Gobek aldi basini gidiyor malum. Kedeyle de genelde yerde oynuyoruz. Benim yerden kalkmam biraz zaman aliyor tabe. Once salonda oynamisiz mekan degistirecegiz. Ben dogrulup kalkana kadar o coktan asagi inmis bile. Merdivenlerin dibinden sesleniyor:
- come on mommy, we don't have all day!
Bucure bak sen. Nerden duyduysa artik:)
Evde ingilizce konusmuyoruz aslinda. Okulda yeterince konusuyorlar zaten. Ornegin kankasi Selin de onunla ayni sinifta ve okul disinda bir araya geldiklerinde de aralarinda genelde ingilizce konusuyorlar, okulda fazlaca beraber olmalarindan gelen aliskanlik herhalde. Ama okulculuk oynarken ingilizce konusmamizi istiyor, okulda oyle konusuluyor ya. Ona peki diyoruz.
Neyse iste, okulculuk oynadik bitti asagi indik kampcilik oynuyoruz. Yemek yiyoruz sonra yatip uyuyoruz falan. Birkac hayvani da yanimizda, onlar da diziliyor yastiklarin ustune yatma saati geldiginde. Ben cok yuksek sesle horlayip sonra birisi horlamis da uyanmisim gibi ortaligi ayaga kaldiriyorum, kede de guluyor, suclunun ben olduguma ikna etmeye calisiyor beni. Oyun boyle. Her yatista horluyorum ya, itiraz ediyor birinde:
- anneee, stop horling hayvanlav uyaniyov
Horlamanin hor'unu almis 'ing' eklemis sonuna da, al sana horling:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder