Pazartesi, Ekim 03, 2005

The Feast of St. Francis

The Feast of St. Francis, hayvanlarin ve doganin azizi olarak da bilinen St. Francis’e adanan ve tum hayvanlarin kutsandigi bir gun. Feast of St. Francis 4 Ekim’de ama genelde ekimin ilk haftasi nerdeyse tum katolik kiliselinde hayvanlarin kutsanma ayinleri yapiliyor. Kedi kopek, kus, at akliniza hangi hayvan gelirse sahipleriyle beraber geliyor kiliseye.

Manhattan’daki St. John The Divine Katedrali’nde bu kutlama her ekim ayinin ilk Pazar sabahi yapiliyor. Toren 11’de basliyor ama cok kalabalik oldugu icin erken gitmek gerekiyor. Ben ilk kez dort yil once gitmistim ve cok etkilenmistim. Engin burdayken onu da gotureyim istedim. Sabah erkenden yola ciktik ve 10.15’de kiliseye vardik. Iceri grup grup aliyorlardi. Siraya girdik ve birkac dakika icinde iceri alindik. On taraflar tamamen doluydu. Arka siralar da doluydu ama ortalar bostu. Mutlu mutlu bos siralara dogru ilerleyip kendimize yer begenirken gorevlilerden biri onumuzu kesti ve biletimizin rengini sordu. Ne bileti?? Ben daha once geldigimde de biletim yoktu ki. Ustelik gelmeden kilisenin web sayfasinda bu torenle ilgili yazilan herseyi okumustum biletten falan bahsedilmiyordu hic. Megersem uc renk bilet varmis, turuncu en on siralar icin, sari orta siralar icin beyaz da arka siralar icin. O biletlerin nasil edinildigi konusunda hala bir fikrim yok.

Isyanlarimiz gorevli icin yeterli olmadi ve biletiniz yoksa duvar kenarina gecmeniz gerekiyor diyerek yerler dolduktan sonra gelenlerin ayakta siralandigi duvar kenarlarini gosterdi bize. Ama bu haksizliiik diye soylene soylene mecburen duvar kenarina gectik. 6-7 kisi daha vardi yanlarina yere oturduk ama belli araliklarla yerlestirilmis olan buyuk sutunlar yuzunden hicbirsey gormek mumkun degildi bulundugumuz yerden. Asik bir suratla karsimizda duran ama ulasamadigimiz bos siralara ic gecirirken baska bir gorevli geldi. Bir yanlis anlama oldugunu, istedigimiz yere oturabilecegimizi soyledi. Adam cumlesini bitirirken biz yuzumuzde kocaman gulucuklerle ayaktaydik zaten. Aslinda arka bolume oturmamiz gerekiyordu ama orasi dolmustu bile. Oyle olunca gorevli esliginde orta kisma goturulduk ve istedigimiz yeri secebilecegimiz soylendiginde kendimize hemen gecis yapilacak koridorun yaninda bir sira sectik.

Oturma faslini hallettikten sonra etrafin fotograflarini cekerken orta alan da cesitli hayvanlar ve sahipleriyle doluverdi ve toren basladi. Elimizdeki kitapciktan ilahilerin ve konusmalarin sirasini takip edebiliyorduk. Ilahilerin sozleri de yazili oldugu icin cevrede eslik edenler de vardi. Koro cok basariliydi ve solistlerin sesi cok guzeldi. Ilahilere beyaz giysileri icindeki danscilar eslik etti.

Torenin sonunda kilisenin hayvanlarinin gecit toreni vardi. Deve, at, lama, keci, esek, cesitli kuslar, kaplumbaga, kurbaga, kuzu…ve arada unuttugum hayvanlar gecis yaptiktan sonra toren sona erdi. Kalmak isteyenler ve hayvanlarinin kutsanmasini isteyen hayvan sahipleri kilisenin bahcesindeki etkinliklere katilmak icin arkaya yoneldiler. Biz de sehrin daha asagi kisminda o anda yapilmakta olan Polonya Yuruyusu’ne yetisebilmek icin metroya kosturduk.

Hiç yorum yok: