Pazar, Haziran 26, 2005

Gole girelim, serinleyelim...

Hafta ici yilin en uzun gununu geride biraktik. 6/25/2005 Cumartesi: Oglen sicagi 100F (37F) derece. George Washington koprusunu yeni gecmisiz ki trafik kilitlenmis, milim milim ilerliyoruz. Arabanin icinde klima pufur pufur esiyor ama ne fayda. Gidecegimiz hepi topu 60 millik (~100Km) yol ama 5mil hizla gidebiliyoruz...

Gecen Pazar Serpil Hanim ve Kara Bey barbekuye davet etti (Mehmet Karaaslan ama Kara Bey diye bilinir). Tum ahali orda toplandik. Bu hafta Mina ile Charles barbeku'ye davet etti. Bu arkadaslarimiz Bridgeport, Connecticut'ta oturuyorlar. Evden ciktiktan 2 saat sonra, yol ustunde Stamford'a ugrayip Balkir kardesimizi aldik ve 2.5 saat sonra nihayet Bridgeport'a varabildik.

Mina ile Charles'in evine ilk gez gittik. Cok hos bir ev. Lake Forest golune bakan genis, guzel bir arka bahceleri var. Cimlerin bittigi yerde gol basliyor! Charles barbekuyu hazirlarken kendimizi gole atip serinledik.

Bolca fotograf cekebilelim diye aksamdan fotograf makinesinin pilini sarj etmistim. Tam cikmadan, icindeki resimleri bilgisayara aktarip yer acayim dedim. Bezen fotograf cekmeye kalkinca farkettik ki meger, resimleri aktardiktan sonra CF kartini okuyucudan cikartmayi unutmusum! Dolayisiyla biz fotograf cekemedik ama Mina epeyce cekti.

Balkir'i saat 6'da trene bindirip Manhattan'a gonderik. Cafe Wha'daki stand up komedi gosterisi icin bilet almis. 2 ay evvel is cikisi arkadaslarla nargile icmeye gitmis, ordan cikista da Cafe Wha'ya takilmistik. Cok dolu dolu, eglenceli bir mekan...

Biz kaldik, Mina ve Charles ile uzun uzun muhabbet ettik. Gece 12'de yola ciktik. Aslinda Tappan Zee koprusunden gecip yolu uzatir ama rahat gideriz dusuncesindeydik ama sonra "gecenin 1i olmus, bu saatte trafik mi olur?" diyip I-95'den devam ettik. Tam Bezen, 'yol hep boyle olsa' dedikten 1 dk sonra trafik sikisti. 3 tane kaza gorduk. Basit kazalar ama 3-4 serit 1-2 serite inince yol kaldirmiyor o kadar trafigi. Ustune ustluk bir de George Washington koprusunun ust gecisini kapatmislar, o da tuz biber oldu. Neyse, kazasiz belasiz gec de olsa eve vardik.

Pazar sabahi, yumurta-bagel toparlanip Riverside parka gittik. Sibel Bulgaristan'a gecmis, Ilkay da kendini kaptirmis gym'den cikmiyor. Sabah da erken kalkip gitmis sporunu yapmis ama usenmedi geldi birlikte parkta kahvaltimizi yaptik, muhabbetimizi ettik, bir iki saat takildik. Simdilik bu kadar...

Hiç yorum yok: