Hafta sonu Paulo Coelho'nun The Alchemist'i ("Simyaci") kitabini dinledim. Cok begendim; gayet hos bir kitap. Ola ki ala okumadiysaniz, mutlaka okuyun.
Ardindan, Neal Bascomb'un "Higher: A Historic Race to the Sky and the Making of a City" kitabini dinlemeye basladim. Kitap, bir yanda kukreyen 1920'lerdeki (Roaring '20s) ABD'nin durumu anlatirken bir yandan da donemin iki unlu mimari William Van Alen ve H. Craig Severance'in ortakliklarinin bitmesinin ardindan birbirlerinin amansiz rakibi haline gelmelerini ve Dunyanin en yuksek binasini insa etmek icin giristikleri yarisi aktariyor.
Mimarlik dunyasinin harika cocugu Van Alen, 405 Lexington Ave.'da, sadece 4 yilda Chrsyler'i bir dunya devi haline getiren is adami Walter Chrsyler'in kendisine tanidigi sinirsiz kaynaklarla Chrsyler adini bugunlere tasiyacak Manhattan'in en guzel binalarindan birini insa ederken, ayni donemde, rakibi ve eski ortagi, zeki bir is adami olan Severance, bas mimari Yasuo Matsui ile Wall Street'te, 350m'lik yuksekligi ile yarisi kazanacak gibi gorunen Bank of Manhattan binasini insa etmektedir.
Bascomb, bir yandan bu muthis mucadeleyi akici bir dille aktarirken, bir yandan da, mimarlik ve insaat dunyasinin 1850'lerden baslayarak betanarme yapilardan celik yapilara gecisini, teknolojik gelismeleri ve mucitlerini, donemin unlu is adamlarinin yasamlarini, borsa cilginligini ve ABD'nin dunya liderligine giden yolda attigi adimlari okuyucuya (uhm, dinleyiciye) detaylari ile sunuyor.
Bu kitap sayesinde, Manhattan'daki eski gokdelenlerin nicin kat kat pasta gibi insa edildigini de ogrendim. 1916 yilinda cikarilan imar yasasina gore bir bina, basladigi caddeden ancak cadde genisliginin 2.5 kati kadar yukselebiliyormus. Sokaklarin karanlikta kalmamasi icin cikarilmis bu yasa. Ilk yukseklige ulasildiktan sonra binalar geri cekilmek benzer sekilde belli yuksekliklere ulastiklarinda tekrar geriye cekilmek durumunda imis ancak binalarin yuksekliginin ne kadar olabilecegi sinirlandirilmamis.
Ilk planlara gore, Chrsyler binasi 233m yuksekliginde tasarlanir; bu haliyle Van Alen yarisi kaybedecek gibidir. Ancak 1930 yilinda Bank of Manhattan'nin en ust noktasi planlandigi gibi 283m'ye ulasir ve bir hafta sonrasinda buyuk supriz gelir: Van Alen, binayi 7 kat daha uzatmak icin gizlice izin alir ve yine gizlice binanin icinde Chrsyler binasi 319m'ye tasiyacak olan catiyi insa eder.
Ancak, sadece 4 ay sonra Empire State binasi 381m ile Chrsyler binasinin dunyanin en uzun binasi rekorunu gecer ve taa 1972'de World Trade Center'in insaasina kadar da unvanini korur.
Kitabi okumayi bitirmedim henuz ama ogrendigim ilginc bir detay da Walter Chrysler'in Van Allen'a olan borcunu, Van Allen'in muteahhitlerle gizli anlasmalari oldugundan suphelenerek odemedigi bilgisi...
Her seye ragmen, 75 yil sonra art-deco turunun son ornegi olarak Chrsyler binasi, bence Manhattan'in goklerini susleyen en guzel, en goz alici bina olmaya devam ediyor!
[EK - 25 Eylul 2005]
Kitap bitti. Bir iki ekleme/duzeltme yapayim. Kitabin baslarinda Van Allen ile Walter Chrsyler'in bir kontrat yapmadiklari yaziyordu. Walter Chrysler, dunyanin en yuksek binasi icin her tur masrafi yapmaktan cekinmez ama GM'deki guc cekismesi sonucu zaten kin guttugu John Jakob Raskob'un Empire State binasi ile kendini gecmesine tahammul edemez. Otobiyografisinde Chrysler binasindan sadece 2 sayfa bahseder; Van Allen'in adi bile gecmez.
Van Allen, Amerikan Mimarlik Odasi'nin on gordugu bina maliyetinin (~15 Milyon Dolar) %6'sini ister ve mahkeme uzun surer. Van Allen'in sonucta parasinin buyuk bir kismini alir ama yukarida da yazdigim gibi Chrysler tarafi, hakkinda muteahhitlerle gizli anlasmalar yapti turunden soylentiler cikartir. Camur at izi kalsin lafi bosuna degil iste.
Kitabin son bolumu Empire State Binasi, ABD baskanligina aday donemin unlu simasi Al Smith ve JJ Raskob'i anlatiyor. Ozellikle Raskob ilginc bir kisilik. Chrysler gibi kucuk yasta parasiz pulsuz biri olarak baslayip ABD'nin en zengin kapitalistlerinden biri haline geliyor. Kitapta adi gecen ve bu dev binalari dikenlerin cogunun ortak ozellikleri var: fakirlikten geliyorlar, kendilerini yetistiriyor ve zorluklari asmaya alismis azimli, 'buyuk' hayaller pesinde kosan, kibirli, buyuk egolari olan insanlar....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder