Çarşamba, Aralık 28, 2005

Gezi Notlari III - Iguazu Falls


Brezilya’daki son duragimiz Iguazu Falls, yani selaleler. Iguazu, Rio’dan yaklasik 1,500 km otede kucuk bir sinir kasabasi ayni zamanda. Gercekten kucuk bir kasaba ama. Otele yerlestikten sonra kasabayi dolasmaya ciktik, cok uzun surmedi:) Kasabadaki Lubnanli sayisi bizi oldukca sasirtti ama. Lubnan restaurantlari, pastaneleri, kafeleri gorduk. Hatta o aksam bir Lubnan lokantasinda yemek yedik, Adil nargile bile icti. Bu tur bir yer beklemiyorduk, sasirdik. Yemekler cok guzeldi.

Foz do Iguazu havaalaninda bizi karsilayan sonraki iki gun boyunca bize rehberlik yapan Carlos bu turda rastladigimiz en iyi rehberdi. Bolgenin ve ulkenin genel ozelliklerinden tarihine, politik yapisina kadar bircok bilgi verdi bize. Ertesi sabah bizi otelimizden almaya geldi ve Arjantin, Brezilya ve Paraguay arasina sikismis olan selaleleri gormeye gittik. Toplamda 275 selale varmis, bunlarin 250si Arjantin’de, 25 tanesi de Brezilya’da.

Iguazu Falls, Guarani dilinde buyuk su anlamina geliyormus ve adini da oradan almis. Guarani Paraguay ve Bolivya'nin resmi dili. Arjantin'deki Corrientes bolgesinde de bu dil konusuluyormus. Yaklasik 3 km boyunca siralanmis olan selaleler yagmur ormanlarinin icinde yer aliyor. Manzara inanilmaz guzel. Aralara serpistirilen metal kopruler bazi buyuk selalelere oldukca yaklasmanizi sagliyor. Bu koprulerin bazilarinin uzuna kadar gittimizde asagidan sicrayan ve o anda sadece serinletiyormus gibi gelen su damlalari ile sirilsiklam olduk. Selalelerin cogu Arjantin kisminda oldugu icin Brezilya tarafindan manzara daha guzel, hepsi bir anda gorulebiliyor. Bu selaleler dunyanin 8. harikasi olarak da aniliyormus (Niagara Falls 87. sirada). Brezilya’ya gidecekseniz, burayi da mutlaka ama mutlaka gormelisiniz bence.

Kasim-Mart arasindaki yagmur sezonunda selalelerden akan su miktari saniyede 12,750 metrekup olabiliyormus. Bizden 1-2 hafta once cok siddetli yagmur yagmis ve uzerinde yurudugumuz koprulerin bir kismi tasmis. Ondan bir ay kadar once yagan siddetli yagmurlarda da bu selalelerin en buyugu olan Devil’s Throat (Gargantua del Diablo) selalesinin uzerine kadar giden kopru yikilmis. Yerine henuz yenisi yapilmadigi icin o kisma gecemedik. Orayi karsidan ve biraz uzaktan gorebildik sadece.

Yuruyusumuzun ilk kismini bitirdikten sonra nehirdeki bot (speed boat) gezisine katilmaya karar verdik. Botla selalelerin oldukca yakinina kadar gittik. Devil’s Throat tarafinda siddetli akan buyuk selalelerden birkac tanesine yanastik ama gozumuzu bile acamadik sicrayan sularin siddetinden. Cok guzel ve eglenceliydi. Bu bot turunu oglen saatlerinde yapmakta fayda var cunku denize dusmus gibi cikiyorsunuz karaya. Sonrasinda yuruyuse devam ederken kuruduk arada. Yaninda yedek kiyafet getirenler ya da tekneye mayoyla binenler de vardi. Mayo fikrini cok takdir ettik su damlayan kiyefetlerimizle ortalarda dolanirken. Tekne turundan sonra yurusuyun devam edecegi noktaya gitmek icin ustu acik safari kamyonlarina biniliyor. Ufak bir tur da o sekilde yapmis olduk. Tropik ormandaki cesitli agaclari ve meyveleri ogrendik (Tekrar gorsem hicbirinin adini soyleyemem o ayri:)) Bolgede 450 tur kus ve 250’nin uzerinde kelebek turu varmis. Yabani hayvanlari hic saymiyorum. Kelebek coktu hakkaten, surekli ustumuze konuyorlardi ama. Bazi yerlerde yoldaki kelebeklere basmamak icin caba sarfediyorduk nerdeyse. Buna ragmen denk getirip de dogru duzgun bir kelebek fotografi cekemedim:(

O aksam icin ben yoresel muzikleri dinlemek ve danslari gormek istedigim icin Carlos’un da onerdigi bir gosteriye bilet aldim. Tur boyunca ekip arkadaslarimiz olan Genya ve Eugenie cifti de gelmeyi dusunduklerini soyleyince aksamki gosteriye beraber gittik. Bir onceki aksam gittigimiz bari begenen Adil ve Tolga gosteriyi pas gecip tekrar bara gitmeyi tercih ettiler.

Restaurant cok buyuktu. Gittigimizde cok kalabalik degildi, aa erken geldik galiba derken birden doluverdi. O kadar insan nerden cikti bir anda hic anlamadim. Yemek acik bufe brezilya barbekusuydu ve cok guzeldi. Hakkini verdim ben de:)) Sovlar eglenceliydi. Latin Amerika ulkelerine ait sarkilar soylendi, danslar edildi.

Itaipu Baraji

Modern dunyanin 7 harikasi arasinda sayilan Itaipu dunyanin en cok elektrik ureten ve uretim kapasitesi en buyuk hidroelektrik baraji. Itaipu da adini Guarani dilinden almis, anlami: sarki soyleyen taslar! Brezilya ve Paraguay arasinda Parana Irmagi uzerinde kurulmus. Tam kapasite calisan 18 jenerator unitesi Brezilya'nin elektrik enerjisi ihtiyacinin %25'ini, Paraguay'in ise %90'ini karsiliyor. Iki yeni unitenin yapimi da devam ediyormus. Jeneratorlerin 9 tanesi Brezilya'ya 9 tanesi de Paraguay'a ait. Ama cok kucuk bir ulke olan Paraguay'a tek jenerator yetiyormus aslinda. O da diger jenaratorlerden elde ettigi enerjiyi Brezilya'ya satiyor ve projeye olan borcunu da bu sekilde oduyor bir anlamda. Baraj 196 m yuksekliginde ve 7.7 km uzunlugunda.

Bu resmi havaalanina giderken mola verdigimiz bir yerde cektik. Uc ulkenin kesistigi bu noktayi ozellikle gostermek istedim. Resmi cektigimiz taraf Brezilya, tam karsisi Arjantin, nehrin sag tarafinda kalan alan da Paraguay:)))

1 yorum:

Erduran dedi ki...

valla harika yaa, çok güzel yerler gezmişsiniz..ağzımın suyu aktı resmen,özellikle şelaleler falan süpermiş,, bu arada asya turuna giden arkadaşlarım var onları da internet sitelerinden takip ediyorum size de tavsiye ederim, onlarada çok imrendim aslında
http://www.turksonair.net/
bi göz atın derim..