Pazartesi, Aralık 25, 2006

Olanlar Bitenler


Noeldi yilbasiydi derken tam tatil moduna gectim ben. Herseyden elimi ayagimi cekme modu oluyor bu benim icin. Yayilip film izleyeyim, dergi kitap okuyayim, belki biraz (cok degil ama az) yemek denemesi yapayim, arkadaslarimla takilayim...Bugun tatiliz mesela noel diye. Yarin oburgun ise gidip yine tatil moduma kaldigim yerden devam edecegim ondan sonra:))

Havalar hala cok guzel. Bu hafta da oyle olacakmis. Karsiz noel mi olur diye burun kiviranlar var tabi. Ben memnunum halimden, usumeyi hic ama hic sevmiyorum.

Cuma aksami canim arkadasim Elif'le komsu kasaba East Rutherford'da bara gittik. Daha once de bahsetmistim, Rutherford'da icki satisi var ama bar yok. Kasabamizin merkezinde bir tren istasyonu var. Istasyonun bir yani Rutherford, bir yani East Rutherford:) Tam da kosede Blarneys var. Lokal, hemen herkesin birbirini tanidigi barlardan biriydi. Yemek yemek isteyenler icin restaurant kismi da var. Biz barda zorla da olsa oturacak yer bulduk, ardindan gelsin biralar gitsin martiniler. Yuruyerek geldigimiz icin araba kullanma derdimiz de yoktu, kakara kikiri donduk eve sonrasinda.

Cumartesi Numanlardaydik. Emine'ler de geldi. Kyoko iyice asmis artik, dolma sarmis, nefis olmuslardi koca tencereyi bitirdik resmen. Masaya raki gelince sofor ilan edildim otomatik olarak. Anason kokusuyla aramiz bir turlu duzelmedigi icin raki icemiyorum hala. Icenler 1.5 siseyi devirdiler ama:) Gece ilerleyen saatlerde Numan gece orda kalmamizi teklif etti. Sabah zaten sehre inmem gerekiyordu benim, zaten geceyarisini gecmis, git sabah tekrar gel cok gozumde buyudu, orda kaldik. Fotograf makinamiz takildi kaldi aksam. Bozulduguna kanaat getirmistik ugrasip ugrasip cekme dugmesini kipirdatamayinca. Sabah Adil farketti ki kosede birbombe olusmus, oraya takiliyormus. Haftasonuna ait hic fotografimiz yok bu yuzden.

Sabah Yagmur'la nerdeyse iki aydir hadi diye ayaklandigimiz ama bir turlu yapamadigimiz dim sum etkinligimizi gerceklestirdik. Sonunda:) Dim sum icin tercihim Golden Unicorn oluyor genelde. Yagmurun cinli bir arkadasi Golden Bridge'i onermis, oraya gittik. Yukari ciktik ki bir sira var kapida inanilir gibi degil. Sira sira sandalyeler koymuslar millet elinde numara yazili bir kagit bekliyor. Sandalyeler dolmus ayakta da bayagi insan var. Gozumuz bayagi korkmus bir halde numara veren kizin yanina gittik, iki kisi misiniz hemen gelin diye bizi iceri aldilar, inanamadik. Masalar genelde 6 kisilik oluyor, 3 kisinin oldugu bir masaya oturtulduk. Disarida bekleyenler kalabalik gruplarmis. Koca salonda Uzakdogulu olmayan cok az kisi vardi. Minik el arabalari icinde servis ediliyor yemekler, bakip begenip aliyorsunuz. Masanizdaki kagida damga vuruluyor aldiginiz her tabak icin, cikarken de ona gore hesaplaniyor ucret. El arabalariyla dolasan kadinlar Ingilice bilmiyordu yalniz, neyin ne oldugunu anlayana kadar canimiz cikti. Arada anlamadigimiz seylerden de aldik tabi denemek adina. Tika basa doyduk ama off supermis bunlar diyemedik yedigimiz hicbirseye. 1-2 yer daha var denemek istedigimiz, ona gore siraya koyacagiz dim sum yerlerini:)

Ahhh, teyze oldum ben yine:)) Sevgili arkadasim Mina ha bugun ha yarin derken Cuma gecesi dogum yaparak Maya'yi katti aramiza. Dim sum cikisi ziyarete gittim nar tanesini. Pek sevimliydi ama fotograf makinamiz sayesinde Maya'nin da hic resmini cekemedim:( Sali sabahi eve cikiyorlar artik oraya gidip cekecegiz.

Hiç yorum yok: