Çarşamba, Eylül 12, 2007

US Open ve Les Miserables


Haftasonunu US Open dolayisiyla televizyona yapisik halde gecirdik. Durup durup 'yaw gene gidemedik ya' diye soylenmeyi de ihmal etmedik. Bu tarihlerde genelde tatilde oluyoruz, bu yil bir yere gidemedik. Yasasin maclara gidecegiz diyerek biletler satisa cikti dendiginde bilgisayar basinda yerimizi aldik. Ama haftasonu maclarinin hicbirine yer bulamadik. Hafta ici gidelim dedik, buldugumuz biletler cok pahali cikti. Oyle kaldi yine. Balkirin mudurlerden ona da bilet dusuyor US Open'a mesela ama bizim patronlarda tik yok bu konuda maalesef. Bizde ciksa ciksa beyzbol ve futbol maclarina - o da cok ender - fazla bilet cikiyor, onlar da bizi hic ilgilendirmiyor. Azimliyiz, bir yil mutlaka basaracagiz gitmeyi. Kadinlar finali cok sikiciydi bence, final maci dedigin soyle hop oturtur hop kaldirtir cinsten olmali, kim kazanacak acep diye ici icini yemeli insanin. Bunun baslamasiyla bitmesi bir oldu. Erkekler finali cok daha zevkliydi, bir de 5. sete uzasaydi tadindan yenmez olacakti.

Son gittigimiz muzikalden bahsedeyim biraz da. Cocuklugumuzdan beri hasir nesiriz bu eserle. Kitabini okuduk, film(ler)ini seyrettik, muziklerine asik olduk, uzun bir donem evde bikmadan usanmadan ardarda dinledik. Veee en sonunda muzikaline gidebildik. Broadway'de sahnelenmeye 1987 yilinda baslamis Les Miserables. Su anda en uzun sureli sahnelenen oyunlar siralamasinda ucuncu. Ilk ikisi Cats ve Phantom of the Opera saniyorum. Oyun cok guzeldi, 2.5 saat nasil gecti hic anlamadik. Minik Cosette'i canlandiran kucuk kizin sesine asik olduk, cok cok guzeldi.

Hiç yorum yok: