamagi yaptik Adille. Ikimiz de izin aldik isten. Sabah Montclair'e gidip once acikhavada guzel bir kahvalti ettik, ardindan da sinemaya gittik. Mongol filmini izlemek istiyorduk. Izlemek istedigimiz filmleri dvd'si cikinca kiralariz diyip geciyorduk ama buna gittik. Ben Cengiz Han'la ilgili The Blue Wolf kitabini okumustum iki yl kadar once. Roman tarzinda yazilmis bence guzel bir kitapti. Tabi balik hafizali ben ayrintilarin cogunu unuttugum icin tum filmi 'bu olay kitapta var miydi yaw' diyerek izledim. Cok yeri atlamislar ama fena da film degil hani.

Montclair cok guzel bir yer, acikhava cafeleri falan var, sevdigim bir kasaba ama park yeri bulmak bir dert. Sokaklarin ve halka acik park yerlerinin cogu orada oturanlara ayrilmis. Nerden bilecekler denmiyor, arabalarin camlarinda bunu belirten kucuk etiketler oluyor cunku. Onun disinda buldugumuz yerler de hep 2 saatlik parka izin veriyordu. Buralarda park sureni 5 dakika gecmeyegor, nerden nasil anliyorlar bilmiyorum ama aninda cezayi basiyorlar, kac kere basimiza geldi. Surekli polis mi dolasiyor nedir. E film 2 saat zaten, kesin geceriz o sureyi diye donup durduktan sonra yine 2 saatlik kapali bir park yeri bulduk. Biraz daha dolansak kahvaltiya zaman kalmayacak. Yersek yeriz cezayi naapalim diyip gittik. Dondugumuzde herhalde kapali bir bir yerde oldugumuzdan sureyi astigimiz halde ceza yememistik. Pek mutlu olduk:)

Cuma, Temmuz 11, 2008

Yukseklik ve Salincak

Yukseklik kavrami nasil ogretiliyor bu modellere? Bunun icgudu oldugunu soyledi bir arkadasim ama bizimkinde yok oyle bisi. Yerde nasil geziyorsa koltuktan veya yataktan da yere ayni sekilde gecmeye calisiyor. Hicbir fark yok onun icin. Yukseklik mi, ne ki o? En son banyoda evyenin icine koydugumuz bebek kuvetinden cikmaya yani asagi atlamaya kalkti (banyomu da yaptim size doyum olmaz bana musaade), hemen ertesi gunu sisme bir kuvet aldim, kendisini yere, bizim kuvetin icine transfer ediyoruz artik sisme kuvet/havuzuyla.

Yarin mama sandalyesi almaya gidecegiz. Iyice oturmaya baslamadan (kendi kendine en az 10 dakika) almak istememistim, zorla oturtuluyor gibi olup da beli rahatsiz olmasin diye. Ne kadar oturabildiginden hala emin degilim aslinda. Totosunu yere koyduramiyoruz ki. Aninda donuveriyor. Oturmak sabit kalmayi ve sakin olmayi gerektiren bir eylem oldugundan sanirim hic ilgisini cekmiyor. Kucagimizda da oturmuyor, kucagimizdaysa kalkip dolasmamiz gerekiyor. Arkadaslarim hamileligim boyunca surekli hareket halinde oldugum icin bunun normal oldugunu, cocugun baska turlusune aliskin olmadigini iddia ediyor:) Eh, bir yurumeye baslasa da gezsek o zaman kizimla. Bana hikinglerde, bilimum dag bayir sehir muze vs gezilerinde eslik etsin. Evde bunlar icin ittirmem gereken biri var zaten, bir tane yeter:))

Ilk kez salincaga bindi gecen hafta. Acemi biz oylece aldik oturttuk kuzuyu salincaga. Yan salincakta bir bebek daha vardi. Tecrubeli anne babanin hali baska oluyor tabi, cocuk one dusmesin diye yastik getirmisler, ondeki boslugu onunla doldurmuslar. Biz ne bilelim. Daha ikinci ittirmede Lara one dogru dustu salincagin on kismina carpti hafifce. Her ne kadar salincaklar plastik de olsa cok sert bir plastikten. Annemlerin buranin klimalarina alisamayip her yere mutlaka hirka tasimalari yetisti imdadimiza. Hirkayi tikistirdik on tarafa. Lara icin biraz sicak olmustur eminim ama ise yaradi, oturdugu yere sabitledi onu.

Pek bir heyecanliydim gun boyu salincaga binecek diye. Ben cok severim salincagi, tum gun hadi aksamustu olsa da gitsek diye bekledim. Oturttuk salincaga, acaba hosuna gidecek mi acaba korkar mi diye gozunun icine bakiyoruz. Sifir tepki! Ciddi ciddi oturdu sallandi kizim. Cevreyi inceledi, guldurecegiz diye yaptigimiz bilimum saklabanliga cevredekilerle beraber bakti, anneannenin yaptiklarina guldu. Bayagi sallandi orda. Birkac gun sonra tekrar gittik salincaklara. Bu sefer tedarikliydik, cok biliyoruz havalarinda sirtina yumusak birseyler bile koyduk, hizmette sinir yok:) Hosuna gittigini belli etti bu defa ama uyku saati cok yaklasmis oldugu icin cok az sallandik.

Pazar, Haziran 29, 2008

8. Ay

8 aylik oldu Lara. Ayni gun ilk yaptigi sey de gunduz uykularini ucten ikiye indirmek oldu. Bize hic haber verilmedigi icin ozellikle ilk gun cok acili oldu. Uyumayacagim diye direnen ve uyumayan ama huysuzlugu tavana vurmus, hicbirseyden memnun olmayan bir bebegi gece yatma saatine kadar oyalamak cok zor is yaw.

Emekliyor artik. Foam matin cevresine bariyer olarak koydugumuz esyalari once kafasi sonra totosuyla itip devirmeyi, olmadi yanlarindan sigisip gecmeyi deniyor. Buyuk kopegi deviriyor kolayca, ustunden asip gidiyor. Ordan cikabildi mi ondan mutlusu yok, hizla uzaklasmaya calisiyor yakalanmadan. Kopek ustune devrildi gecen gun, onu ustunden atana kadar cani cikti, deli oldu sinirden:)

Hala bizimle yatiyor. Yatagi yere indirdik bir sure once, rahat ettik. Duser mi ne zaman duser derdinden kurtulduk. Barikatlari var tabi cevresinde ama artik dusecegi mesafe 15-20 cm. Yatma rutini olusturdum, ayni masallari ayni sirayla anlatiyorum, ayni sarkiyi devamli soyluyorum, masalin hemen ardindan su sesi aletimiz aciliyor falan. Peki kim girdi bu rutine basariyla? Ben! Odaya girdigimizde esnemeye basliyorum, masallarin sonuna dogru esnemekten sesim degisiyor, birakilsam aninda horuldamaya baslayacagim, bizimki o arada havaya tekmeler savuruyor yatagi dort donup bariyer yastiklarini asmaya calisiyor. En sonunda onu uyutmayi basardigimda ben de yaninda sizip kaliyorum genelde zaten.

Bir ara kendi yerinde yatsa mi acep diyordum artik demiyorum. Boyle cok rahat. Hatun gezinerek uyudugu icin kenarlara sikismis bir sekilde uyuyoruz - duzeltmeye calisma hatasini gosterdim birkac kez, tekrar uyutana kadar canim cikti, dersimi aldim dokunmuyorum, buldugumuz yere sigisiyoruz - ama rahat valla. Daha fazla uyuyoruz bir kere. Co-sleeping yapacagiz biz, karar verdik.

Gecen gun disarida yere birakalim dedik. Koca bir carsaf serdik cimenlerin ustune, attik Larayi. Hemen cimlerin ustune atti kendini. Bayagi bir sure yoldu cimleri, yolduklarini carsafin ustune atti, yuvarlandi yerlerde. Cimlerden rahatsiz olur mu acaba derken bogustu onlarla bayagi bir sure. Agaclardan yaprak koparmak da hosuna gidiyor, onlari parcalayip yere atiyor, doga sever benim kizim:)

Hayvanlara hala hic pas vermiyor.

Yag Yag Yagmur

Hava cok bunaltici son gunlerde. Nemden basimizi cikaramiyoruz disari. Surekli bir yagmur yagdi yagacak e hadi ama ne zaman yagacak hali. Su anda sular seller goturuyor disariyi, dort gunun sonunda yagiyor adam gibi.

Dun havuza goturelim dedik Larayi. Iki hafta kadar once goturmustuk ilk olarak. Hava yine bulutluydu ama cok sicakti. Su soguktu ama. Once mizmizlandi Lara, kalabalik, suya atlayip su sicratan bir suru cocuk falan. Cikardik hemen, kenarda biraz bacaklarini islattik, sonra yavas yavas tekrar deniyorduk...ki yagmur baslar gibi oldu hemen havuzu bosalttilar. Daha dizine kadar anca sokmustuk kizi. Bir dahaki sefere dedik donduk.

Dun iste bu bir-dahaki-sefere olacakti. Hava yine yagsam mi yagmasam mi modundaydi son iki gundur. Hatta garantiye almak icin ben 10-15 dakika oncesinde gidip baktim havuza, millet gayet guzel yuzuyordu. Yine bir heves kaptik Larayi kostuk havuza. Daha iceri adim atamadan yagmur basladi, havuzu bosalttilar:(( Gunun tek yagmuru biz ordayken yagdi ve eve dondukten 10 dakika sonra da durdu. Gene giremedigimizle kaldik.

Larayi yagmurda dolastirdim ben de teselli armagani olarak. Yagmur yagarken ayaklarini uzatiyoruz normalde, ilk kez tamamen yagmur altinda kaldi. Cok sasirdi, cevreye bakinip durdu. Hosuna gitti yagmur.

Pazar, Haziran 22, 2008

Mamanin Kati Hali

Bu yazi biraz gecmise donuk olacak. Lara kati mamalara 6 ay 1 haftalikken basladi. 6 aylik olana kadar ozellikle bekledim alerji riskini en aza indirmek icin. Iki ayliktan beridir egzemasi var, cildi cok hassasmis. Egzemasi su anda yok denecek kadar az ama o da hidrokortizon krem sayesinde. Hic surmedigimiz gun olmuyor. Orasindan burasindan pirtliyor mutlaka. Egzema alerjik bir bunyeye isaret ediyor olabilir diyerek hic acele etmedim yiyecek konusunda. Benim kadar pisbogaz ve degisik seyler yemeyi seven, yemek icin yasayan bir annenin kizinin herhangi bir yiyecege alerjisi olursa uzulurum valla.

Simdi bu alerji isi soyle oluyormus. Bagirsaklar filtre gorevi gorup, alerjik olabilecek yiyecekleri disarida tutup iyi olanlari aliyormus. Bebeklerde bu filtre sistemi 4-7 ay arasinda gelisiyormus. O asamadan itibaren bagirsaklar daha secici oluyormus. IgA (protein immunoglobulin) proteini salgilayip zararli alerjenlerin vucuda girisini engelliyormus. Bu sureden once IgA proteinin salgilanmasi cok dusuk oldugu icin gelen hersey kan dolasimina giriyor ve bagisiklik sisteminin olur olmaz antikor uretmesine sebep oluyormus. Yiyecek alerjileri boyle basliyormus. Herhangi bir yiyecege alerjisi olan anne babalarin ozellikle bebek en az 6 aylik olana kadar beklemeleri oneriliyor, o bebeklerde risk daha fazla oluyormus. Bizim yiyecek alerjimiz yok ama ne olur ne olmaz diyerek bekledik. Acelemiz yok ki, ihtiyaci olan tum vitamini ve kaloriyi formuladan aliyor zaten. Katilar sadece tada alisma amacli bu zamanlarda ne de olsa.

Pirinc mamasiyla basladi, simdi bugday mamasi yiyor. O bitince sonra yulaf ezmeliyi deneyecegiz. Sebze-meyvelerden de elma, armut, muz, havuc, tatli patates, kabak, bezelye ve yesil fasulye denedi simdilik (kendime not olsun diye saydim hepsini tek tek). Herbirini 3-4 gun verip sonra yeni bir taneye geciyoruz. Sadece elmada sorunumuz oldu, cok gaz yapmis, o gun tum ogleden sonrayi huzursuz ve huysuz gecirmis, gaz agrisi olmus. Elmayi rendeleyip vermistik, bir dahaki sefere biraz pisirip verecegiz ya da kavanoz elma mamasi deneyecegiz. Super oluyor o kavanoz mamalar. Bazen kendimiz hazirliyoruz ama el altinda olmalari cok buyuk kolaylik. O kadar rahatsiz edince devam etmedik elmaya, 1-2 hafta gecsin yine bir deneriz. Armut ve elmayi ilk yiyislerindeki yuz ifadesi cok komikti. Bakiniz yukaridaki resim - ilk armut yiyisi o:) Yuzunu burusturdu falan ama itiraz etmeden de yedi. Henuz kendi kendine oturmaya baslamadigindan mama sandalyesi almadik, araba koltugunda yiyor yemeklerini.

8. ayinda yogurda baslayacagiz. Gelecek ayin sonlarina dogru corbalara da ufaktan geceriz.

NOT: hindistan.net domainini farkli bir servis saglayiciya tasiyoruz. Transfer tamamlanana kadar (4-5) gun calismiyor olacak. ilginize bilginize.

Cumartesi, Haziran 14, 2008

7. Ay

Ben geldiiimm. Elim gitmiyordu ne zamandir bloga, acaip bir usengeclik, bir isteksizlik. Bir yandan yazayim, Larayi yaziyorum sonucta, kayit olsun istiyorum bir yandan da useniyorum, araya bir ton is sokuyorum falan. Neyse, donusum tam olur umarim bu sefer:)

Laraanim 7 aylik oldular. Kucakta gezmeyi hala herseye tercih ediyor ama yerde de onceye gore cok daha rahat. Istedigi yone donuyor artik, hatta duz yatamaz oldu yere koyunca hemen donuyor. Altini degistirmek icin iki kisi veya bir kenarda ilgisini cekecek bayagi birsey tutmak gerekiyor. Emeklemeye calisiyor simdilerde. Dort ayak ustunde yaylanip yaylanip kendini firlatip kollariyla totosuyla falan surunerek gidiyordu gitmek istedigi yere ama dun gordum ki ufaktan dizini kullanmayi da ogreniyor, simdilik tek diz. Mumkun oldugunca yerde oynatmaya calisiyoruz daha cok pratik yapsin diye, ama bize de pek yarari oluyor tabi. Ona biraksan kucakta tasinmak hala en favori aktivitesi ama agirlastikca belimiz daha cabuk agriyor.

Salona foam puzzle aldik hali niyetine, onu ustunde oynuyor. Asagida da carsaf seriyoruz halinin ustune. Carsafin ustunde oynarken istedigi ve ulasamadigi bir oyuncak oldugunda kendi gitmek yerine carsafi cekiyor uyanik. Aynisini salonda da deniyor sik sik, ise yaramayinca el mecbur gidiyor:) Destekle oturuyor henuz. Pek hoslanmiyor oturtulmaktan, hemen geri atiyor kendini.

Hayvanlara hic pas vermiyor simdilik. Karsidan gelen kopekmis, kazmis, tanimadigi biriymis farketmiyor, onun icin hepsi bir:) Dibine giren hayvanlara aglamiyor ama tek fark o sanirim. Tanimadigi biri cok yaklasirsa dudaklar buzuluyor hemen. Birkac hafta once bir panayira gittik. Cocuklarin sevmesi ve beslemesi icin birkac hayvan getiriyorlar genelde. Lara kucagimdayken boyu boyumuza yakin olsun daha cok ilgisini ceker belki diye lamayi besleyelim dedim, ben lamayi beslerken o elini yiyip cevreyi seyretti, hic pas vermedi hayvana. Bir tane de papagan vardi, sahibi bizimkini onunde gorunce hayvana taklalar attirdi saklabanliklar yaptirdi ama yine tinmadi bizim boncuk.

Gecen ay babaanne ve dedemizi gonderdik, anneanne ve dedemiz geldi bize yardima. Lara bir haftada zor alisti bizimkilere, iyi ki cakistirmisiz bir haftayi. Hic yuz vermiyordu ilk gunler, kucaklarina gitmiyordu falan. Simdi canciger kuzu sarmasilar. Kendimizi acindirip bir tur daha rica ettik babaanne ve dededen yuzsuzce (1 tur esittir 6 ay bu arada), cakisma suresini daha mi uzun tutsak acep diye dusunmekteyiz bu sefer. Anneannelerle beraber ninniler de girdi Laranin repertuarina. Dalga geciyorduk basta ama dandini dandini dastanayi seviyor boncuk.

Bu part I olsun. Yatmaya gidiyor ben. Gene gelecek ben.

Pazar, Nisan 06, 2008

5. Ay

Blogu guncellemenin vakti gelmis de gecmis. Ben yazacak firsati bulana kadar Lara 5 aylik oldu:) Mart ayi bizim iste en yogun ayimiz. Nisan basinda H-1B kotasinin acilacak olmasindan dolayi cilginca kosturdugumuz bir ay. Son iki haftasinda tuvalete gitmek zorunda kalmayayim diye su bile icmiyordum o derece cok is vardi. Kota acildi ve hatta doldu, biz de o surede bir koseye ittigimiz diger islere ve normal tempomuza donuyoruz yavas yavas. Bu surede neler olmus bakalim.

Kedicik biberonundan vazgecmedigi ve memeye uyku arasinda bile yuz vermedigi icin pompayla sagmaya basladim, evde bir pompa iste ayri bir pompa tuttum hatta ama 1 ay bile surmedi cesme kurudu, sutum kesildi. Duydugum herseyi denedim, malt icecekleri ictim, mother's milk cayini icinde yuzebilecek kadar ictim ama bana misin demedi. Buzluktaki sut stogu da hemen bitince 1 aydir tamamen formula iciyor.

Donup donup son postuma bakiyorum bir yandan da, hani nelerden bahsetmissem update edeyim diye. Tummy time demisiz. Tummy time'dan hala hoslanmiyor. Donmeye basladi ufak ufak. Sirtustunden yuzustune rahatca donuyor, altta kalan elini de daha rahat kurtariyor artik. Yuzustunde kaliyor yalniz, ordan geriye donemiyor ve hic sevmedigi o pozisyonda kalmaktan hic hoslanmiyor. Aglama noktasina gelene kadar gaz veriyoruz kendisine o noktaya gelince yardim ediyoruz. Kipkirmizi bir suratla geri donmus oluyor ama tutamiyor kendini hoop bir daha donuyor, gene ayni senaryo:)

Oyuncaklara falan hic ilgisi yok. Uzattigimiz seylere, ne tur ses cikarirlarsa cikarsinlar azicik bakip birakiyor elinden. Dis kasima zimbirtilari da oyle. Onlari da iki evirip cevirip atiyor, elini yemeye devam ediyor. Ne bouncer ne yere koydugumuz gym ilgisini cekiyor, cok sikiliyor onlarda hatta. Kendisi gordugum bouncer sevmeyen ilk bebek. Ben sigabilsem kimse kaldiramayacak beni o bouncerdan ama o hic hoslanmadi, oturmasi gerekiyor ya ondan sevmiyor sanirim.

'Bebeginizle konusun' olayinin bokunu cikarmis durumdayim. Konusmaya basladigi zaman ilk kelimesi 'sus' olacak saniyorum:) Ben konusuyorum, o bazen sesler cikarip karsilik veriyor genelde tinmayip elini yemeye devam ediyor. Imkanlari elverse elinin tamamini sokacak agzina ama sigdigi kadarina da razi. Hak veriyoruz kendisine, biz de aksama kadar yiyebiliriz o eli:)

Uyku konusunda 4. ayda bir asama kaydettik ve geceleri araba koltugu ve salincaktan kurtulup yataga transfer olduk. Simdilik bizimle yatiyor. Yuzunu gozunu kasiyip kendini ilk firsatta uyandirdigi ve hala geceleri birkac saatte bir uyanip formula ictigi icin yamacimda olmasi benim kolayima geliyor. Tekrar uykuya dalmasi ya da kendini uyandirma asamasinda elini kolunu tutup engel olmam daha kolay oluyor, ben de biraz daha fazla uyumus oluyorum. Cok onerilen bir yontem degil biliyorum, lara oncesi donemde benim de yerinde yatsin canim diye atip tuttugum bir konudur uyku ama sabahlari surunerek kalkinca azicik daha uyku icin tum idaellerimi satacak hale geliyorum, ayrica beraber yatmak da cok hosumuza gidiyor.

Gunduz uykulari ayri bir muamma. Bir suredir yarim saatten fazla uymuyor gunduz uykusunda, 31. dakikada gozler aciliyor ve akabinde kalkmaya calisiliyor. Gunduz uykularini hala araba koltugunda yapiyor. 2-3 kere cogunlukla yarim saat bazen de 15 dakika falan uyuyor, iste gunduz uykulari. Dogdugunda beri sese alissin diye televizyonu acik tutuyoruz gunduzleri. Fazla gurultulu olmadigi surece televizyon sesinde uyuyor, onunla bir problemi yok ama onun disindaki her sese uyaniyor. Catirdayan parke, asagidan ya da yukaridan gelen biraz sesli bir hapsirik, cekilirken azicik gicirdayan sandalye...Televizyon acik ama biz evde hirsiz gibi geziyoruz. Nerde bizim idaeller goren var mi? Murphy de bizimle geziyor bunlarin cogunda, ne kadar ses cikmasin diye ugrasirsak o kadar ses cikiyor. Yere kavanoz dusurdum birinde ben mesela:)

Keyfi yerinde oldugu surece isterse hic uyumasin, bioritmi boyleymis ihtiyaci yok demek ki diyip gececegim ama huysuzlugu tavana vuruyor bu kisa uyku seanslarinin arkasindan bazen. Ozellikle aksam saatlerinde bagirma huyumuz peydahlandi mesela, ciglik atiyor. Bir arkadasim fazla enerjilerini atmak icin de bagirir bebekler dedi ama bana sanki yoruldum beeen bagirmasiymis gibi geliyor bu. Hemen sakin muziklerimizi devreye sokup gece uykusu zamanina kadar idare ediyoruz.

Egzema cikti Lara'da. Ikinci ayindan beri ozellikle yuzunde kirmizi, bazen kuru bazen iltihaplanmis gibi duran kabartilar oluyordu. Doktoru atopik dermatit dedi, bebeklerin cogunda olur, genelde 6. aydan sonra kendiliginden gecer nemli tutun dedi, aquaphor ve atopiclair onerdi. Onlari ve buldugum dogal bircok kremi denedim, banyo sayisini azalttik falan ama hic ise yaramadi. Arada gecer gibi oluyor birkac gun sonra daha siddetli geliyordu, farkli yerlerde cikiyordu. Kasinmaktan helak oluyordu cocukcagiz bu arada. Hidrokortizonlu krem kullanmamak icin taklalar atiyordum ben bu arada. Baktik doktorun verdikleri hic ise yaramiyor dermatologun yolunu tuttuk. Kadin bizimkini gorur gomez eczema dedi. Steroid bir krem ve kasintisi icin damla verdi. Banyo suyuna karbonat karistirmamizi ve aveeno eczema care urunlerini kullanmamizi soyledi. Laranin cok hassas bir cildi varmis ve muhtemelen bir yil kadar on-and-off ilac kullanmasi gerekecekmis. Krem ve damla cok ise yaradi. Hala tam gecmedi ama, farkli yerlerde beliriyor gene, bu ilaclar kontrol altinda tutuyor simdilik. Bir de alnindakinden ornek almislardi, impetigo cikmis, bakteri uruyor yani. Onun icin de antibiyotik verdi ama su anda surun dedigi yerlerde birsey olmadigi icin kullanmiyorum. Haftaya tekrar gorecegiz dermatologumuzu o zaman Lara'nin simdiki halini gosterip yeniden konusacagiz antibiyotik konusunu.

Salı, Mart 18, 2008

2008 1. Ceyrek Sonuclari

Ekonomiyi birazcik takip edenler, Amerikan piyasalarinda olan bitenden haberdardir. Efendim, Bush'un Federal Rezervlerin basina atadigi Ben Bernanke, her market dikey dususe gececek gibi oldugunda bankalar arasi kredi faizlerini dusuruyor.

Sonuc? Dolar son 15 senenin en dusuk seviyelerinde. Altin'in onsu 1000 dolara, petrol'un barrel'i 112 dolara vurdu. Issizlik rakamlari son 7 senenin en kotusu. Tepedekiler "recession" dememek icin yirtiniyor.

Emlak balonu herkesin gozunun onunde sisti sisti ve sonunda gecen sene ortasinda patladi. Ozellikle son 5-6 senedir Wall Street yatirim bankalari ve hedge fund'larin zeki ve de becerikli ekonomi muhendisleri komplex finansal paketler cikarttilar. Bunlarin en gozdesi, "Mortgage backed security" denilen yatirim enstrumanlari.

Sistem oyle calistiki bu kagitlar deli gibi prim yapar oldu. Dolayisiyla bu kagitlari piyasaya surenler, alip satanlar surekli musteri talebi sebebiyle cok yuksek karlar edindiler. Kagitlari piyasaya surmeleri icin borc vermeleri (mortgage dagitmalari) gerekiyordu ve bu adam oder odemez demeden onune gelene mortgage veren bir sistem cikti ortaya.

Simdi sistemin curuklugu meydana cikti. Bankalarin elinde kagit var ama millet mortgage'ini odeyemiyor. Dolayisiyla batik kredi dolu ortalik.

Gecen yil sonuna dogur Wall Street firmalari arka arkaya zararlar acikladilar ayni donemde Goldman yine kar acikladi. O zamandan beri degisen bir sey yok. Piyasalar asagi dogru gidiyor. Cesitli yerlerde bankalar, kredi kuruluslari batiyor. Pek cok sirket calisanlarini azaltmaya gitti. Bizim sirketten de %5 isten cikartildi. Durum gayet gergin...

Derken gecen hafta sonuna dogru piyasalar cok ciddi bir sallanti daha yasadi. 85 senelik saygin wall street firmalarindan biri olan Bear & Sterns iflasin esigine geldi. Gecen yil hisse senedi 160$ olan sirket hafta sonu hissesi 2$'dan JP Morgan Chase tarafindan satin alindi. Federaller de copcatanlik yaptilar. 14000 calisanin yarisi atilacakmis. Gecen sene milyarlarla olculen sirket, 240 milyon dolarciga gitti.

Tabii cok ciddi tartismalar oldu. Her firsatta Federalleri interventionist olmakla suclayan, markete elleme baska bir sey istemezuk diyen Wall Street uzmanlari "tamam bu adamlar kurtarilmayi haketmiyor ama kurtarilmazlarsa sistem coker" filan demeye basladi.

Herkes boyle bakmiyor tabii. Dun gormus gecirmis bir yatirimci "biraksin Federaller batsin; tutmaya calistikca daha kotu olacak. Iflas kotu bir sey degil; sistemin temizlenmesi lazim. Aksi takdirde bir daha ki sefere gene federaller bizi kurtarsin diyecekler. Bu adamlar altlarindaki Maserati'leri tutsunlar diye vergilerimiz gidiyor" diye isyan ediyordu NPR'da (National Public Radio).

Neyse, gelelim bizim sirketin durumuna. Dedigim gibi durumlar kotu; herkesin kafasi karisik; sinirler gergin ve dun Goldman zarar aciklayacak turu haberler cikti. Sirketin hisse seneti 140$a kadar dustu (gecen sene 255'i gormustu). Tabii Bezen hanim hemen "hadi alalim Goldman'i; yine cikacak bak; hep kaciriyoruz" dedi ama "neyle?".

Hakli cikti gerci. Bugun sirket yine 1.5 milyar dolar kar acikladi. Kar %50 dusmus ama tum beklentilerin uzerinde. Hisse senedi basina 3.23$ demek bu. Net gelir 8.34 milyar dolar olmus.

Ozellikle Bear'in batmasindan sonra yatirimcilar arasindaki Goldman'in degeri daha da artmis. Sirkete para akisinin hizlandigi yonunde. Piyasa'da genel kani "herkes zarar aciklarken bu adamlar gayet guzel gidiyorlar; herkesten daha iyiler; niye riske girip diger bankalara gideyim" seklinde imis.

Soylentilerin yalancisiyim...

Pazar, Şubat 24, 2008

Çarşamba, Şubat 20, 2008

Biberonum Canim Benim

Iste ilk haftami geride biraktim. Iznimi uzatma talebim reddedilmisti patronum tarafindan ama 1 saat erken cikmam konusunda anlastik. Ogle tatili kullanmayacagim bu durumda. Sabah daha erken gelebilecek halde degilim cunku henuz. Buna da hayir deselerdi ipler kopacakti, sevindim kabul etmelerine.

Dun bir bugun iki derken daha isteki ikinci gunumun aksami memeyi reddetti bizim tembel teneke. Bas bas bagirdi hatta biberonumu getirin diye. O biberonuyla ask yasiyor artik ben de pompayla yakinlasiyorum caresiz. Bunun olabilecegini biliyordum ama bu kadar cabuk olmasini beklemiyordum valla. 3 ay boyunca yanindan ayrilmayan emektar memeyi ikinci gunde sildi atti nankor kede. Gece yari baygin anlarinda firsattan yararlanmaya calisiyorum ben de, bazen aliyor bazen farkedip itiyor:) Hayir sabri da yok ki gak dedi mi yapilacak servis. Biberon dolaptan cikarilacak, sicak suda bekletilip ilitilacak falan zaman istiyor, musteri memnuniyeti yerlerde tabi. O yuzden geceleri formulaya donduk, bir biberonda su bir biberonda formula hadi dendi mi hizla karistirilmak uzere basucumuzda hazir bekliyor. Arada bir biberon aliyordu, hic boyle bir sorun yoktu o zaman. Gun boyu biberona gecince rahati gordu tabi.

'Tummy time' yapmaya calisiyoruz arada ama nafile. Karin ustu durmaktan hiiiiiccc hoslanmiyor. Bazen daha ters cevirip yataga yaklastirdigim anda itiraza basliyor, o derece. Gecenlerde 1-2 dakika durdu ama sonrasinda soylendi epeyce. Aglama degil, yuksek perdeden sesler cikardi kendince. Siki kufur yedim saniyorum:) Zorlamiyorum, iki gunde bir deniyorum istemiyorsa aliyorum hemen. Nasil olsa yapacak, israr etmeye hic gerek yok.

Yere paralel olmama durumlari devam ediyor. O araba koltugunda ya da salincakta ben koltukta takiliyoruz geceleri. Resimlerinin hemen hepsi araba koltugunda goruldugu uzere. Yatagina taktigimiz mobile'i (donence) bile kucagimda karsidan izliyor, yatirirsam hic bakmiyor cok komik halimiz.

Isyerinde artik torun sahibi olan biriyle sohbet ediyorduk gecen gun. Bebekler ve uykusuzluktan konu acilinca 'hele bir ehliyet alsinlar sen o zaman goreceksin uykusuzlugu, bu hicbirsey' dedi. Ertesi gun bir baskasi da 'araba kullanmaya baslasin gorursun' dedi. Iki ayri kisiden ayni yorum gelince guldum once ama dusununce dogru valla.

Pazartesi, Ocak 28, 2008

Her Seferinde Baslik Bulmak Zor Geliyooor


Gece gunduz evde boncukla gectigi icin tum haberler de onunla ilgili oluyor haliyle. Zaten bizi merak eden kalmadi artik, papucumuz dama atildi:))

Vitamin vermeye basladik. Burda 6 aydan once pek vitamin vermiyorlar aslinda. Ben on gun sonra ise basliyorum, eve daha cok miktop girecek ve vitamin aliyor olmasi benim icimi rahatlatacak, o yuzden vermeye basladim. Cok kolay olmadi tabi. Agzinin yakinlarina denk gelen meme, emzik, kagit mendil, kumas parcasi, banyo suyu vs ne olsa agzini hemen acan cocuk simsiki kapatti agzini vitamini yaklastirinca. Once emzigi uzatip agzini actigi anda damlaligi vereyim dedim ama boncuk benden hizli cikti, yemezler bu numaralari diyip tak kapatti agzini. Yenilgiyi kabullenip ilk firsatta eczanenin kapisina dayandim. Ilaclari tatlandiriyorlar. Uzum tadi eklenmis vitaminle donup tekrar denedim. Bu sefer nazlanarak da olsa acti agzini:) Biz cocukken nerdeydi bu tatlandirma isi yaw. Igrenc bir oksuruk surubu vardi ki mesela, hala kokusunu nerde duysam tanirim ve kacasim gelir. Iiyyk bak aklima geldi gene.

Dun gozcuye gittik. Tek gozunde cok fazla capaklanma oluyordu, bazen acamiyordu gozunu, o derece. Temizlemeye calisiyoruz ama capaklanma hizina yetisemiyoruz, fazla ugrasinca bu sefer de kenarlar tahris olup kizariyordu. Gozyasi kanali tikaliymis. Simdilik yapacak pek birsey yok. Goz kenarina hergun masaj yapabilirsek iyi olurmus. Kendi kendine gecebilirmis. 12-15 aylik olup da hala acilmamissa o zaman ufak bir operasyonla aciyorlarmis. O asamaya gelmeden acilir umuyoruz ki.

2 hafta sonra ise basliyorum. Hic gidesim yok. Nasil birakip gidecegim diye sucluluk duygusuna bogulmus durumdayim simdiden. Yabanci birine birakmiyorum sonucta, babaannesi ile olacak ama yine de kotu hissediyorum iste. Is saatlerimi gunde bir saat azaltmak istiyorum. Ogle tatili kullanmayip erken cikayim diyorum, yolda cok zaman harciyorum cunku. Erken cikilmasindan kesinlikle hoslanmayan, ailesi tatile gittiginde 'yasasin yalnizim daha uzun saatler calisabilirim' diye pek sevinen iskolik patronumla pek hos(!) bir konusma yapacagiz ilk gun. Bakalim ne olacak.

Çarşamba, Ocak 16, 2008

Asiya Bir Iki


Yarin doktor kontrolu ve asilari var Lara'nin. Dort tane birden olacak, iki bir bacaga iki diger bacaga. Ikinci ve dorduncu aylarda dorder asi yapiyorlar burda. Gecen hafta olacakti aslinda ama doktorun isi cikinca ertelendi. Pek bi sevinmistik ertelenince (kotu birsey yapacaklar sanki), dort tane olmasi bizi germis durumda zira. Tekinde bile nasil bagirmisti gecen sefer. Ates dusurucumuzu falan hazir ettik simdiden. Bi de kendimizi hazir edebilirsek super olacak.

Babaannemiz ve dedemiz nobeti devralmaya geldi Pazar gunu. Cumartesi de annemler donuyor. Devir teslim haftasi bu hafta yani.

Gaz konusunda calismalarimiz devam ediyor. Biz en iyi gelen seyi bulana kadar cocugun gazi gececek. Biraz azaldi gibi gaz sancilarinin siddeti. En son bir karin yagi aldik, onunla masaj yapiyoruz karnina bir de. Pek belli olmuyor gerci, en son boyle dedigimizin ertesi gecesi battaniyeyle sallamayi bile deneyecek kadar caresiz kalmistik. Yediklerimi gozden geciriyorum hemen boyle oldugunda. Yediklerinizin hicbir etkisi yok diyen yerler de var (ki ben de buna inaniyordum ama kedicik bas bas bagirirken inanclar cok cabuk degisebiliyor), sunlari sunlari yemeyin diyen yerler de. Simdilik sunlari sunlari yemeyin diyen yerleri dikkate aliyorum. Sutu de laktozsuz icmeye basladim.

Geceleri dolasmak ise yaramadiginda banyoda fan ve su sesinde uyumaya devam ediyor minik kedi. Banyoya girince bizim uykumuz gelmeye basladi artik, pavlov gorse gurur duyardi bizimle:) Bir sound soother aldim, kalp sesinden selaleye ruzgardan kus sesine 10 farkli ses var. Henuz her seferinde ise yarayan bir ses bulamadik alette, teker teker deniyoruz. Sahtesini istemiyor ve farki farkediyor kucukhanim.

Pazartesi, Ocak 14, 2008

2007 Sonu Sirket Haberleri



Goldman Sachs'in 2007'de 3. ceyrek sonuclarindan bahsettigimden beri 4 ay gecmis, firsat bulup son ceyrek sonuclarini yazamamistim. Sabah ise gelirken radyoda Goldman recession bekliyor aciklamalarini dinledim. Ise gelince ana sayfada Abdullah Gul'un, bizim CEO ile resmini gordum, bugun diger wall street firmalari ile GS, Gul ile bir araya gelmisler kahvaltida... E dedim vakittir, su sonuclari da gecivereyim....


18 Aralik'da (ben tatildeyken) aciklanan son ceyrek sonuclari gecen yilin ayni donemine gore ve 3. ceyrege gore daha iyi. Net gelirler 10.74 milyar dolar, net kazanc 3.22 Milyar dolar olmus.

2007 yili toplaminda Goldman 45.99 milyar Dolar net kazanc ve 11.60 Milyar dolar net gelir elde etmis. Bizim CEO, BLANKFEIN LLOYD C, ayni zamanda sirketin bireysel hissedarlari arasinda en cok hissesi olan 2. kisi, yaklasik 1.5 milyon hissesi var. En fazla hissesi olan ise, bir onceki CEO ve su anda Bush hukumetinin Hazinenin basina atadigi PAULSON HENRY M JR.
Bu yil sirket tarihinin en karli yili olmus, bizim CEO'ya da 70 milyon dolar ikramiye dusmus artan bu karliliktan.
Burda haberleri takip eden bazi arkadaslar, her yil sonu "ohaa hayvanlar gene xxx dolar ikramiye dagitiyorlarmis size..." seklinde sevgilerini belli ederler. Goldman'da bir taban maas var, ustune de 'discretionary' ikramiye. Ayrica sirket, 401K (emeklilik) fonuna her yil bir miktar para yatiriyor, saglik sigortasi vs ortaya bir paket cikiyor. Buna yillik 'compansation' deniliyor. 2007'de calisanlarina 16.5 Milyar dolar compansation odeyecegini aciklamis GS. Hemen calisan sayisina bolup ortalama adam basi 623bin dolar gibi rakamlar cikti gazetelerde.
Ama dedigim gibi CEO 70milyon dolari aliyor, onun altindaki adamlar da ondan cok az almiyor. Is gucunun %20'si Hindistan'da. Orda calisanlara Amerikan maaslari odenmiyor...

Goldman'in niye diger finans firmalarindan daha fazla odedigi konusunda da spekulasyonlar tavana vuruyor Aralik ayinda. Ornegin, "oduyorlar, cunku odeyebiliyorlar. Onlar bu rakamlari verince, rakipleri ister istemez kendi verecekleri rakamlari yukari cekmek zorunda kaliyor; bu da onlarin finansal gucunu daha da zayiflatiyor" gibi bir yorum okudum.
Butun bunlardan hisse senedi nasil etkilendi? 235 olara kadar cikmisti bir kac ay once ama bugunlerde 200 dolar civarinda dolasiyor. Tabii ben de kendi kendime, "ahh ahh yuklenecektim 95 dolarken" diye hayiflaniyorum ama kim bilir bir kac sene sonra "ahh ahh alacaktik 200'ken..." de diyor olabilirim.

Velhasil, her zamanki gibi bitirelim "zenginin mali, zugurdun cenesini yorarmis"...

Perşembe, Ocak 03, 2008

2. Ay

Lara'nin ikinci ayi doldu. Noel sabahi disariya cop koyup (bizden baska cop koyan yoktu sokakta, ona bile uyanamadik:)) birkac saat sonra allah allah nerde kaldi bu cop kamyonu bugun diyecek kadar gunlerden bihaber yasamaya devam ediyoruz. Ne oldugunu anlamadan aksam oluyor zaten. Dogumdan once tam da kis vakti 3 ay evde ne yapacagim yahu bebek butun gun uyuyor olacak zaten diyordum:)) Hatta evde yapmam gereken bilimum isi evde olacagim nasilsa diye bu doneme ertelemistim (bir kosede birikmeye ve ertelenmeye devam ediyor kendileri). Simdi hay koca cenem diyip bebekle ilgili baska hangi konuda patavatsizca buyuk konusmustum acep diye kara kara dusunuyorum:)

Boncugumuzun gazi cok:( Cok aci cekiyor, bayagi da agliyor oyle olunca. Elden de pek birsey gelmiyor. Duydugumuz, okudugumuz tum yontemleri deniyoruz tek tek ama bazen hicbiri ise yaramiyor. Uykusunu, modunu, herseyini etkiliyor tabi cocugun. Ozellikle aksam saatlerinde basliyor. Bayagi bir vaktimiz gaz cikarmaya calismakla gectigi icin birine sarildigimizda otomatikman pat pat sirtina vurup gazini cikarasimiz geliyor. Gaz ilaci da hicbir ise yaramadi. Gripe water biraz (sadece biraz) ise yarar gibi. Baslarda pek yalanarak iciyordu, sutum hic oyle itibar gormedi o derece yani, ama simdilerde onu da lutfen iciyor. Ne yiyecegimi sasirdim ben de aman ona gaz yapmasin diye.

Su sesi biraz sakinlesmesine yardimci oluyor. Su sesini dinlerken kucagimizda uyuyor uyuyacagi zaman, yeterince dalmadan suyu kapatirsak aninda gozunu acip itiraz ediyor. Sudan once yuruyerek uyutabiliyorduk sadece, uzun suruyordu o da. Gozunu kapadiginda hah tamam artik diye koltuga ilistigimizde aninda farkediyor, gozunu acip sert bir bakis firlatiyor:) Ay pardon yanlislikla koltuga degmisim diyip firliyoruz yeniden. Simdi onun yerini su almaya basladi. Musluk karsisinda bayagi vakit geciriyoruz yani. Bitsin su gaz problemi diye gun sayiyoruz resmen. 3 ayda biter herhalde diye umit ediyoruz ama 6 aya kadar bunu cekenler de olmus, umarim bizimkisi o kadar surmez. Kolik cd'sini getirtmistik Turkiyeden. CD guzel aslinda, bizim uykumuzu getiriyor, annem bile kendine istedi bir tane, gel gor kucukhanim hic orali olmadi. 1-2 kere dinledi simdi yuzune bile bakmiyor.

Hala yataginda ya da playard'da uyumuyor. Aman paralel olmasin yere. Yatagini dolap niyetine kullaniyoruz:) Kucakta, salincakta, bazen de strollerda uyuyor. Anne ve bebisi'nin onerdigi salincagi kurmayi cok istemistim ama kuracak yer bulamadik evde. Neyse bu salincak da is goruyor, surekli sallaniyor olmak kaydiyla biraz uyuyor orda gece. Belki gaz olayi bitince duz yerde yatmak da hosuna gitmeye baslar. Bir adet sling edineyim, geceleri onun icinde uyur, hem kucagimda uyumus olur hem de ben oturdugum yerde uyurum boylece diyordum ama doktoru hayir dedi, vazgectik.

Ilk ayin sonunda gittigimiz doktor kontrolunde kilosu, boyu iyi cikti. Ikinci asisini oldu ve bu sefer cok agladi. Buyudukce aciyi daha cok hissetmeye basliyorlarmis. Onumuzdeki haftaki kontrolunde 4 asi birden olacak, nasil olacak bakalim. Yine onumuzdeki hafta kalca cikigi kontrolu icin yaptirmamizi istedikleri ultrasonu yaptirmaya gidecegiz.

Bebeklerin gozyasi bezlerinin tam olarak islemeye ve gozyasi uretmeye baslamasi biraz zaman alabilir demisti ilk gittigimizde doktor. Lara'nin tek gozunde hala gozyasi yok, hic olmadi. Biraz takip edelim sonra olmazsa gozcuye gondeririz dedi doktoru. Ne zamana kadar olmazsa endiselenmeye baslamak lazim bilen, yasayan var mi acep?

Çarşamba, Ocak 02, 2008

Mutlu Yillar

En son 21 Kasim'da guncelleyebilmisiz blogu. Yilin son iki haftasini izin alip evde gecirmis biri olarak, "valla vakit yok" desem kimse yemez :) Ama sahidim, Bezen'in hakikaten vakti olmadi.

Dogal olarak Lara uyudugunda vakti olmali ama kizimiz oole cok uyku seven biri degil. Bu konuda anlasamadik, ne annesine cekmis, ne bana. Maalesef yavrumun gaz problemleri tam gaz! Tam 3 ay bitince bitecek iste diye seviniyorduk ki annem kotu haberi verdi: Kizkardesim Arzu Gunden'in iki kizinda da (Zeynep Azra & Ecrin) ayni sorun olmus ve nerdeyse 6 ay surmus :(

Neyse, ben okuyan herkesin yeni yilini kutlayayim. 2007'de ev (yoksa borc mu desem) sahibi olduk ve sevgili kizimiz dogdu. Dolayisiyla sikayet edemeyecegim. 2008'in de iyi gececegini umuyorum. Du bakalim...