Sandra Day O'Connor 1981 yilinda Ronald Reagan tarafindan "Supreme Court" (bizdeki Anayasa mahkemesi) uyeligine atanmis ABD tarihindeki ilk kadin yargic. 24 yil sonra bugun kendini emekliye ayirdi ve tum gun televizyonlarda bu konu konusuluyor...
ABD'yi bilmeyen biri icin bu olayin onemini kavramak biraz zor ama uzun vadede pek cok insanin hayatini etkileyebilecek bir konu! Neden mi? ABD bir hukuk ulkesidir ve ABD’yi ABD yapan temel oge Anayasasidir. Bu anayasayi yorumlayan 9 tane yargic, tum Amerika’lilari etkileyecek kararlar alirlar. Ancak, ABD’nin dunyadaki konumu dolayisiyla bu kararlar bazen sadece Amerika’lilari etkilemekle kalmiyor. Bunu birazdan acacagim ama biraz geriye gidip Amerikan tarihinin belki de en unlu davasi ‘Roe vs. Wade’ ve Sandra O’Connor’in davadaki rolunden bahsedelim..
Sandra O’Connor, Ronald Regan tarafindan bu goreve getirilirken, muhafazakarlari gozetecek, Cumhuriyetcilerin cizgisinde biri olarak dusunulmus. Gel gor ki, verdigi oylarin 2/3u muhafazakar yargiclarla ayni yonde olsa da bazen liberal yargiclarla birlikte olmus ve genelde 4-4 esitligi bozup karari belirleyen kisi olmus. Farkli zamanlarda farkli taraflarla birlikte olmasi yuzunden ‘swing vote’ yani ‘sagi-solu belli olmayan oy’ olarak adlandiriliyordu.
Roe vs. Wade’e gelirsek…ABD'deki devletcikler (eyaletler) kendi kanunlarini cikartirlar. Mesela, Texas kurtaji yasaklamis. 1970 yilinda Sarah Weddington adinda genc bir bayan avukat, muvekkili bekar bir bayan olan Norma McCorvey’in tecavuze ugrayip hamile kaldigi ve Texas kanunlari yuzunden kurtaj olamamasi nedeniyle magdur oldugu iddiasi ile bir dava acar. Bu gibi davalarda kurban elbette kimligini afise etmek istemiyor, o yuzden mahkeme, Norma McCorvey yerine takma bir isim kullaniyor: Jane Roe.
Sonradan davaya baska magdurlar da katiliyor. Dallas savcisi Henry Wade de kanunu savunan taraf oluyor (Roe Wade’e karsi – Roe vs. Wade). Bu dava ile ilgili yaziyi Wikipedia’da ve milyonlarca web sitesinden okuyabilirsiniz. Kisa keselim, Anayasa mahkemesi protestolar sunlar bunlar dinlemez ve 22 Ocak 1973 senesinde, 7-2 Roe’nun tarafini hakli bulur, kurtaji yasaklamanin anayasaya aykiri olduguna hukmeder.
O gun bugundur bu dava ABD’de turnusol kagidi muamelesi gorur. Kisisel ozgurluk, secme hakki diyen Demokratlar Roe’nun tarafini, ‘degerler’ diyen hristiyan muhafazakar Cumhuriyetciler ise Wade’in tarafini tutar. Is burda bitmemis tabii. O gun bugundur hristiyan – evangelist – muhafazakar taraf bu hukmun degistirilmesi icin ugrasiyor.
Amerika 1950’lerin Amerika’si degil. Gittikce saga kayan, sahinlesen, ‘Corporate America’ lafinin hakkini vermek istercesine buyuk sirketlerin daha da buyuyup gucunu arttirdigi, kisisel hak ve ozgurluklerin daha da azaldigi bir ulke olma yolunda gidiyor.
Bundan 40-50 sene once tum Anayasa Mahkemesi uyeleri Liberal iken, Demokrat baskanlar cok seslilik adina kendi donemlerinde Muhafazakar isimleri aday gostermisler. Muhafazakarlarin ne yaptigini soylemeye gerek yok. Yavas yavas liberaller sahneden cekiliyor ve daha muhafazakar bir yargic toplulugu tum Amerikalilarin hayatini degistirecek kararlar aliyorlar. Simdiye kadar ki tum denemelerde 5-4 Roe galip geldi ve 5. kisi Sandra O’Connor oldu.
Bir ilginc not daha dusup, biraz daha genis acidan bakalim. Gecenlerde CSI'in bir bolumunde Grissom soyle bir laf etti: “ Ne oldugumuz hic degismez ama kim oldugumuz surekli degisir”. Jane Roe yani Norma McCorvey de George W. Bush gibi sonradan ‘dine’ doner, koyu bir hristiyan olur ve kurtaja karsi cikanlarin safina katilir. Aslinda tecavuze ugramadigini ve avukatinin kendisini kullandigini iddia etti. Hatta bir iki yil once kararin iptali icin anayasa mahkemesine basvurdu ama basvurusu ‘makul bir zamanda’ itiraz etmedigi gerekcesi ile kabul edilmedi.
Konu elbette sadece kurtaj degil. Daha bir iki gun once ‘MGM vs. Grokster’ davasinda teknoloji firmalarini ve programcilari uzen, Hollywood’u sevindiren bir karar cikti Anayasa mahkemesinden. Bu karara gore, lisansli bir urunu kopyalama ya da kanunsuz bir sekilde dagitimina izin veren teknolojileri ureten firmalar, bu urun yasal amaclar icin de kullaniliyor olsa bile dava edilebilecekler. Aslinda cok basite indirgedim, daha karisik bir durum ama sonucta Cumhuriyetcilerin arkasinda oldugu is dunyasinin sevindigi bir sonuc.
Ote yandan, 1984 yilinda Universal Studios, betamax’in kopyalamaya izin vermesi sebebiyle Sony’e karsi actigi davada Sony vs. Universal City Studios Anayasa Mahkemesi ‘kisisel kullanim amacli olarak Televizyon yayinlarinin kopyalanmasinin yasal olduguna’ karar vermisti. Dedigim gibi Anayasa mahkemesinde alinan bir karar o andan itibaren insanlarin hayatini etkilemeye basliyor. Bu kararin ardindan piyasaya cikan tum ‘kayit’ cihazlari bu karardan etkilendi. Gittikce muhafazakarlasan bir anayasa mahkemesinden boyle bir karar cikmasi belki de artik daha zor.
George W. Bush ortadan birini secer mi gibi anlamsiz ve iyimser sorular soruluyor ama Bush’un seceresi ortada. Koyu muhafazakar ve parti cizgisinde birini aday gostereceginden eminim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder