Çarşamba, Şubat 14, 2007

Haberler Haberleer Haberleeeeerrr


Biliyorum biliyorum cok ihmal ettim blogu. Sadece yogunluk degil bunun sebebi. Yazma istegimi kaybettim, hukumsuzdur! Oole pat diye gidiverdi. Benim bu istek, motivasyon olaylarim boyle iste, bir varlar bir yoklar. Gyme gitme istegim geri geldi ama, cok mutluyum. Cok inisli cikisli bir iliskimiz var kendisiyle, ortada birsey yokken terkediyor beni, birkac ay gorunmuyor. Ben o donemde gymin sokagindan bile gecmez oluyorum. Sonra donuyor birgun yine habersiz, bu sefer tum oglen programlarim gyme gore ayarlaniyor. Simdilerde yine burda kacmasin diye ne isterse yapiyorum:) Sabote ediliyoruz bu sefer de. Fizik tedaviye gidiyorum, terapistim gyme gitmesen mi bir sure acep dedi. Bak simdi. Ufak bir pazarliktan sonra sunlar yapilabilir bunlar yapilamaz diye anlastik, gym izni cikti:))

Fizik tedavi mi nerden cikti? Surda bir yas daha buyudugumun yuzume vurulmasina bir aydan az kalmisken kendimi 34bin bakimina aldim. 30lara gelince daha cabuk geciyor bu yillar sanki. Ara ara, ozellikle soguk havalarda kendini belli eden bir diz agrim vardir benim. En son yillar once Turkiyede gittigim doktor meniskus demisti, oyle kalmisti. Tekrar gosterelim bakalim nedir durum dedik, doktor daha 5. dakikada bana sen ice basiyorsun ondan oluyo dedi. Ice mi basiyorum, nassi yani. Ama ama...kimse bana bunu soylememisti ki ama. Gercekten ice mi basiyorum, nasil basiyorum diyerek yuruyusumu inceleyecegim diye onume bakmazken toslayacagim bir yere bir gun o olacak. Simdi ayakkabilarin icine konulan desteklerden almam gerekiyormus, bir de fizik tedavi dendi, haftada iki gun gitmeye basladim. 1 ay gidecegim.

Gunun en onemli haberini vereyim daha fazla gevezelik yapmadan. Bugun resmen evli olduk:)) Sabahtan avukatimiza gittik tapu devir teslim islemleri icin. Yaklasik bir saat kadar imza atiyorsunuz demislerdi hakkaten oyleymis. Satici ve avukati geldi, onlarla olan islemler bitti, onlar gitti, biz hala saga sola imza atiyorduk. Tam da gununu bulmusuz bu islemler icin. Tum kis yuzunu gostermeyen karin yagacagi tuttu bugun. Korktugum kadar kotu degildi gerci, haftasonu kursta 10 inch (30 cm falan) olacakmis diyip duruyorlardi, hava durumunda da olabilir diyordu ama 1-2 inchle kurtardik gibi. Sabah nerdeyse buzlanmis gibi yagan kar yagmur arasi karisik seyde henuz acilmamis yollarda gitmek biraz zor oldu, yavas yavas gittik ama sorun cikmadan. Kis basindan beri mevsim normallerinin cok ustunde olan hava sicakligimiz simdi de bayagi altindaymis, normal kis kosullarini tutturamayacagiz bu kis herhalde.

Cumartesi tasiniyoruz kismetse. Bundan sonra Nutley'den bildirecegiz:) U-Haul'la bazi arkadaslarimizin sorun yasadigina sahit olduktan ve onlarla ilgili sagdan soldan bilimum kotu ani dinledikten sonra kamyonu Budget'dan kiraladik. Google'dan musteri memnuniyeti ile ilgili olarak yaptigim kisa bir arastirma sonucu Budget'in da sutten cikmis ak kasik olmadigini ogrenmis bulunuyorum ama artik sansimiza iyi bir ofis cikar umariz demekten baska care yok.

Bizim bundan onceki birkac tasinmamiz ayni zamanda ulke degistirmek oldugundan her seferinde elimize bavulumuzu alip cikmistik evlerden. Hic oyle esya topla bilmemne isleriyle ugrasmamistik tabi. Simdi de ayni ruh hali icindeyiz, evde hic haftasonu tasinacakmisiz gibi bir hava yok:)) Ev kucuk ya ona da guveniyoruz. Bizimkinden daha kucuk evden iki kamyon dolusu esya cikarmayi basarmis olan Balkir surekli uyariyor bizi gerci:) Mumkunse kutulama vs islerine girmeden tasinmak istiyoruz biz. O kutulari yapmasi bir dert acmasi ayri bir dert. Kutulanmaya en cok ihtiyaci olabilecek tabak canagi oylece goturecegiz mesela. Ikea mallari ne kadar dayanikli oluyormus hep beraber gorecegiz. Kirilirlarsa da yenilerini almak icin bahane olur, su bardaklarindan sikilmistik artik zaten heheh:)))

Kek dekorasyonu kursumuz devam ediyor. Ilkini bitirdik, sertifikalarimizi aldik, simdi ikinciye basladik. Hazirlikli gitmek gerektigi icin her hafta ici ya kim ugrasacak simdi bunlarla nerden basimiza is actik diye soylene soylene odevleri hazirliyoruz ama oraya gidince de cok egleniyoruz. Yanda Gulru'nun baby showeri icin hazirladigimiz pasta var. Pazar gunu shower yaptik sevgili arkadasimiza, bize de bir araya gelmek icin bahane oldu, kiz kiza yedik ictik eglendik.

Bir Super Bowl'u daha geride biraktik. Su Janet Jackson korkularini ne zaman ustlerinden atacaklar merak ediyorum. Uc yil oldu paso dinazorlar cikiyor devre arasinda. Bu sefer de Prince vardi. Hayir sevdigim sarkilari vardir kabul ama lisedeyken dinliyorduk onu yahu, soyle genc aktif dinamik heyecanli sarkici kalmadi mi memlekette nedir.

Super bir haberim daha var. Cok sevgili arkadasimiz Berna ilk kreasyonu ile New York'un onemli trade showlarindan The Train'e kabul edildi:)))) Agzimiz kulaklarimizda geziyoruz biz de. Ben cizdim sanki kiyafetleri, oyle bir havadayim ki sormayin:)) Show'un tam tasindigimiz haftasonuna denk geliyor olmasi cok aksilik oldu tabi ama son gunu ne yapip edip kacacagim pgle arasinda Bernayi gormeye. Cuam aksami onlardaydik, fuar haberini kutladik hazirladiklari muhtesem raki sofrasi esliginde.

Ahh, aklima gelmisken, can arkadasim Dilarasim sobelemis beni. Zor olmus bu soru, ben hepsini biliyorum ya, kim ne biliyor ne bilmiyor valla bilmiyorum:)) Ilk aklima gelenleri yazayim, oldugu kadar idare ediverin artik. Hatta siz tamamlayin bese ben ogreneyim:)) Maymun istahli oldugumu dunya alem biliyordur herhalde. Sadece cheesecake yiyerek yasayabilirim. Bir de birseyle ugrasiyorsam cevremle olan iliskim tamamen kopar. Ozellikle de isle ilgili birseyler yapiyorsam ve yogunsam (genelde de yogunum). Gecenlerde kubik komsum ise gelmemis mesela, oglen 1 falan, kubigimin onunden gecen biri Mary bugun gelmedi di mi dedi. Ancak o zaman farkettim kadinin hakkaten gelmedigini aa Mary gelmedi mi diyerek:)) Karsi tarafin bana nasil garip garip baktigina hic girmeyeyim:)) Isim hafizam yoktur ayrica, cok cabuk unuturum isimleri. Yuzleri hatirlarim ama isimleri unuturum maalesef.

Salı, Şubat 06, 2007

Film: The Last King of Scotland

Gecen ay izledigimiz, Leonardo DiCaprio'nun gayet basarili buldugumuz Afrika'da pirlanta uzerine donen kanli oyunlari anlatan Blood Diamond filmini cok begenmistik. Bu hafta sonu, Eda, Murat Kilic'in onerisi uzerine, Sibel ve Ilkay Kazakci'yi da aramiza katip The Last King of Scotland filmini gormeye gittik. Film, 1971-1979 yillari arasinda bir askeri darbe ile basa gecip Uganda'yi yoneten diktator Idi Amin'i konu aliyor ve onu hayali bir kahraman olan Iskoc bir doktorun (James McAvoy , Nicholas Garrigan rolunde) gozuyle anlatiyor.

Idi Amin'i oynayan Forest Whitaker bu sene Golden Globe odulu aldi ve Oscar'a aday. Hakikaten cok etkileyici bir rol ciziyor. Forest Whitaker, benim aklimda Jim Jarmusch'un 1999 yapimi Ghost Dog: The way of the Samurai filmiyle yer etmis. Hani guzel bir film filan da degildi, gayet bunaltici gelmisti ama aklimda yer etmis iste.

Film'de bir de X-Files'dan tanidigimiz Gillian Anderson (X-files'daki adi ile Dana Scully) var ama gayet kisa bir rol. Bayagi kilo vermis diye dedikodusunu yaptik hatunun :)

Bizim yasimiz yetmiyor ama Wikipedia'dan Idi Amin'i okuyunca filmde biraz boluk porcuk, kopuk kopuk bahsi gecen kimi konulari biraz daha yerli yerine oturtmak mumkun oluyor. Bir sekilde benim sezinledigim direkt suclamadan kacinma vardi sanki filmde. Tamam, onun yonetiminde bir suru "kayip insan" oldugundan, sergilenen vahsetten filan bahsediliyor ama sebepsiz degil, sanki daha cok defansiv hareketlermis gibi bir izlenim verdi bana film. Yani, mesela Saddam'la ayni kefeye konacak bir adam degil gibi.

Ote yandan onun yonetiminde 80.000 ila 300.000 kisinin olduruldugunden bahsediliyor. Yine de garip bir sekilde netlik yok. Filmde, Idi Amin iktidara geldiginde halkin nasil costugu gosteriliyor. Basta halden anlayan, halktan, sade ve sempatik biri olarak goruntuleniyor. Sanki sonradan anlasilmaz bir sekilde canavara donusuyor. Suikast girisimleri yuzunden midir bilinmez paranoya bir tip haline donusuyor.

Ingilizler icin Afrika'da yillarca savasmis biri ve basa geldiginden Ingilizler'den ovguler aliyor. Sonra birilerinin tavuguna kis dedigi icin midir bilinmez kanli-bicakli oluyorlar. Asyalilari niye kovdugu ise tam bir muamma. Haa filmin adi nerden mi geliyor? Idi Amin kendine n tane sifat vermis. Ingilizlere karsi mucadele ettigi icin kendini Iskoc Krali olarak goruyor

Velhasil, cevapladigi soru kadar yanitsiz soru birakan bir film ama zaten sonucta bir dokumanter filan degil, olur o kadar... 8/10.