Çarşamba, Nisan 14, 2010

Telgrafin Tellerine Minik Serce Konar

Sezen Aksu konserine gittik. Gittik derken kabileden bir grup toplanip gittik, Adil pek ilgilenmedigi icin konserle, gelmedi. Konser oncesi yemek de yiyelim diyince ben kedeye hic gozukmemeye karar verdim. Aksamlari bir yere gitmeme son derece karsi kendisi zira. Hos ona kalsa asla onu birakip disari gitmemeliyim ama gunduz biraz daha kolay oluyor ikna etmek. Sibel evden calisiyordu da sagolsun babaanneyle beraber kedeyi okuldan aldilar, ben gorunmeden sivistim.

Biz Newark’taki konsere gittik. Newark pek tekin bir bolgemiz degil onun icin yemegi konser salonundan cok uzaklasmadan yiyelim dedik. Internetten ne var ne yok diye bakinirken tam salonun yaninda bir yer bulduk, hemi de 4.5 yildiz almis reviewlarda, daha iyisi samda kayisi diyip daldik. Doyduk doymasina ama bilahare tek tek girip yildiz kismisini 3’e dusurmeyi dusunuyoruz, ic guveysinden hallice idi yemekler. Bir de profiterol diye hevesle istedigimiz sey ‘bu da ne’ kategorisinde cikinca benim gibi sirf ustune tatli yiyebilmek icin yemek yiyenlerin siniri bozuluyor canim.

Konsere gelelim. Yan balkonda loca tabir edilen yerlerden birinde almistik biletlerimizi, pek iyi etmisiz. Sahne cok guzel gorunuyordu. Orkestra katini pek sevmem ben zaten, gelir onune uzun boylu biri oturur, sahnenin yarisi kaynar. Boyle bir endisem oldugundan herhal, herr seferinde de basima gelmistir. Balkonda bu risk yok. Ufak bolmemizde bizden baska biri daha vardi, o da tam yanimda oturuyordu. Bir ter kokuyordu ki oyle boyle degil. Benim burun zaten bobi hassasiyetinde su ara, cok rahatsiz oldum. One uzaniyorum olmuyor, geriye gidiyorum olmuyor olecegim. Biraz sonra baktim ki olacak gibi degil, arkada bos duran bir sandalyeyi alip locanin diger ucuna tasindim, rahat ettim. O da olmasa loca degistirecektim valla.

Ben Sezen Aksuyu en son buraya gelmeden once dinlemistim, nerden baksan 9 yil olmus. Haliyle son yillardaki sarkilarinin hicbirini bilmiyorum. Eslik edemeyince de hos olmuyor ki canim. 2000’den beri ilk Amerika turnesiymis Sezen Aksu’nun. Esprileriyle kirdi gecirdi herkesi. Konserlerde onlara ayrilan surenin 1.5 saat oldugunu ama 3 saati bulduklarini soyleyince heveslendik. Sonra 2 saatte bitirdi bizimkini, hevesimiz kursagimizda kaldi. Bu 2 saatin de yarisi konusmayla gecti zaten, cok az sarki soylemis gibi geldi bana. Bir gece once NY konseri 3 saat surmus ama. NY cikiyor tabi hep gazetelere, biz cikmiyoruz diye 2. sinif muamele goruyoruz snifff.

Son sarki olarak Kavaklar’i secmis Sezen. Hadi siz baslayin dedi, ekibi sadece hmm hmm diye eslik ediyor. Goruldu ki bizim salon o sarkinin sozlerini bilmiyor, bilen varsa da fazlaca azinlikta kaldiklari icin sesleri duyulmuyor. Naaptik biz de salonca hmmm hmm diye soylemeye basladik. ‘Yaziklar olsun’u yedik tabi:)

Salonda cok sinir bozucu tipler vardi. Annecim su yasa gelmissiniz konusmadan bi muzik dinleyemiyor musunuz yaw. Kadin ne zaman ara verse ve orkestrasi calmayi devralsa salonda bir ugultu bir gurultu. Sanki ara verilmis gibi bir hal. Sooyle keskin nisanci ayarinda sapan kullanabilmek istedim valla, tam agizlarinin ortasina birer tane tas yollayarak. Sezen bile dayanamadi bir ara, sarkiyi yarida kesip onde oturan bi grubu uyardi. Belki de onlar ve onlar gibi saygisizlar yuzunden erken bitirmistir konseri. Ben de olsam ceker giderim, sizle mi ugrasicam len, beklersiniz bi 10 yil daha.

2 yorum:

Selena dedi ki...

anaa sizin de blog değişmiiş, güzel olmuuuş:)))

Adil Hindistan dedi ki...

denk yu