Perşembe, Aralık 28, 2006

Film: The Wooden Man's Bride

Film yazmamisim ne zamandir. Ha bugun ya yarin derken kaliyor film yazilari. Uzakdogu filmleri ilgimi cekiyor hep. Bu da onlardan. The Wooden Man's Bride (Wu Kui) 1994 yapimi bir film. 1920'lerde Cinin kirsal kesimindeki hayati, gelenekleri, yasam tarzini anlatiyor. Gelenekler cok cok cok onemli, onlara gore ve onlar icin yasiyorlar (tanidik geliyor degil mi). Koylulerden birinin kizi aganin ogluyla evlenecek, torelerin gerektirdigi sekilde kendi evinden alinip deveye bindirilerek gelin gidecegi koye goturulurken haydutlar yollarini kesip gelini kaciriyorlar. Gelini teslim etmekle yukumlu Kui canini tehlikeye atip gidip gelini haydutlarin elinden kurtariyor. Bu arada olayi haber alan damat da gelini kurtarmaya gitmek isterken kendi silahinin patlamasiyla oluyor. Bu durumda gelin kendi koyune donebilir aslinda ama damadin kati kurallari olan annesi dugunun gerceklesmesi icin israr ediyor. Kizin babasinin agaya borcu oldugu icin onlar da karsi cikamiyorlar. Olen oglunun anisina agactan kaba bir heykel yaptirip kizi onunla evlendiriyor ve omrunun sonuna kadar artik oglu yerine gecen bu heykele sadik kalmasini istiyor.

Agactan bir heykelin karisi olmak zorunda kalan Young Mistress (gelinin adi o artik, herkes ona boyle hitap ediyor) defalarca isyan etse de bir ise yaramiyor, kayinvalide boyle yasayacaksin diyor baska bir sey demiyor. Kaciyor ama colun ortasinda birkac evden olusan bu yoksul koyde gidecek hicbir yer yok, yakalaniyor. Bu tur her tesebbusten sonra ustundeki baski biraz daha artiyor. Onu haydutlarin elinden kurtardigi icin odul olarak kendisine ciftlikte is verilen ve kizin umutsuz halini uzaktan izleyip onun icin uzulen Kui ile yakinlasiyor en sonunda. Ama bunun aciga cikmasinin bedelini cok agir oduyor. Sonunu da anlatmayayim artik, belki izlemek isteyen cikar.

O donem Cin kulturunu basariyla anlatan bir film. 7.5/10

Gecenlerde New York Times'da okudugum bir makale geldi aklima filmi seyredince. Cinin kirsal kesimlerinde oglu veya kizi bekar olenlerin onlari baska olulerle evlendirmelerine dair bir yaziydi. Geleneksel Cin inanislarina gore evlenmeden gecen bir omur tamamlanmamis bir omur ve bekar bir erkek, olu de olsa, evli degilse cok mutsuz oluyor. Olumden sonra da yasam olduguna inanildigi icin bu aileler icin kabullenilemiyecek birsey, kendilerini sorumlu hissediyorlar. O yuzden de kizi olmus ailelere para verip evlilige ikna ediyorlar. Sonrasinda tabutlar yan yana konup ciddi ciddi dugun toreni de yapiliyor. Kiz ailelerinin derdi biraz daha baska. Geleneklere gore kizlarin babanin aile agacinda yeri yokmus, kocasinin aile agacinda yer alabiliyormus ancak. Kizlarinin toplumda bir yer edinmesi kaygisini guden aileler kizlari evlenmeden olurse gelin arayan olu erkek ailelerine baslik parasi karisiligi veriyorlarmis kizlarini.

Cin'in tek cocuk politikasi yuzunden kiz cocuk dogacagini anlayan ailelerin cogu aldirmaya basvurdugu icin evlenecek yasta kiz sayisi da ozellikle kirsal kesimde oldukca azalmis. Kacabilen buyuk sehirlere okumak ya da calismak icin kaciyormus zaten. Kalan kizlar da sayilari az oldugu icin cok degerlenmisler, cok pahalilarmis. Gelin tacirleri varmis hatta, kacirdiklari kizlari baska koylerde gelin olarak satiyorlarmis. Yoksul ailelerin ogullari hayattayken gelin bulmalari iyice zor oluyormus yani. Cok cok fakir olanlar da ogullarinin tabutunun yanina gelini temsilen bir dal dikiyorlarmis.

Bu gelenek sadece Cin'e ozgu degilmis aslinda. Dogu Avrupa ulkelerinde, 19. yuzyilda Ingiltere'de de olmus. Cinin kirsal kesimlerinde hala suregelen bir uygulama ama bu. Bunu devam ettiren baska toplum kalmis mi onu da arastiracagim bir ara, merak ettim:)

2 yorum:

OUR BEAUTIFUL HOUSE&GARDEN dedi ki...

Yeni yilinizi ve Bayraminizi kutlar, tüm dileklerinizin gerceklesmesini dilerim. Sevgiler Sonia...

Adsız dedi ki...

Mutlu Yıllar ve İyi Bayramlar..

Sevgilerimle..

Feza