Nisanin son haftasi dort gunluk bir gezi yaptik DC taraflarina. Iki aile olarak ciktik yola Persembe sabahi. Ilk durak Annapolis. Mola vermeden gidelim dedik (yol 4-4.5 saat) ama cook kalabalikti yollar. Bir ara durduk resmen o derece kalabalikti. Kede arkada bir ara krize girse de cabuk gecti. Hakli cocuk, ben de olsam sikilirim o kadar saat koltuga baglanmis bir halde oturmaktan. Ipod'un duacisi olduk bir kez daha. Cizgi filmlerini seyretti, sarkilarini dinledi bolca. Tatile gidiyoruz diye nesesi yerindeydi genelde. Her 3 dakikada bir geldik mi diye sorarak Adil'i bayilmanin esigine getirdi bir ara:))
Canatalari otel odasina attigimiz gibi disari ciktik. Annapolis kucuk ama cok sevimli bir sehir. Deniz kiyisinda. NJ'i soguk ve az yesillikle birakmistik ama oralara bahar gelmisti bile. Rengarenk cicekler, agaclar, kucucuk renkli evler pek hostu. Bolca yuruduk. Deniz kiyisinda yemek yedik, yurumeye devam ettik. Kucucuk yerel bir kitapci bulduk, rahat koltuklarina yayilip kahve ictik, bahcesinde oturduk, kitap karistirdik. Sonra yengec yemeye gittik. 'Ye yiyebildigin kadar' bir yerdi, bizimkiler yengec nesline bir miktar zarar verdiler sanirim:)
Aylin ablasi yine bolca ilgilendi bizimkiyle sagolsun, keyfine diyecek yoktu hatunun. Tum gun uyumadi, saat 10'da pusetinde sizdi en sonunda. O puseti de az daha evde unutuyorduk. Halimiz nice olurdu onsuz bilmiyorum. Lara pusetini otelde bagajdan indirdigimizde gordu, hemen 'ben ona binmem o babyler icin' dedi. Keyfin bilir dedik. Yoruldukca mutlu mesut yayildi icine tabi.
Ertesi gun Alexandria'a gittik. Yine cantalari otele attigimiz gibi ciktik. Sefil bir gundu. Bahar degil de kisa girmisiz gibi bir soguk hava, surekli yagan yagmur, pek sevimsizdi. Istedigimiz gibi dolasamadik o yuzden. Daha cok kapali yerlerde takildik, hababam yedik. Aksam saatlerinde Emineler de katildi gruba. Haftasonu oldugunu gozardi edince aksam yemegi icin yer bulabilmemiz bayagi zaman aldi. 10 kisiye ha diyince masa cikmiyor boyle kucuk yerlerde. Bir gun oncesinin yorgunlugunu atamadigi ve yine uyumadigi icin gun icinde zaman zaman cok huysuzlandi kede ama aksama dogru duzeldi, neredeyse geceyarisina kadar uyanik takildi bizimle.
Bir sonraki gun hava duzeldi neyse ki. Sabahtan yine cok serin oldugu icin sonradan elimizde kalacagini bile bile montlari almak zorunda kaldik. Kahvalti sonrasi istikamet Washington. Trenle Washington'a gittik. Once Space Museum'u gezdik. Washington'da tum muzeler ucretsizmis. Biz oraya en son 5-6 yil once gitmistik cogu seyi unutmusuz tabi. Muze cok kalabalikti, bicok sey icin sira beklemek zorunda kaldik, sonra yeteeerr diyip attik kendimizi disari. Oradan oraya saatlerce yol yuruduk. Lara yine Aylinle takildigi icin puset vestiyer gorevi gordu, tum montlari tasidi, yoruldukca Alp oturdu vs. Gik demeden yurudu o kadar saat bizimki gurur duyduk kendisiyle. Bolca kostular, cimlerde yuvarlandilar, atlikarinca bile bulduk onlara.
Artik freni patlamis kamyon moduna girince kedeyi zorla oturttuk pusetine. Yorgunluktan dusecek ama farkinda degil. Kiyameti kopardi once, kendini atmaya calisti falan ama cabucak kesildi sesi. Yemek yiyecegimiz yere varana kadar coktan sizmisti. Bar/restaurant arasi olan yerde hokey maci seyrediliyordu, bolca da gurultu vardi haliyle ama bana misin demeden 1.5 saat uyudu, kendine geldi. Bize de iyi bir mola oldu yemek, hepimiz cok yorulmusuz yuru yuru. Sonrasinda yine bolca yurume. Derken pilimiz bitmis bizim de tekrar trene git, oradan in yuru vs cok usendik: Taksiiii. Arada uyudugu icin en zinde olanimiz Laraydi. Otele gitmek istemedi, baska yeve gidelim, gezelim diyip durdu. Alemlere akacak hatun:)
Son sabah otel havuzunu ziyaret ettik. Sonra kahvalti ve donus yolu. Gelirken karsilastigimiz trafikten biraz gozumuz korkmustu ama cok kotu olmadi donus neyse ki. Arada Philadelphia'ya ugradik, philly cheese steak yiyelim diye. Bogazimizin goturdugu yere gidiyoruz biz:) Hemen bulamadik, artik vazgecip baska birsey yemek icin oturdugumuz yerdeki ahci soyledi nerede bulabilecegimizi. Hemen oraya da zipladik tabi. NJ ondeki arabanin zor goruldugu siddette bir yagmurla karsiladi bizi. Kede de sizdi koltugunda o sirada. Normalde uyurken bir yerden bir yere tasidigimiz zaman hemen uyanir ve ayilir, tekrar uyumaz. Ama saat 7.30 olmustu artik ve cok yorgundu, eve gidince de gik demeden devam etti yataginda uyumaya. Minicik gezicik de boylece bitti.
2 yorum:
Gezdiğiniz yerlerin fotoğraflarını yayınlasaydınız ne güzel olurdu biz de görmüş olurduk oraları:)
Fadis bir bakayim neler cekilmis, ben hic foto isine girmedim bu gezide:) birkac gun icinde eklerim bulduklarimi.
sevgiler
Yorum Gönder