Vasiyetimizi yaptirdik. Birakacak yatlarimiz katlarimiz oldugundan degil tabi. Tek amaci var: cocuga vasi (guardian) secmek. Eh, Amerika'da yasiyoruz ama tum ailemiz Turkiye'de. Burda dogan cocuklar otomatikman Amerikan vatandasi oluyor. Ebeveynlere birsey olmasi durumunda, ortada vasiyet yoksa, cocuga ne olacagina, nerde nasil yetistirilecegine, vasisinin kim olacagina mahkeme karar veriyor. Amerika, kendi vatandasi olan cocuklari yetistirilmeleri icin Amerika disina - cocuklar cift vatandas olsa bile - gondermeye pek hevesli degil, burada Amerikali bir ailenin yaninda Amerikali olarak yetistirilmelerini tercih ediyor. Biz de bu secimi mahkeme degil guvendigimiz kisiler yapsin diyerek vasi sectik. Vasiler ayni zamanda cocuga kalan para, mulk vs varsa onlarin da nasil degerlendirilecegine, cocuk 21 yasini doldurana kadar, cocuk adina karar verecek. Bu yas siniri 21 olmak zorunda degil. 16, 18 ve 21 olmak uzere 3 secenek var, biz 21'i sectik. Yurtdisinda yasayan ve cocuk sahibi olan herkese vasiyet yaptirmalarini tavsiye ediyorum. Boyle seyleri dusunmek istemiyor insan ama hazirlikli olmakta fayda var. Turkiye'de durum ne hic bilmiyorum bu arada, ne oluyor cocuga ebeveynlere birsey oldugunda? Kapanin elinde mi kaliyor? Kim karar veriyor kiminle nasil yasayacagina? Iki tarafin ailesi arasinda anlasmazlik olursa mahkeme mi giriyor devreye?
Kordon kanini saklatmak mi saklatmamak mi derken saklatmaya karar verdik. Hic lazim olmaz umarim ama olur da gerekirse yaw niye vaktinde yaptirmadik demeyelim diye. Cok fazla arastirma yaptigimiz soylenemez kordon kani saklayan sirketler konusunda. Adini en sik duydugumuz ve doktorumuzun de tavsiye ettigi Viacord'u sectik. Iki gun once arayip uye olduk, bugun hastaneye birini gondereceklermis kani almasi icin.
Carsamba oglen Tijen'le bulustuk. Onun da bu ara New York'da olmasi guzel bir tesaduf oldu. Ne zamandir haberlesememistik, bol bol muhabbet ettik. Nutmeg'e getirdigi zarif hediyeler icin tekrar tesekkur ediyorum.
Dun iste son gunumdu. Son gune kadar gelecegim dedigimde pek inanmamisti sirkettiler. Toplamda uc ay iznim var, kendimi iyi hissediyorsam, hareketlerimde bir kisitlama olmamissa, agrim sizim yoksa niye oncesinde kullanmaya baslayayim ki iznimi, asil sonrasinda lazim olacak. Evde oturmak bana yaramiyor zaten, kek mi pisirsem tart mi denesem diye basliyorum bakinmaya sabahtan. Adil de pek yemiyor, hepsini ben yiyorum sonra:) Patronum gecen haftadan beri acaip stresli. Son aylarda ara ara o moda giriyordu ama dogumun tarihini ogrendiginden beri surekli gergin. Uc ayin sonunda ise geri donmezsem diye odu kopuyor, ondan butun derdi. Ahh ah, zam kararlarini kurul degil de o veriyor olsaydi pazarlik icin super bir firsatti bu:) Postpartum depresyona girdin sen diye dalga geciyorum kendisiyle, koydugum teshisi pek sevdi o da oyle diyor artik:) Ekibimdekilerle guzel ve uzuuun bir ogle yemegi yedik hep beraber. Saat 4'de hadi bana gule gule dedim, lakin o odada lak lak bu odada lak lak derken cikabildigimde 5.30 olmustu.
Bana musaade (nasil yaziliyordu bu kelime yaw). Cikmadan Prison Break'in son bolumunu izleyecegim:) Dort gun hastanede kalacagim gibi gorunuyor, hersey yolunda giderse. Haftaya gorusuruz:)