Cuma, Eylül 17, 2010

Atlantis - I

Bir haftalik Bahama tatilimiz cabucak geciverdi. Laraanim ilk kez ucaga bindi. Ozellikle yakin bir yer sectik, 3 saat surecekti ucus. Bir canta dolusu yol aktivitesi/kitap vs hazirladim, bilimum snack aldim yanima. Sabah kargalardan once uyandirdigimiz icin yolda uyumasini da umit ediyordum ama tabi ki uyumadi. Havaalaninda hic beklemeden islemleri tamamladik, kahvalti ettik ve ucaga bindik.

Her 15 dakikada bi yapilan 'birazdan kalkiyoruz' 'valla kalkicaz' 'gitti gidiyoruz bak' ve benzeri anonslarla 1 saatten fazla ucakta bekletildikten sonra ucagin arizali oldugu anons edildi ve indirildik. Yeni ucagi bekledik, bindik, onun da hadi diyip hareket etmesi nerdeyse 45 dakika surunce benim yol cantasinin cogu elden gecmis oldu o arada. Ucak kalktiktan yaklasik yarim saat sonra inecegim diye tutturdu kede. Ucagi beklerken yorulur da uyur belki diye bayagi kosturmustum onu koridorlarda ama bu strateji yorgun, aslinda uyku saati gelmis ama uyumayi reddeden ve dolayisiyla huysuz bir kede olarak elimizde patladi. Iki aglama seansiyla yolculugu bitirdik, daha uzak bir yere ucmuyor oldugumuza sukrettik.

Havaalanindan ciktik ve firina girdik. Bu nasil bir sicaktir. Daha once gittigimiz adalar da bu kadar sicak miydi unutmusum bak. Nemle de birlesince feciydi ortalik. Kendimizi denize atana kadar zor dayandik.

Arkadaslarimiz Kursat ailesi ile birlikte ciktik bu tatile. Atlantis su parklariyla dolu bir resort. Resort demek haksizlik oluyor aslinda, koy diyelim kendisine. Kendi zip kodunu alsa yeridir, yuru yuru bitmiyor. Bir suru havuz var, cocuklar icin su kaydiraklarinin oldugu buyuk bir su parki var, buyukler icin kaydiraklar var, plaj var, kocaman simitlere yayilip suni akintiyla resortun cevresini dolastigin lazy river var...var da var. Biz Atlantisin icinde kalmadik, azicik tuzlu kendileri hazimsizlik yapiyor cuzdanda. Onun hemen yanindaki Comfort Suites oteli hem gayet uygun fiyatli hem de Atlantisin tum olanaklarindan yararlanma hakki var, orada kaldik. Kahvaltinin oda fiyatina dahil olmasi da cabasi. Zira Atlantiste bir aldigin nefes beles.


Sabah kahvaltidan sonra solugu Atlantiste aliyorduk, aksama kadar da bir plaj bir havuz bir lazy river bir kaydirak orada takiliyorduk. Babalar ve anneler olarak donusumlu olarak kendi aktivitelerimizi yaptik. Sadece bir kere Larayi Filiz ve Aylinle birakip bir saat Adille beraber kaydiraklara ve ridelara gittik. Alpago da sagolsun bizimle gelip kameramanlik yapti. Lara o sirada kendi su parkinda oldugu icin yoklugumuzu farketmemis bile:) Geceleri 11.30'dan once odaya girmiyorduk, kede cok iyi dayandi. Hoop ogle uykusunu yukari cekti, aksam rahatca oturabiliyordu o sayede. Arabasini goturmus olmamiz cok isimize yaradi, tum gunduz uykularini onda yapti.

Daha onceki Montreal gezimizden tecrubeli oldugumuz icin yanima koca bir kutu cheerios ve bolca granola bar vs almistim. Zate cok secici kede, oralarda ona gore birsey bulmak iyice zor oluyor. Cocuk menusunden sectigimiz peynirli makarnayi bile iki didikleyip birakiyordu (haksiz da sayilmazdi gerci cok dandik bir makarnaydi). Daha cok atistirma seklinde gecti ogunleri, tatildir diyip ustunde durmadik. Cogu gun hemen karsimizdaki marinaya gidip kahve aliyorduk atlantise gecmeden, kede de extra sut katilarak sogutulmus 'hot chocolate'ini es gecmedi hic. Aksamlari da son duragimiz illa ki dondurmaci oldu.

Cocuk parkinda farkli seviyelerde su kaydiraklari var. Kede basta temkinliydi biraz, Aylin (8.5 yasinda) sagolsun cok yardimci oldu ona, nasil kaymasi gerektigini falan gosterdi. Ilk baslarda beraber kaydilar sonra bizimki bagimsizligini ilan edip bir ters bir duz kendi basina kaymaya basladi. Birkac kere basasagi da kaydi ama direk kafa ustu suya inmekten pek hoslanmadi sanirim bir daha oyle kaymadi. Fotograf cekecegiz diye tum yalvarmalarimiza ve hatta rusvet teklifimize ragmen kaydirtamadik basasagi bir daha. Orayi cok sevdi kede. O parktayken bizi hic aramadigi gibi yakinlarinda gordugunde kiziyordu gelme diye.

Hiç yorum yok: